2019 son günlerinde Çin’in Hubei eyaletine bağlı Wuhan şehrinde yüksek ateş ve solum yetmezliği şikayeti ile hastaneye başvuran hasta sayısında bir artış görülmesi ve hastaneye başvuran hastalar arasında pnömoni vakalarında bir kümelenme olması doktorlarda bir şüphe uyandırmaya başlamıştır. İlk hastalarda alınan örnekler bilinen birçok patojen için test edilmiştir. Ve nihayetinde yapılan tetkikler ve ortaya çıkan bulgular neticesinde Yarasa SARS-CoV virüsüne yüzde 85 oranında benzerlik gösteren yeni bir Coronavirus (2019-nCoV) tanımlanmıştır. Virüsün damlacık ve yakın temas ile bulaştığı tespit edilmiştir. Bulgular sonucunda 1 Ocak 2020 tarihinde virüsün çıkış yeri olduğu düşünülen Wuhan'daki hayvan pazarı kapatılmıştır.
Wuhan’da ki hayvan pazarında ortaya çıkan Covit-19 virüsü yerinde durmadı tabi. Okyanusları ve çölleri aşarak adeta bir dünya turuna çıktı. Böylece kısa bir süre içerisinde neredeyse bütün kıtalara yayıldı. Virüsü ciddiye alıp erken tedbir alan ülkelerde vaka sayısı diğer ülkelere göre daha az görülse de genel olarak her yere yayıldı. Virüs birçok ülkenin üst düzey yöneticisinden toplumun en alt sınıfına kadar ayrım yapmadan herkese bulaştı. İlacı halen bulunmamış olan virüs tüm dünya genelinde bir korku imparatorluğu oluşturdu. Olağan üstü hal kararları alan ülkeler, ordularını sokaklara indirip halkın sokaklarda dolaşmasını yasaklayan karantina uygulamaları, uluslararası uçuş ve seyahatlerin iptalleri, uluslararası spor organizasyonların iptali ve yine uluslararası ölçekte yapılan dünya siyasetinin önemli toplantılarının iptalleri… Virüsün dünya genelinde insanları kapalı mekânlara mahkum eden ve dünyayı neredeyse insansızlaştıran bir görüntü vermesi toplumları tedirgin ediyor. Daha açık bir ifadeyle korkutuyor.
İnsanlığın var olduğu günden bu yana ibadet edilen ve tavafın durmadığı Kâbe’de bile tavafın durması geldiğimiz noktada işin vahametini göstermeye yetmektedir. İnsan kaynayan dünyanın en meşhur mekanları sessiz sedasız, dünyanın dört bir tarafında stadyumları dolduran milyonlarca insan ortalıkta yok. En işlek caddeler, çarşılar, mekanlar sinek bile avlayamıyor zira sineği avlayacak kimse yok. Birçok yerde insanlar olan biteni sadece evlerinden televizyon ve internet ortamından takip etmeye çalışıyor. Dışarıya olan özlemlerini pencerelerinden ya da balkonlarından dışarıyı seyrederek gidermeye çalışıyorlar.
Ölümün gerçekliği ve insanın acizliği hiç bu derece küresel bir boyuta ulaşmamıştı galiba. Kendisini dünyanın efendisi sayan, her şeyi kendi aklı ile halledebileceğini düşünen insanın neredeyse nutku kesilmiş durumda. Her şeye kadir olan Allah insanın acizliğini ve kendisine olan muhtaçlığını bizim literatürümüzle küresel bir olay üzerinden gösterdi. Birçok yönü ile ders çıkarılacak acayip ama bir o kadar ürkütücü bir dönemden geçiyoruz. Kadir olan Allah aciz olan bizlere merhamet etsin inşallah. Ürkütücü olan başka bir şey ise halen 2020 yılının sadece %20’lik kısmını geride bıraktık gerisini siz düşünün