Zamanın Kıymeti | Alıntılar

Zamanın Kıymeti | Alıntılar

“Onlar orada imdâd istemek için: ‘Ey Rabbimiz! Ne olur, bizi buradan çıkarıp dünyaya geri gönder de daha önce yaptıklarımızdan başka, sâlih ameller işleyelim!’ diye feryâd ederler. Allah Teâlâ şöyle buyurur: Biz size, düşünüp ibret alacak ve hakîkati görecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de gelip ikaz etti. Öyleyse tadın azâbı! Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur!” (Fâtır, 37)

*****

Allâh Rasûlü -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem-:

“Cennet halkı, başka bir şeye değil, sadece, dünyada Allah’ı zikretmeksizin geçirdikleri anlara, hasret ve nedâmet duyacaklardır!” (Heysemî, X, 73-74)

*****

“İki nîmet vardır ki, insanların çoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır. Bunlar; sağlık ve boş zaman.” (Buhârî, Rikâk, 1)

****

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“İlim kaybolmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman kısalmadıkça, fitneler ortaya çıkmadıkça, herc yani cinayetler artmadıkça ve elinizde mal çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmaz.” (Buhârî, İstiskâ, 27)

*****

“Oğul! Farzet ki bugün öldün. Hayâtında geçirdiğin gaflet anlarına ne kadar üzüleceksin. Âh, keşke diyeceksin. Lâkin heyhât! Her mü’min, sabah namazını kıldıktan sonra kendisine şu hatırlatmalarda bulunmalı:

Benim sermâyem ömrümdür. Ömrüm gidince sermâyem de gider ve artık kazanma imkânım kalmaz. Bu başlayan gün, yeni bir gündür. Allah Teâlâ bugün de bana müsâade ederek ikramda bulundu. Eğer canımı alsaydı, elbette bir günlüğüne de olsa dünyaya geri gönderilip çokça sâlih ameller işlemeyi temennî edecektim. Şimdi farz et ki öldün ve bir günlüğüne dünyaya dönmene izin verildi. O hâlde bugün günahlara katʼiyyen yaklaşma! Sakın ola ki bugünün bir ânını bile boşa geçirme. Zira her nefes, paha biçilemeyen bir nîmettir.”

İmam Gazali

****

Hasan-ı Basrî Hazretleri şöyle demiştir:

“Öyle insanlar gördüm ki, sizin dirhem ve dinarlara karşı olan hırsınızdan daha ziyade vakitlerini değerlendirmeye hırslı idiler… Ey Âdemoğlu! Sen günlerden, yani zamandan ibâretsin. Bir gün geçince senin bir parçan da gitmiş demektir.”

****

İmâm Şâfiî Hazretleri de şöyle demiştir:

Sûfîlerle arkadaşlık ettim ve onlardan iki mühim prensip öğrendim:

‒ Vakit kılıç gibidir, sen onu kesmezsen o seni keser.

‒ Nefsini Hakk’a yöneltirsen ne âlâ, yoksa o seni bâtıla yöneltir.

*****

İmâm Hasan bin Ruşeyk şöyle der:

“Tefekkür deryâsının kilitlerini açmak için, seher vakti uykudan kalkıp çalışmaktan daha iyi bir anahtar yoktur. Çünkü insan o vakit dış alâkalardan, dünya endişe ve ihtiraslarından uzaktır. Rabbiyle beraberlik zamanına girmiştir. Bedeni dinlenmiş, kendine gelmiş, tazelenmiş ve zindeleşmiştir. Velhâsıl, havanın en güzel, esintinin en tatlı olduğu vakit ve gece ile gündüz arasındaki en müsâit zaman, seher vaktidir. Zira seherde, aydınlık karanlığın üzerini kaplamaktadır. Akşamda ise durum bunun zıddınadır; karanlık aydınlığın üzerine çökmektedir.”

****

Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri der ki:

“Dünyanın bir günü, âhiretin bin senesinden daha hayırlıdır. Çünkü dünyanın bir gününde rızâ-yı ilâhîyi tahsil etmek imkânı vardır. Âhirette ise dünyadaki gibi amel-i sâlihler yapıp da kazanma imkânı yoktur. Orada sadece hesap vardır.”

****

Feridüddîn Attar şöyle der:

“Elden gittikten sonra dört şey geri döndürülemez: Ansızın ağızdan çıkan bir söz, yaydan fırlayan bir ok, olmuş bir kazâ ve boşuna harcanan bir ömür.”

****

Ebû Abdurrahmân es-Sülemî, zamanı ziyân etmenin ve dünyâdan başka kaygıları olmayan kimselerle fazla düşüp kalmanın, nefsin en büyük ayıplarından olduğunu bildirdikten sonra, bunun tedâvîsini şöyle îzâh eder:

“Zamanı, hayattaki en değerli şey bilmek ve çok değerli olan zamanı yine kendisi gibi değerli faâliyetlerle, yâni Allâh’ı zikretmek, dâimî bir ibâdet hâlinde olmak ve kalbe ihlâsı yerleştirmeye çalışmakla geçirmek îcâb eder. Allâh Rasûlü -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem-: «Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzel olmasındandır.» buyurmuştur. (Tirmizî, Zühd, 11)”

****

Abdullah ibn Mes'ud şöyle demiştir: Üzerine güneşin battığı, ömrümün eksildiği, ancak amelimin artmadığı bir güne duyduğum pişmanlık kadar başka bir şeye pişmanlık duymadım.

****

Ebû’d Derdâ şöyle demiştir: Âdemoğlu! Yere ayağınla basabildiğin kadar bas, yakında o senin kabrin olacaktır. Âdemoğlu! Senin hayatın günler demektir. Her bir gün geçince bir parçan gider. Âdemoğlu! Anandan doğduğun günden beri ömrün bitip durmaktadır .”

****

Geçen vakti kaybettiğine üzülmekle meşgul olmak ayrı bir vakit öldürmedir.

Abdulfettah Ebu Gudde

 

Söz&Kalem Dergisi

0 YORUMLAR

    Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
YORUM YAZ