Söz&Kalem Dergisi - Vuslat Şen
“Asr-ı Saadet Döneminde Kadınların Eğitimi” başlıklı yazı serimizin son bölümüne gelmiş bulunmaktayız. Bu bölümde; kadınların Efendimize soru sorma metotları, Hz. Aişe ve diğer annelerimizin eğitim çalışmaları ve sonraki dönemlerde kadınların eğitim yöntemlerini açıklamaya çalışacağız.
Özel Olarak Peygamberimize Soru Sormaya Gelmeleri;
Kadınların, Efendimiz ve Hulafa-i Raşidin döneminde ilim öğrenmek için soru sormaktan çekinmediklerini görüyoruz. Dışarıda herkesin soru sormasına müsaade eden Peygamber Efendimiz, ayrıca öğleden sonra huzuruna girilip soru sorulması için de izin veriyordu. (Mecmaü’z Zevâid, 1/161) örnek olarak Mücadele Suresi’nin inişine sebep olan hadiseyi zikredebiliriz: Havle Binti Salebe, kocasının kendisini boşadığı şikâyetiyle Peygamber Efendimiz’e gelmiş ve kocasının kendisini boşadığını söyleyerek derdini dökmüştü: “Ey Allah’ın Resûlü, Evs benimle genç ve cazip olduğum sırada evlendi. Bunca zaman ona hizmet ettim. Çocuklar doğurup büyüttüm. Gençliğim gidince beni ortada bıraktı. Kocama dönme imkânı yok mu? O da buna razı?” Bu ısrarlı yakarmalardan sonra Mücadele Suresi ilk 4 ayeti nazil oldu.⁷
Hazreti Aişe validemiz, Ensar kadınları hakkındaki bir hayretini şöyle dile getirir: “Ensar kadınları ne hoş, hayâları soru sorarak ilim öğrenmelerine mani olmuyor!” İşte bu kadınlardan biri olan, Hazreti Enes’in annesi Ümmü Süleym, Peygamberimiz’e gelmiş ve “Allah, hak olan bir meseleyi açıklamaktan çekinmez. Bu yüzden ben de çekinmeden soruyorum.” deyip kadınların gusül abdesti alması konusunu soruvermiş, Allah Resûlü de güzelce açıklamıştı. Hadisi bize rivayet eden Ümmü Seleme validemiz merakını yenemeyerek “kadınlara da mı gusül gerekiyor” diye sormuş Peygamber Efendimiz (s.a.v) ona da aynı açıklıkla cevap vermişti. (Buhârî, İlim, 50) Bu rivayetten anlaşılıyor ki, Allah Resûlü’ne kadınlar da gelip soru soruyorlar ve O, sordukları her mevzuya anlayacakları en güzel şekilde cevap veriyordu.
Peygamberimizin Atmosferinde Yetişen Kadın Âlimler;
Allah Resûlü’nün birden fazla evlilik yapması, içerisinde birçok hikmeti barından bir husustur. Bu hikmetlerden biri de hanımları yoluyla kadınlara ve aileye ait hükümlerin ümmete daha iyi öğretilmesidir. Peygamber Efendimizin evde yaptığı ibadetler, ev hayatının ve eşler arası hukukun incelikleri, uyku anında görülen mucizeler, gece hayatının özellikleri, hayız, iddet, gusül gibi konular, çoğunlukla Peygamberimizin hanımları olan annelerimiz tarafından nakledilmiştir. Dolayısıyla aile ve ev hayatıyla alakalı hükümlerin bildirilmesinde ezvâc-ı tâhiratın yeri çok büyüktür. İşte Allah Resulü’nün, kadınların eğitimine verdiği değeri gösteren en önemli hususlardan biri de Efendimizin rahle-i tedrisinde yetişen ezvâc-ı tâhirattır. Bunların başında da Hazreti Aişe validemiz gelmektedir.
