Zoonotik (Bulaşıcı) Hastalıklar Serisi - Kuduz (Rabies) SOKAK HAYVANLARINDAN ÖLÜM RİSKİ

Muhammed Zeki Aygur | Söz&Kalem Dergisi
Zoonoz hastalıklar hayvanlardan insana, insanlardan hayvanlara, hatta hayvandan hayvana ve insandan insana bulaşan hastalıkları ifade etmektedir. Birçok önemli ve ağır hastalık bu kategoride olup sıkça karşımıza çıkmaktadır. Hastalık etkeni olarak genelde virüsler ve bakteriler bilinse de mantarlar ve parazitler de (tek hücreliler, eklem bacaklılar, kurtlar) hastalığa neden olmaktadır. Bu yazımızda son dönemlerde ülke gündeminde sıkça konuşulan ve büyük sorun haline gelen başıboş sokak hayvanlarından bulaşma riski fazla olan ve daha çok ülke gündemimizde olan ve daha çok köpeklerin bulaştırdığı kuduz hastalığından bahsedeceğiz. Kuduz, enfekte hayvanların tükürüğünden, yani salyasından insanlara yayılan ölümcül bir virüstür. Kuduz virüsü genellikle ısırma yoluyla diğer canlılara bulaşır.[1]
Tabi söz konusu sadece köpekler değildir. Ülkemizde kuduza yakalanma ve bulaştırma olasılığı en yüksek türler arasında at, eşek, inek, keçi, kedi ve köpek gibi evcil hayvanlar ile ayı, çakal, domuz, kirpi, kokarca, köstebek, kurt, tilki, sansar, yarasa gibi yabani hayvanlar bulunur. At eşek inek gibi hayvanların sıkça bir ısırma eğilimi olmadığı için kuduz vakalarının müsebbibi olarak daha çok köpekler olarak duymaktayız.
Bulaşma
Kuduz hastalığı erken müdahale edilmesi zorunlu bir hastalıktır. Belirtilerinin görülmeye başlandığı hemen her vakada hastalık bireyin ölümüne neden olur. İnsanlara çoğunlukla hasta hayvanın derin ısırık ve tırmalaması sonucu bulaşır. Hastalık evcil ve vahşi hayvanlarda görülebilir. İnsan kuduz vakalarının en büyük kaynağını köpekler oluşturmaktadır. Bundan başka yarasalar, çakallar, kokarcalar, tilkiler, rakunlar gibi pek çok hayvan da kuduz bulaşında etkilidir.[2]
Kuduz bir hayvanın tükürük, beyin dokusu gibi enfekte materyallerinin direkt olarak gözlere, buruna, ağıza veya bir yaraya temas etmesiyle de bulaşma mümkündür. Ancak daha düşük oranda görülür. Ayrıca organ nakilleriyle, kornea, solunum yolu ve mukozal membranlardan (ağız, burun, göz) bulaşma nadir de olsa bildirilmiştir. Kuduz bir hayvanı sevmek, kanıyla, idrarıyla veya dışkısıyla temas etmek hastalığı bulaştırmaz.
Belirtiler
Kuduzun kuluçka süresi tipik olarak 1-3 aydır, ama 1 haftadan 1 yıla kadar da değişebilir. Bu ısırığın bölgesiyle de ilgili olabilir. Ayağından ısırılan biri belirtileri 1 yıl sonra görebiliyor iken boynundan veya beyin bölgesinde yakın yerden ısırılan kişi de ise belirtiler hemen çıkabilir. Başlangıç belirtileri genel halsizlik, huzursuzluk, ateş ve baş ağrısı şeklindeki grip semptomlarına çok benzer. Bu belirtiler günlerce sürebilir. Isırık yerinde ağrı, batma veya kaşıntı hissi, sonraki günlerde anksiyete, bilinç bulanıklığı, sinirlilik gelişebilir. Hastalık ilerledikçe merkezi sinir sisteminin etkilenmesine bağlı, uykusuzluk, hayal görme, anormal davranışlar, bilinç kaybı, hafif veya kısmi felç, aşırı uyarılma, saldırganlık, tükürük salgısında artış, yutma güçlüğü, sudan ve bazen havadan korkma gibi daha belirgin belirtiler ortaya çıkar. Hastalığın akut dönemi tipik olarak 2-10 gün sonra biter.
