Söz&Kalem Dergisi - Emel Aslan Yegin
Geçtiğimiz günlerde, bulunduğumuz bir ortamda sanatın ne denli önemli olduğunu savunan bir topluluğun söyleşisinde bulundum. Bahsettikleri unsurlardan; hava, su, gıda ve sağlık gibi en temel ihtiyaç gibi bahsetmelerini şaşkınlıkla dinledim. Sanatı, hayatın vazgeçilmezi olarak tanımladıkları ve çocuklarımıza mutlaka sanat yoluyla eğitim vermemiz gerektiğini vurguladılar. Sinema ve tiyatronun öneminden uzunca bahsettiler. İnsanın kendi kimliğini ancak sanat yoluyla bulabileceğini iddia ediyorlardı. Elbette ki bu konular tartışılmaya açıktır. Fakat şunu sormak gerekiyor; Sanat gerçekten ne içindir? İnsan mı sanat için vardır, yoksa sanat mı insan için?
Sanatın ne için olduğu, yıllardır tartışılagelen bir sorudur. Fakat bizce, yaratıcı için yani Rabbimiz için olmayan sanatın hiçbir değeri yoktur. Yaratıcı için var olmayan bir sanat, insan için hiçbir fayda sağlamaz. Salt beşeri sanat, insanın kendi gelişimi ve olgunlaşması için hiçbir katkı sağlamaz. Nitekim günümüzde sanatın metalaştığı ve özgürlük adı altında gayr-i ahlaki bir modele bürünmesi bunun bir örneğidir. Sanat diye bizlere empoze edilen film ve sinemalarda geçen gayr-i ahlaki ve ifsad edici şeylerden ötürü bir çok yuvanın yıkıldığı, bir çok insanın kötülüğe sürüklendiği de göz önünde olan bir gerçekliktir.
İnsan için sanat, bir denge unsuru olmalıdır. İnsanın manevi ruhuna iyi gelen, sekinete vesile olan ve tekamüle sebebiyet verecek sanat alanları elbette değerli ve kıymetlidir. Bu anlamda İslam, hiçbir şekilde İslam’a karşı değildir. Henüz ilk Müslüman topluluklarından itibaren sanatsal faaliyetler olmuştur. Tezhip, ebru, çini, hat, gibi sanatlar sadece bunlardan bir kaçıdır. Dahası sanatkarlar, İslam toplumu içerisinde hep hürmet görüşlerdir.
Sanatı, bir takım ifsad edici film ve sinemalardan ibaret görenler bu gerçekliği fark etmeyebilir. Fakat İslam’ın sanat anlayışı, ehemmiyetle üzerinde durulması gereken bir hususdur. Söz gelimi İslam’ın sanat unsurları öylesine sağlam ve korunmuştur ki, yüzlerce yıl önce yapılan sanat abidesi cammiler, çeşmeler, kervansaraylar, hamamlar halen ilk gün ki sağlamlığını korumaktadır.
Özetle sanat, bir Allah’ı arayış yolu olmalıdır. Derin ve naif ruhları olgunlaştırmak, bu sanat anlayışı ile mümkündür. Küresel kapitalist güçler üzerinden bizlere dayatılan modern sanat anlayışı, toplumlar için ancak ifsa edicidir.