Âişe Validemiz (r.anha)
Allah Resûlü’nün hanımları arasında ilme düşkünlüğü ile bilinenlerin en önde geleni Hazreti Aişe validemizdi. O kadar ki, “Bilmediği bir konuyu duyduğunda, onu iyice anlayıncaya kadar sormaya devam ederdi.” (Buhârî, İlim, 36) Ebû Musa El Eşâri anlatıyor; “Allah Resûlü’nün arkadaşları olarak ne zaman bir hadisi anlamada problem yaşasak, hemen Âişe validemize sorardık. Kendisi bize o konuda mutlaka bir bilgi sunardı.” (Tîrmîzî, Menâkıb,62) Rivayetten de anlaşıldığı gibi, Aişe validemizin hadislere vukufiyeti fevkalade ileri idi. Huzuruna gelen bir soru veya problemi, hemen bir hadisle veya bir te’ville (yorumla) hallediyordu. Hatta bazı yanlış anlaşılan veya eksik rivayet edilen hadisleri, Hazreti Aişe validemiz tamamlamış ve bizi yanlış anlamalardan kurtarmıştır.⁹ Ayetlerin iniş sebebini en iyi bilenlerden biri olan Aişe validemiz, Hazreti Ömer ve Hazreti Osman zamanında fetvalar da veriyordu. Hazreti Ömer ve Hazreti Osman (r.a), sünnetle alakalı bazı sorular için Hazreti Aişe validemize elçiler gönderiyorlardı.¹⁰ Peygamber Efendimiz’in hanımları hadisleri çok iyi ezberliyorlardı. Bilhassa Hazreti Aişe validemiz ile Hazreti Ümmü Seleme validemiz bu konuda önde idi.
Hafsa Validemiz (r.anha)
Hafsa validemiz, 20 yaşlarında Peygamber Efendimizle evlenmiş ve 60 hadis-i şerif rivayet etmiştir. Kendisinden de kardeşi Abdullah bin. Ömer, yeğeni Hamza, kadın hizmetçisi Safiye, Harise bin Vehb, Ümmü Mübeşşir gibi sahabiler rivayette bulunmuşlardır. Dikkat edilirse, kendisinden rivayet edenler arasında kadınlar da vardır. Bu kadınlardan biri de hizmetçisidir. İslam, kadın hizmetçiye dahi ilim öğretme imkânı sunmuş, bununla da kalmayıp o ilmi başkalarına nakletmesini de tavsiye etmiştir. Hafsa validemiz (r.anha), belagat ve fesahat sahibi, eli kalem tutan bir kadındı. Babası Hazreti Ömer’in vefatından sonra Müslümanlara hitaben yapmış olduğu bir konuşma vardır ki, gayet edîbânedir.¹¹ Cahiliyede Şifa Adeviye isimli kadından yazmayı öğrenmişti. Peygamber Efendimiz kendisiyle evlendikten sonra, Şifa Adeviye’den Hafsa validemize hüsn-ü hattı ve süslemeyi de öğretmesini istemişti.¹²
Ümmü Seleme Validemiz (r.anha)
Her hanımın, kendi evini birer okul, birer mescid haline getirmesi, dinimizin istediği en azından tavsiye buyurduğu bir kutlu vazifedir. Anneler, çocuklarını böyle bir ortamda büyüttüklerinde, ruhu, aklı, kalbi Allah marifetiyle dolmuş, ibadet, zikir ve ahlâk-ı âliyeyle doymuş bir nesil yetişecektir. İsterseniz şu ayeti bir de bu açıdan okuyalım: “Oturun da evlerinizde okunan Allah’ın ayetlerini ve (Resûlüllah’ın) hikmetlerini anın. Allah muhakkak ki, Lâtif ve Hâbir’dir. (İlmi en gizli şeylere bile nüfuz eder.) (Ahzab, 33/34) İşte bu ayeti ruhunda yaşayan Ümmü Seleme validemiz, okul öğretmenine haber göndererek, Kur’ân öğretmek üzere kendisine çocuk göndermesini istemişti. Yukarıda da geçtiği üzere hadisleri en iyi ezberleyenlerden biriydi. İbn-i Hazm, kitabında 20 kadar hukukçu hanım sahabiden bahseder. Örnek olarak yukarıdaki validemize ilave olarak şu isimleri sayabiliriz: Ümmü Habibe validemiz, Fatıma validemiz, Ümmü Şerik, Ümmü’d Derdâ El-Kübra, Ümmü Seleme validemizin kızı Zeynep, Ümmü Eymen, Ümmü Yusuf, Atike bint Zeyd bin Amr bin Nufeyl, Ebû Bekir Efendimiz’in kızı Esma validemiz, Fatıma bint Kays. (r.anha) ¹³
