Bilinç İslamileştirilmeden Bilgi İslamileştirilebilir mi?

Yaşadığımız yoğun bilgi ve kültür işgali ile inşası ‘oku’ emri üzerine oluşturulmuş kendi medeniyetimizden zihinsel ve sosyolojik olarak bir kopuş halindeyiz. Bu enformasyonun sarsıcı etkisi bilginin kaynağının Allah olduğu inancımızda eğitim, hukuk gibi neredeyse bütün ilim sahalarında aklı efendi edinmiş Batı zihniyetinin kavramsallaştırmalarına doğru bir dönüşüm yaşamamıza sebebiyet vermiştir. Bu kıblemizi kaybettiren dönüşüm; ümmeti siyasi, ekonomik ve dini-kültürel yönden bir bunalımın içerisine itmiştir. Bilincin bunalımı.
Bu bunalım, her şeyin karması şeklindeki mimari ve sanatlarımızda kim ve ne olduğumuz konusundaki kafa karışıklığımızı pek net bir şekilde yansıtır biçimde. Kendi mazisiyle irtibatsız, ruhu yok edilmiş artık sadece birer formdan ibaret her tarzın görüldüğü bir yığın.
Kitabın yazarı Faruki, bilgiyi batılı vasfından kurtararak ona İslâmî bir hüviyet kazandırma çabası olarak ifade edebileceğimiz bir anlayışın temsilcisidir. Kitap, Müslümanların tehlikeli bir bunalım geçirmekte olduğuna ve bilim alanında bir gerileme yaşadığına işaret etmektedir. Kitapta bu durumun sebepleri, geleneksel metotların aksaklıkları ve İslami usulün temel ilkeleri ele alınmaktadır.
İsmail Faruki'ye göre Müslüman bilginlerin yüzeysel ve zararlı eğitim düzenleme yöntemlerinden vazgeçmelerinin tam zamanıdır ve onlar için eğitimde yapılacak düzenleme çağdaş bilginin İslamileştirilmesidir. ‘’Bu görev, zamanlarının ilmini hazmetmiş ve sonraki nesillere İslâmî kültür ile medeniyet mirası bırakmış atalarımızın yüklendiğinin aynı, ama hacimce ondan daha büyük bir görevdir. Beşeri, sosyal ve tabii bilimler birer disiplin olarak yeniden tasarlanıp İslami temel üzerine ve İslam’a uygun yeni gayelere yöneltilerek yeni baştan inşa edilmelidir.’’
İslam âlemi olarak modern disiplinler hakkında görüşsüz olmamız bizi Batı karşısında taklitçi bir pozisyona düşürmüştür. Şu anda İslâm âleminde öğretilen konular ve yöntemler batıda uygulananların bir kopyasıdır, ama batıdakini işler hale getiren temel görüşten yoksundur. O görüş olmaksızın bunlar bayağı düzeyde kalmaya mahkûmdur. Bilgi peşinde koşma ruhsuz mümkün değildir ve kopya edilemeyen şey de ruhun kendisidir. O da insan, dünya ve hakikat görüşüyle; kısacası din ile yansıtılabilir.
Yazara göre yapılacak ilk iş eğitimdeki ikiliğin kaldırılması, bütün bilgilerin tevhit/birlik esasına oturtulmasıdır. Beşeri bilgi mirasının tümünün İslam gözüyle yeniden şekillendirilmesidir. Çünkü ikilik; bir tarafta Hristiyanlığın temelsiz ruhçuluğu ile Budist rahipliğine benzeyen içi boş ruhsallığı üretirken diğer tarafta yani dünyevî yolda ise ahlâkî gerekler bir tarafa bırakılarak sekülerleşmiş insanın kendi ahlâk dışı sistemini geliştirmesine sebep olmuştur.
Ümmet olarak bu bunalımdan kurtulmak için öteki medeniyetlerin taklidini terk edip ‘Bilginin İslamileştirilmesi’ni sağlayacak ve İslam Medeniyetini yeniden diriltecek Müslüman zihinleri ve duyarlılıkları üretmemiz gerekmektedir. Çünkü oryantalist bakış açısının şekillendirdiği kafalar İslami Düşünceyi üretemeyeceği gibi İslam Medeniyetini de inşa edemeyecektir. Karşı çıktığımız uygarlığın aynasında kendimizi var edemeyiz zira İslami bir düşünce sistemi ancak İslami bir hayat içerisinde neşet bulabilir.
Kitabın adı: Bilginin İslamileştirilmesi
Yazarı: İsmail Raci el-Faruki
Türü: Düşünce
Çeviri: Fehmi Koru
Yayın: Risale yayıncılık/6. Baskı/2018/104 syf
0 YORUMLAR
Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...