Siyasetin Dindeki Anlamı ve Yerine Dair Mülahazalar

Siyasetin Dindeki Anlamı ve Yerine Dair Mülahazalar

Bu yazıda temel olarak siyasetin dindeki yeri ve din ile siyasetin asıl ve usul olarak ne tür bir ilişkisi olduğundan bahisle meseleye yaklaşmak murat edilmiştir. Öncelikle meselenin daha iyi anlaşılması bakımından kavramlara yeni anlamlar yüklenecek veyahut kavramlara yeni bakış açıları eklenerek konunun daha sarih olması için izahat getirilecektir.

   Din kelimesi, daha çok inanç ve ibadet kuralları sistemi olarak kullanılmakta ve anlaşılmaktadır. Elbette bu doğrudur. Burada bizim için önemli olan dinin kaynağı ile olan bağı ve bu bağı anlamlandırmada insanın fonksiyonudur. Özelde İslam dinin kaynağı yazılı ve iki kapak arasına alınmış olan Kuran’dır.

 Başta Peygamber olmak üzere ve ondan sonra gelen ehliyet sahiplerinin bu kaynaktan inanan ve insanlar için çıkarmış olduğu hayat dolu esas ve usullere; bu usullerin yaşanılır haline din denmiştir. Din Allah’ın halifesi olan insanın her şeyi anlamlandırmada ve yerli yerine koymada müracaat ettiği kaynak olan Kurandan aldığı her şeydir. Din sınırlandırılamaz çünkü kaynak olan Kuran, Allah’ın ilminden olduğu için ihata edilemezdir. İnsan her yönelişinde aldığı esas ve usullerin tamamını bir sınıra dâhil edip bunun adında din demiştir. Sonuç olarak dinin tek kaynağı Kuran’dır. Bu sebeple bu yazımızda siyasetin dindeki anlamı ve yerini anlatırken aslında her şeyin içerisinde olduğu ve evrenin yazılımı olan Kuranda siyasetin nasıl kodlandığından bahsetmiş olacağız.

Siyaset Kuranda hangi esas ve usulle kodlanmıştır?

   Siyaset, yönetme ve at bakıcılığı yapma olan seyislik anlamlarına gelmektedir. Burada yöneticinin idaresinde olan devletin yönetiminin bir at bakıcısının atı yönetmesine benzetilmesi de çok ilginçtir. At, seyisinden ayrı bir varlık olup varlık-can sahibidir. At idaresinde önemli olan ve merkezde olan attır. Seyis ise sadece atın bakımını yapmakta ve attan alınacak verimin en iyi seviyede olması için sorumluluk üstlenmektedir. Yönetimde de yönetici, yönetmekte olduğu organizmadan ayrı bir kişi olarak var olan organizmanın en sağlıklı bir şekilde işlemesi ve kendisinden beklenen işlevi görmesi için sorumluluk üstlenen kişidir. Sonuç olarak yönetici seyis, yönetilen sistem - bu bir mahalle yönetimi veyahut devlet yönetimi de olabilir – ata benzetilmiştir. At bakıcılığı yapmanın zor olmasından dolayı bir idare mekanizmasının da güçlükle yönetilmesinden ötürü bu iki olgu arasında benzetme yapılmıştır.