Sonraki Dönemlerde Kadın Âlimler;
Asr-ı Saâdet döneminin ardından pek çok kadın âlim yetişmiştir. Örnek olarak birkaç tanesinin sadece ismini zikretsek yeterli olur: Kitabet ve şiir alanında Uleyye binti Mehdi Aişe binti Ahmet El-Kutubiyye, Villade binti Halife El-Müstekfî, Tıp alanında göz hastalıklarını tedavi etmekle meşhur Beni Eved kabilesinden Tabibe Zeynep¹⁴ Ümmü’l Hasen binti’l Kadi Ebi Cafer et tancalî ki, meşhur bir tabiptir. Hadis alanında Kerime El- Merveziye, Seyyide Nefise binti Muhammed. Hafız ibni Asakir, kendi hocaları arasında 80 küsur kadın muhaddis sayar. Ayrıca, İmam Şafiî, Buhârî, İbn-i Hallikan ve İbn-i Hibban gibi âlimlerin kadın müderriselerin çoğu, fakih, edip ve meşhur âlimlerdir. Sadece birkaç misalini verdiğimiz bu kadın alimler, İslam’ın kadınların eğitimine bakışını ortaya koymaya yeter. Daha fazlasını tabakat kitaplarına havale ediyoruz.
Netice;
Asr-ı Saâdet döneminde Efendimiz ( s.a.v)’in kavlen ve fiilen teşvikçisi olduğu kadın eğitimi, İslam’da en güzel şekilde tatbik edilmiş ve kadın hiçbir zaman bu hakkından mahrum bırakılmamıştır. Zamanımızda kısmen bazı yerlerde görüldüğü gibi, kız çocuklarını okutmama yanlışlığına düşülmüşse bu, dini yanlış ya da eksik anlamadan kaynaklanmıştır. Hâlbuki dinimizin kaynakları olan Kur’ân ve Sünnet, hep umumi konuşmuş, kadın-erkek herkesi kapsayacak şekilde hitap etmiştir. Peygamberimizin eşleri, sahabe hanımlar ve sonraki nesillerden yetişen kadın âlimler bunun örneğidir.
Öyleyse bugünün inanmış erkeklere düşen vazife, hanımlarına ve kızlarına öğrenme ve öğretme imkânları hazırlamak, buna karşılık kadınlardan ve kızlardan beklenen gayret ise, kendilerine sunulan fırsatları iyi değerlendirip ilme koşmak, imkânlar sunulamamış olsa dahi, şartları zorlayıp kalb, zihin ve akıllarını ilim ve marifetle doldurmaya çalışmaktır. Kaldı ki, bugün ilim elde etme yolları; basitleştirilmiş olup gerek kitapların bolluğu, gerekse yetişmiş insanların çokluğu ve internet sayesinde kütüphanelerin evlere taşınmasıyla, geçmiş yıllara göre daha kolay ve daha geniştir. İnsana düşen şey ise kendisine sunulan imkânları değerlendirme gayreti olup okumaktır.
Kalbî Selâm Ve Muhabbetle.
Vuslat Şen
Dipnotlar:
Asrı Saâdet Döneminde Kadınların Eğitimi (1,2,3) tüm serinin dipnotları.
- Kadın ve Aile, Işık Yayınları, s.40-43
- İbn-i Sa’d, 5/16
- Geniş bilgi için bkz; DİA, İslam’da Kadın, M.Akif Aydın, 24/87)
- Peygamber Efendimiz’in sabah namazından sonra sohbet ettiğine dair bkz: Mecmaü’z Zevâid, 1/159
- Bkz: F.Bari, 9/204; F. Kadir, 2/5
- Kettani, et-Teratibü’l idariyye tercümesi, 3/107
- Muhtasar İbn-i Kesir, 3/48
- Zerkeşî, el- İcabe, s.103
- Tabakat, 2/32-33
- A’lâmün Nisa, 1/275
- İbn-i Hacer, T. Tezhip,12/457
- İbn-i Hazm, Cevâmiu’s Sire, s. 22
- İsbehani, el-Egani, 13/114, A.Nisa, 2/57)