Karanlık bir yokluk gürültüsünün yamaçlarından ağır ağır varlığa döndü insan. Kayboldu sonra. Kendi varlığına karışarak yok oldu, kendi görünürlüğünün derinliklerine çekildi. Hayat, bu kayboluşlar manzumesi içinde kendini bulmaktır. Kendi sesini, kendi rengini, kendi adımını. Büsbütün kendini. Aynı yolda yürümekten başka çaresi kalmamış tuhaf yaratıklara dönüşüyor insan. Aynılaşmanın yok ediciliğini anlamadan. Aynı gülüşler, aynı yürüyüşler ya da aynı giyinişlerin aynı noktasında yaşayarak… Sami, her şey yoklara karışırken kendini bulmak için yola düşendir. Bir defa çıktın mı yola, düştün mü düşüncenin kucağına dönemezsin artık, eski noktada değilsindir. Hüznün bin türlüsüdür senin payın.
Sami, küçük bir evde yaşayan yalnız bir adamdır. Geçimini duvar ressamlığı yaparak sağlar. Bir gün babaannesinin vefat haberini alır. Genç adama babaannesinden bir sandık miras kalmıştır ve sandığın içi hat sanatıyla ilgili malzemelerle doludur. Sami, hiç ilgisini celbetmemiş babaannesinden kalan hat sanatı malzemelerinden kurtulmaya çalışır. Ancak bu süreç Selma adında bir kadın ile tanışmasıyla bambaşka bir hal alır. Selma, eskiden hat sanatıyla ilgilenmiş bir kadındır ve Sami genç kadının kendisini yönlendirmesi sayesinde hat sanatı ile ilgilenmeye başlar. Bu sırada eski kuşak, yetenekli ve zor bir hattat olan Eşref Efendi'den de destek almaya başlayan Sami, bir süre sonra Selma ve Eşref Efendi arasında sıkışıp kalır. İçinde kaldığı durum, Sami'yi zorlu bir sürevenin içine sürükler. Kendine doğru yol almanın zorluğu…
Bu hal, Sami’nin kendini, hayatı ve her şeyi tanıma yolculuğudur. Bu noktada film, tasavvuf edebiyatının başlıca eserlerinden biri olan Mantıku’t-Tayr ile de paralel bir anlatım içerisinde sembolik bir dil geliştirerek meramını anlatır.
Aşk dilsizdir. Dilsiz’in dili, ruhun sesidir. Her şey bir nokta ile başlar. Aşık olursun, her şey çok açık iken birdenbire dipsiz bir kuyuya düşersin. Kağıdın ortasına noktayı koyarsın. Sırrını açtıkça nokta büyür de büyür. Nokta büyüdükçe hakikat uzaklaşır. Ulaşmak için sabırsızlanırsın. Sokakları bile doğru dürüst göremezsin, caddeleri, yolunu kolaylaştıracak merdivenleri, karanlıkta beliren anlamları, gece uzadıkça bir yerlerde eriyip yok olursun. Yolculuk, çilesiz olmaz. Çileyle yeşerir ümit, çileyle kendine gelir beşer, çileyle varlık bulur, çileyle insan olur. Oluş merdivenleri aşk ile çile ile tırmanılır. Aşk, hâl ilmidir, hâl ile yaşanır. Söz ile anlatılmaz, söz ile anlaşılmaz. Aşk dilsizdir.
Filmin adı: Dilsiz
Yönetmen/Senaryo: Murat PAY
Oyuncular: Mim Kemal Öke/Ozan Çelik/Vildan Atasever
Yapım: 2019/Türkiye
Süre: 95 dk
Söz&Kalem – Feyzullah Çiftçi