Yurtdışı çıkış hazırlıklarınızı tamamlayıp keyifli bir seyahatin ardından daha önce hiç gitmediğiniz bir ülkenin topraklarına adım attığınızı varsayarak, yurtdışında iken nelere dikkat etmemiz gerekiyor hadi hep beraber inceleyelim.
Gerekli sorgu sual ve pasaport kontrolünün ardından ülkeye giriş yapabilince kuş gibi hafiflediğinizi hissedebilirsiniz. Zira her ülke gerekçe göstererek veya göstermeyerek sizi kendi sınırları içerisine almama hakkına sahip. Bu tarz olaylar çoğu zaman çantanızın kontrolünde hediyelik bir eşya veya Türkiye’den getirdiğiniz hediyelik lokum vs yiyeceklere el konulması ise son buluyor. Bu olayı dediklerim ile sınırlı bırakmak isterdim fakat ne yazık ki kimi zaman istenen paraları da vermek zorunda kalabiliyorsunuz. Bu yüzden yanınızda muhakkak küçük para banknotları bulundurun, misal verecek olursak Avrupa ülkeleri için 5 Euro veya 5 Dolar olabilir. Bazı ülkelerde memur maaşlarının düşük oluşu, maaş kadar para kazanabilme anlayışına sürüklüyor. Bu tarz olayları hiç yaşamayacağınızı ümit ederek sizleri havalimanının yolcu çıkış terminalinde hayal ediyorum.
Kontrol noktasını geçtikten sonra yapmanız gereken elimizdeki dövizi çevirip uygun bir vasıta ile şehir merkezine veya daha öncesinde konaklama için ayırdığımız yere doğru hareket etmek olacaktır. Önceki yazımızda parasal mevzuların ve döviz çevirmenin yurtdışında zorlanacağınız mevzulardan biri olacağını belirtmiştik. Sizlere bu konudaki tavsiyemizi tekrar hatırlatmak istiyor ve kesinlikle yurtdışına TL ile gitmemenizi öneriyorum. Yurtdışında, TL’yi gittiğiniz yerin yerel birimine çevirmekte zorlanabilirsiniz. Sizler için en büyük kolaylık daha Türkiye’de iken paranızı her yerde rahatlıkla çevirebileceğiniz Euro, Dolar gibi para birimlerine çevirmek olacaktır. Sizler için bir diğer tavsiyemiz ise yurtdışında paranızı havalimanlarında çevirmemeniz yönünde veyahut şehir merkezine ulaşıncaya kadar yetecek bir miktarını çevirmeniz yönünde olacaktır. İnternetten güncel kuru takip edip en yakın oranı veren bir döviz bürosu muhakkak bulacaksınızdır. Tüm paranızı çevirmeyip günlük ihtiyacınız kadarını çevirmeniz sizler için garantör niteliğinde olacaktır.
Sizleri şehir merkezine ulaştıracak veya o günlük ihtiyacınızı karşılayacak kadar küçük miktarda parayı çevirdikten sonra şehir merkezine giden bir otobüsü yakalayabilmek sizler için oldukça tasarruflu olacaktır. Genelde uzun süren kontrollerden dolayı seyrek olan otobüsleri kaçırmış olabilirsiniz, bazı havalimanlarından şehir merkezlerine minibüsler de gitmektedir. Otobüs veya minibüs bulamadığınızı varsayacak olursak, şehir merkezine taksi ile gitmek zorunda kalabilirsiniz. Daha önce gideceğiniz ülke hakkında yazılar okuyarak taksiye binerken nelere dikkat etmeniz gerektiğini öğrenebilir, ona göre davranabilirsiniz. Misalen gideceğiniz ülkede taksi renklerine göre kandırılma veya fazladan ücret ödememe durumunu öğrenebilir, taksi kullanma durumunda direkt bu taksilere yönelebilirsiniz. Tek renk veya sistemin olduğu ülkelerde taksiye binmeden muhakkak pazarlığınızı yapın veya gideceğiniz yerin ne kadar tuttuğunu öğrenin.