Kuduzun klinik belirtileri bir kez ortaya çıktıktan sonra, sadece destekleyici tedavi yapılabilir ve neredeyse her zaman ölümle sonuçlanır. Ölüm, belirtilerin başlamasıyla günler içerisinde gerçekleşir. Bugüne kadar klinik olarak ortaya çıkmış kuduzdan sağ kalan 10 vaka bildirilmiştir ve bunlardan sadece 2 tanesinin ısırılma öncesi veya sonrası aşı ile korunma öyküsü yoktur.[3]
Tanı ve Tedavi
Hastalığın klinik başlangıcı öncesi insanda kuduz enfeksiyonunu gösterecek bir test mevcut değildir. Kuduza özgü havadan veya sudan korkmak gibi belirtiler görülmedikçe klinik teşhis zor olabilir. İnsanda canlıyken ve ölüm sonrası değişik teşhis teknikleriyle enfekte dokularda (beyin, deri, idrar veya tükürük) virüs, virüs antijenleri veya nükleik asitleri tespit edilmeye çalışılır.
Herhangi bir yaralanma durumunda enfeksiyon olasılığını azaltmak için en etkin yollardan biri yarayı hemen su ve sabunla iyice yıkamaktır. Maruziyetten sonra mümkün olan en kısa zamanda lokal yara tedavisi başlatılması, kuduz aşısı ve kuduz immünglobülinin yapılması kuduz semptomlarını ve ölümü önleyebilir.
Yolcular için Risk
Kuduz, Antarktika kıtası dışındaki tüm kıtalarda görülür. Orta ve Güney Amerika, Asya, Afrika’da köpeklerde kuduz hala büyük bir sorundur. Çoğunluğu Asya ve Afrika’da olmak üzere her yıl kuduzdan 55.000 kişi ölmektedir. Bu bölgelere yapılan seyahatlerde vahşi veya evcil hayvanlarla temas edenler için risk mevcuttur. Vaktinin çoğunu açık havada geçirenler (kampçılar, mağara gezginleri gibi), mesleki riskleri olanlar (veterinerler gibi), uzun süre kalacak olanlar için risk daha yüksektir. O bölgeye özgü veya herhangi bir vahşi hayvana yaklaşmaktan kaçınmak ve daima tedbirli olmak gerekir.
Çocuklar çoğu kez kuduz için en büyük risk altındadır. Onların köpekler tarafından ısırılması çok daha muhtemeldir. Ciddi maruziyet halinde, iyi bir tıbbi bakıma acil erişim yoksa hastalık ve ölüm kaçınılmazdır.
Korunma
Yurt dışına çıkmadan önce kuduza maruz kalma riski ve maruz kalma durumunda ne yapılması gerektiği hakkında seyahat sağlığı merkezlerinden veya diğer sağlık kuruluşlarından danışmanlık alınmalıdır.
Hayvan ısırması ya da yaralanma sonrası en kısa sürede yara su ve sabunla temizlenmeli ve acilen bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Aşı ve immünglobulin yapılmalıdır
Isırılma sonrası korunma, 14 günlük bir periyot içinde bir doz insan immun globulini ve 4 doz kuduz aşısı rejiminden oluşur. Kuduz immun globulini ve ilk doz kuduz aşısı, sağlık kuruluşu tarafından ısırılma sonrasında mümkün olan en kısa süre içinde uygulanmalıdır. Diğer aşı dozları ilk dozdan 3, 7 ve 14 gün sonra uygulanır. Bazı durumlarda proflaktik aşılama (ısırılma öncesi korunma ) önerilebilir. Bunun için 3 doz 0,7 ve 21 veya 28. günlerde birer doz aşı yapılır.
Kuduz, eskiden daha çok kırsal alanlarda görülen bir hastalık iken başıboş sokak köpekleri yüzünden artık metropol şehirlerde bile sıklıkla karşılaşabileceğimiz bir hastalık olma yolunda ilerliyor. Sorun bu denli ortada ve görünür halde iken sorunun çözümüne dair somut adımların atılmaması insanların bu konuda kendi tedbirlerini almasını ve bu hastalığın bulaş riskine karşı daha hassas davranmasını gerektirmektedir. Ancak erken müdahale olmadığı takdirde ölümle neticelenen böylesi sıkıntılı bir sorunun yetkili merciler tarafından dikkate alınmaması da ayrıca üzerinde durulması gereken ciddi bir sorundur.
Bu yazımızda kuduz ile ilgili bilgi vermişken yakın zamanda Bitlis’te köpek ısırması nedeniyle kuduz teşhisi konan ve tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Mustafa Erçetin’e Allah’tan rahmet, acılı ailesine sabır diliyorum. Yazıma son verirken birçok ilimizin ve kırsal kesimin sorunu haline gelen başıboş sokak hayvanlarının bakımının, tedavilerinin ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması için yerel yönetimlerin konuya hızlı ve kalıcı bir çözüm bulmalarını temenni ediyorum. Bir başka yazıda görüşmek dileğiyle…
0 YORUMLAR
Bu KONUYA henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...