Bollywood’un Göstermediği Keşmir
İkinci Dünya Savaşı, Soğuk savaş dönemi, başta nükleer alanda olmak üzere silahlanma yarışı, olası bir savaşta tüm dünyanın yok olacağı tezini içeren “dehşet dengesi” ve son olarak Sovyetler Birliği’nin yıkılması… Kısaca sıralanan bu yaklaşık elli yıllık yakın tarih, uluslararası politikada güç kavramına bakışı büyük oranda etkiledi. Askeri ve ekonomik unsurları içeren ve muhatabı istediğini yapmaya zorlamayı ifade eden hard power-sert güç kavramı yerini, muhatabı daha çok kültürel içerikli unsurlarla etkilemeyi ve ona istediğini “istetmeyi” ifade eden soft power-yumuşak güç kavramına bıraktı. Fazla detaya girmeden kısaca belirtmek gerekirse klasik savaşların savaşan taraflar ve hatta uluslararası sistemdeki karşılıklı bağımlılıktan dolayı tüm ülkeler için yıkıcı sonuçlar doğuracağı gerçeği, askeri savaş seçeneğini büyük oranda geri plana itti. Bu yeni konseptin en önemli unsuru olarak kültür ön plana çıktı ve dış politikada etkili olmak isteyen birçok ülke kurdukları enstitüler yoluyla kendi dillerini dünyaya öğretmeye ve kültürlerini tanıtmaya başladı. Örnek olarak İngiltere’nin Britis Council’ı, Fransa’nın Alliance Française’i, Almanya’nın Goethe Enstitüleri ve Çin’in Konfüçyüs Enstitüleri verilebilir.
Enstitülerin yanında, iletişim teknolojilerindeki gelişme ile beraber, radyo kanalları, kesintisiz yayın yapan televizyonlar ve en önemlisi bütün duyuları etkileme kapasitesine sahip sinemalar da yumuşak gücün uygulama araçlarıdır. Hollywood/Amerikan filmlerini izlemeyenimiz yoktur. İster bilim-kurgu, isterse tarihi-kurgu olsun hepimizin izlediği birçok film; en az bir veya birkaç tane sanal kahramanı olmuştur.
Bollywood’u bilirsiniz; Hollywood’un Hint versiyonu, hani şu eğlenceli, romantik ya da aksiyon içerikli, hem güldüren hem de öğreten profesyonel Hint filmlerini. Aamir Khan filmlerini bilmeyenimiz yoktur mesela. Hele annelerimizden Hint dizilerini izlemeyen var mı? Ürettiği içeriğin sayısı bakımından dünyanın en büyük film endüstrisidir Bollywood. Aynı zamanda Hindistan’ın yumuşak gücünün en etkili silahıdır. Her çeşitten filmi, her türlü dansı görebilirsiniz Bollywood filmlerinde. Kapı gıcırtısına oynayan, tatlı mı tatlı, şirin mi şirin insanları; yüzlerinden tebessüm eksik olmayan, neşe ve huzur dolu çocukları; en olumsuz durumdan bile ders çıkarmayı başaran ve mutlu sona bağlayan senaryoları… Konu ve oyuncu dışında dekorları da fark edebilecek kadar dikkat ve ilgi sahibiyseniz eşsiz tabiat güzelliğini de görmüşsünüzdür. Eğer gezmeye, yeni yerler keşfetmeye tutkuluysanız, işte o gördüğünüz eşsiz yer var ya orası Keşmir. Bir diğer adıyla Yeryüzündeki Cennet. Bollywood filmlerinin vazgeçilmez seti, aşkın ve heyecanın, sevinç ve mutluluğun, hep dans eden insanların diyarı Keşmir. Filmlere bakarsanız öyle.
Ancak Keşmir hakkında asla göremeyeceğiniz şeyler var, Bollywood filmlerinde. Mesela Keşmir nüfusunun %70 oranında Müslüman olduğunu, kuruluş anlaşmasına aykırı şekilde Hindistan işgalinde kaldığını Bollywood’dan öğrenemezsiniz. Müslüman Keşmirlilerin işgal karşıtı mücadelesini, dünyanın en yoğun askeri nüfusunun Keşmir’de olduğunu ve kişi başına 8 Hint askeri düştüğünü asla duyamazsınız. İnsanların sokağa çıkma yasağı yüzünden aylarca evlerinde mahrum kaldığını, internet kesildiği için dışarıdaki aile üyeleriyle iletişim kuramadıklarını hissetmezsiniz bile. Mesela bir babanın kucağında cansız bebeğiyle elli kilometre yürüyerek hastaneye gittiğini, bebeğin yolda babasının kucağında öldüğünü Bollywood’dan duyamazsınız. Burhan Wani, Müslüman bir direniş komutanı olarak 22 yaşında şehit olunca bunu Bollywood film ve dizilerinden öğrenemeyiz ama onun yaşındaki film artistlerinin posterleri binlerce gencin odasını süsler. Direnişi, umudu, her şeye rağmen Müslümanların Allah’a olan bağlılıklarını da göstermez Bollywood, Aamir Khan ve diğerleri. Ve duyduğumda beni en çok etkileyen, vücudunun bir yarısı Hint şiddetinden felç kalan 17 yaşındaki Keşmirli Müslüman gencin söyleyebildiği tek kelimenin “Azadi” olduğunu da göstermez Hint filmleri.
Bollywoood Hindistan’ın Müslümanlara yaptığı zulmü gizlemek için kullandığı modern bir silahtır. Kanaatimce nükleer silahından daha etkilidir çünkü insanların gözlerini boyayarak akıllarını ve kalplerini etkilemektedir. Gelecek yıllarda bu silahını Müslümanlara karşı kullanmayı sürdürmekten asla tereddüt etmeyecektir. Ve duydum ki yaklaşık elli tane Bollywood filmi yakın gelecekte piyasaya sürülecektir. Konusu ne mi? Keşmir işgalinin kalıcı hale getirilmesini kutlayan Keşmirliler.
Söz&Kalem - Muhammed Aksoy
0 YORUMLAR
Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...