Şehir merkezine ulaştıktan sonra ilk işiniz daha önceden ayarlamış olduğunuz konaklama yerinize ulaşmak ve eşyalarınızı bırakmak olacaktır. Yükünüzü bıraktıktan sonra etrafı veya daha önceden çizdiğiniz rotaları gezmek için şehrin sokaklarında özgürce adımlayabilirsiniz. Tek yapmanız gereken şey adımlarınıza dikkat etmek J Yurtdışında oldukça yaygın ve oturtulmuş bir sistem olan bisiklet yolu, kaldırımlardan sadece bir çizgi ile ayrılmış durumda. Şehrin insanlarının alıştığı fakat yeni gelenlerin kazalara sebebiyet verdiği bu yollar yanınızdan süratle geçen bisikletlilerle dolu. Çarpılmamak için uyarı ve çizgilere dikkat etmeniz gerekiyor J
Rotanızdan ilerledikçe açlık duygusu hakim olacağından yemek yeri arayabilirsiniz. Sizlere tavsiyemiz yurtdışında yerel veya yöresel lezzetleri tatmaya gayret etmeniz yönünde olacaktır. Müslüman olduğunuzu varsayarak domuz eti, alkol vb yiyecek ve içeceklerin servis edilip edilmediğini de girişte sormanız sizlere daha sağlıklı bir seyahat imkanı sunacaktır. Su içerken bile dikkatli olun desem yanılmış olmam herhâlde. Genelde dikkat etmeden su diye aldığınız şeyin gazlı/mineralli su olduğunu sonradan fark edebilirsiniz. Bu yüzden üzerinde natural water veya no gas yazan suları tercih etmeniz gerekmektedir. Ayrıca unutmadan söylememde fayda var, restoranlarda bahşiş kültürü oturtulduğundan bahşiş vermediğinizde servisi veya yiyecekleri beğenmediğinizi varsayarak ‘bir sorun mu var?’ diye sorabiliyorlar. Hesabınızın %5-10’u arası bahşiş için kabul gören bir oran. Hatta bazı restoranlar bahşişi otomatikman servis ücreti adıyla hesabınıza eklemiş olabiliyor. Hesabınızı kontrol edince buna göz atıp bahşişi ona göre vermenizde fayda var. Tabi bu dediklerim her ülke veya restoran için geçerli değil. Gireceğiniz mekana bağlı olarak böyle bir ihtiyacın olup olmadığını gözlemleyebilir ve anlayabilirsiniz. Bir de fastfood restoranlarında yemek yedikten sonra ikilemde kaldığınız bir durum söz konusu: tepsimi ben mi almalıyım yoksa Türkiye’deki gibi personeller mi alır sorusu. Yurtdışında durum Türkiye’dekinden farklı, tepsilerin üstündeki çöpleri çöp kutusuna boşalttıktan sonra kutunun hemen yanındaki tepsiliğe yerleştirmiş olmak gerekiyor. Ayrıca çöpleri de kağıt, cam, plastik, organik vb gibi ayrıştırarak atmak gerekiyor. Çöpün üzerindeki yönlendirmeleri okumak önemli.
Hiç şüphesiz gidilen yerlerde ziyaret edilen mekanların başında müzeler geliyor. Tüm dünyada geçerli olan bir kural vardır ve müzeler pazartesi günleri kapalıdır. Müze ziyaretinizde veya seyahatinizde müze ziyaret etmek istiyorsanız bunu hesaba katmalısınız.
Seyahatinizde ekonomik davranmak masraflarınızı azaltacak, başka aktivite veya turlara katılmanıza olanak sağlayacaktır. Bu yüzden bazı öğünleriniz için market alışverişi yapmak veya yurtdışında hastalanmamak için bağışıklığınızı güçlendirecek meyveleri tüketmek sizler için hem ekonomik hem de sıhhat yönünden iyi olacaktır. Manav alışverişinizde Türkiye’deki gibi her şeyi kiloyla alabileceğiniz bir durum olmadığını belirtmek isterim. Çoğu şey tane ve jelatinlenmiş şekliyle satılıyor. Poşet ücretini de unutmamak gerek J
Eve dönerken yürümeyi veya toplu taşımayı tercih edebilirsiniz. Toplu taşıma veya raylı sistemlerde en çok kafaya takılan soru: Kimse ücret ödemiyor veya kart basmadan geçiyor, acaba ulaşım ücretsiz mi? Bu soru için cevabımız ne yazık ki hayır. Genelde herkes Türkiye’deki mantıkla aylık yaptığından böyle bir şeye ihtiyaç duyulmuyor. Zaman zaman bilet kontrolü veya kart kontrolü oluyor. Biletsiz veya kartsız olmanız durumunda çok ciddi para cezalarına maruz kalabiliyorsunuz. Toplu taşıma için bilet almanız sizi bu risklere karşı koruyacaktır.
Dikkat etmenizde veya bilmenizde fayda olduğunu düşündüğüm bir diğer husus da tuvaletlerde taharet musluğunun olmayışı. Hemen hemen her yerde durum böyle. Taharet musluğu olmayan yerlerin oranı %90 civarı. Önlemlerinizi buna göre almanız işinizi kolaylaştıracaktır.
Son olarak gideceğiniz yer ile ilgili 15 gün öncesinden hava durumu olayını takip etmeye başlayabilirsiniz. Ayrıca gideceğiniz yeri internetten araştırmanız, gittiğiniz yerlerdeki eserlere veya mekanlara daha anlamlı bakmanızı sağlayacaktır. Zihninizden geçen yerlere gönlünüzün güzelliği ile varmanız ümidiyle...
Söz&Kalem - Murat Çöklü