   Dinde yani kaynak olan Kuranda nizam ortaya konulurken Allah tarafından hükümler konulmuştur. Bu hükümler kaynağın-dinin ortaya koymuş olduğu hayat sisteminin-nizamın omurgalarıdır. Bu hükümler, yaratıcının istediği ve arzuladığı bireyden topluma aileden devlete kadar her dairede varlığın görünür hale ve işlevsel hale gelmesini sağlamaktadır. İşte bu kaynağın yani Kuranın ortaya koyduğu hükümlere tabi olan ve özümseyen birey; bu bireylerin birleşip yine hükümlere tabi olmak suretiyle meydana getirdikleri toplum yapısı da dinin görünen- zahiri halidir. Aksi durumda din kitapta yazılı bir şekilde kalırdı. İşte insanın kaynaktan anlayabildiği ve yaşanır bir şekilde ortaya koyabildiği her şey dindir. Bu sistem -toplumsal idarenin her yapısal merkezi- de elbette ruha uygun olarak yine yaratıcının halifesi olan insan tarafından bakıma ihtiyaç duyacak ve denetlenmesi gerekecektir. İşte burada siyaset, dinin gerek birey gerek toplum düzeninde zuhur etmesinde ve devamlı bir şekilde tesir etmesinde işlevsel bir rol oynamaktadır. Tam bu noktada düğümü çözen kıstas da dinin, hüküm; siyasetin de bu hükümlerin maksadına uygun yönetimi haiz uygulamalar olduğudur.

Din ve hayat hükümler ile ayakta durur. Dini-hükümleri bir sistem olarak tesmiye edersek siyaset de bu sistemin maksadını bilerek bu sistemin sürekliliğini sağlama ve arzulanan amacın ortaya konması için gayret gösterme faaliyetidir diyebiliriz. İşte burada yine halife olan insan, bir siyasetçi olarak dinin hükümlerini bilip bu hükümlerin maksadına uygun bir şekilde sistemi idare etmeli ve sistemin en verimli bir şekilde işlemesi amacına matuf gayret göstermelidir. Çünkü siyasetçiden beklenilen dinin hükümlerinin icra edilebildiği zemin olan devlet ve toplumsal yapıya yine bu hükümlerin maksadına uygun bir usulle idare etmektir. Yönetme tarzını, hükümlerin maksadına uygun belirleyeceği gibi ortaya koyacağı söylemleri de hükmün maksadını dikkate alarak ortaya koymalıdır.

   Örnek vermek gerekirse bir siyasetçi-idareci faizin haram olması hükmünün maksadına uygun nasıl bir uygulama ortaya koymalı ve bu hükmün maksadına mutabık nasıl bir söylem geliştirmelidir? Bu örnekte siyasetçi hükmü bilmeli ve aklen-kalben bunu kabul ettikten sonra faizin haram olduğunu söylemekten ziyade bunun sömürü aracı olduğunu, üretime engel olduğunu ve emeği öldürdüğünü söylem olarak geliştirmelidir. Bu sömürünün ve emeksiz kazancın sonlandırılması için emeğe ve üretime dayalı kazanç imkânlarını geliştirmelidir, teşvik etmelidir.

   Başka bir örnek vermek gerekirse zinanın haram olması hükmünü bir idareci-siyasetçi nasıl uygulamalı ve bu hükmün maksadına uygun nasıl bir söylem geliştirmelidir? Zinanın, bireyin şahsında tatmin ve mutluluk getirmediğini bununla birlikte nesil emniyetini ve toplumsal güven-esenlik ve huzuru tehdit ettiği yönünde söylemler geliştirmelidir. Uygulama bakımından ise helal ilişkilerin önü açılıp kolaylaştırılmalı, evlilik ile ilgili yasal ve idari düzenlemeler bu paralelde kodifiye edilmeli ve haram ilişkilere imkân ve fırsat verecek ortam ve zamanlar bu maksatla yasalar aracılığıyla minimize edilmeye çalışılmalıdır.

   Son olarak konuyu özetlemek gerekirse dinin kaynağı Kuran’dır. Her şey anlam ve manasını buradan alır. Kurana uygun siyaset de Kuranın hükümlerini bilip bu hükümlerin maksadına matuf uygulama-düzenleme ve söylem geliştirmektir. Yoksa bir siyasetçi ne bir din adamı gibi hareket etmeli ne de geliştireceği söylem sadece dinin hükümlerini beyan etmek olmalıdır. Siyasetçinin ortaya koyacağı icraatlar da hikmete uygun olmalıdır.

Söz&Kalem - Adem AKSU 

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