Asra yemin olsun ki! (Asr-1)
İmam Razi, “asr”ın tefsirini yaparken, asr kelimesini mutlak zaman olarak tarif eder. Zaman insanın ömrüdür, bir diğer ifadeyle insanı oluşturan temel parçadır.
Zaman, Allah’u Teâla’nın bu dünya insana sunmuş olduğu en kıymetli nimetlerindendir. Çünkü insanın Allah’a kulluğu bir nizama, bu nizamda zamana bağlıdır. Zaman, insanın bu dünya hayatındaki en kıymetli kazancı olduğu gibi, diğer dünya da kendisine sorulacağı şeylerden bir tanesidir.
İbn Mes’ûd’dan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan bir yere kımıldayamaz: Ömrünü nerede ve nasıl geçirdiğinden, gençliğini nerede yıprattığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, bildiği ile amel edip etmediğinden.”(İmam Tirmizi)
Sorulan beş şeyden ikisi zamanla ilişkilidir; “Ömrünü nerede geçirdiğinden, gençliğini nerede yıprattığından.” Zaman, eğer değerli nimet ise hesabı da ona göre ağır olacaktır.
Allah’u Teâla, Kuran’ı Kerimde birçok zaman dilimine (gece, gündüz, duha, sabah, fecr) ant içmiştir. Buda zamanın ne kadar değerli olduğu ve değerlendirilmesinin bir o kadar önemli olduğunu ifade eder.
Ayeti Kerime’de şöyle buyrulur: “Biz geceyi ve gündüzü birer nişan olarak yarattık. Nitekim rabbinizin nimetlerini arayasınız, ayrıca yılların sayısını ve hesabını bilesiniz diye gecenin nişanını siler, aydınlatıcı olarak gündüzün nişanını getiririz. İşte biz her şeyi açık açık anlattık.(İsra-12)
Düzenli seyreden güneşi ve ayı sizin için yararlı kılan, gece ile gündüzü faydalanacağınız biçimde yaratan O’dur. O, size istediğiniz her şeyi verdi. Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız başa çıkamazsınız. Şu bir gerçek ki insanoğlu çok zalim, çok nankördür!(İbrahim-32,33)
Zaman, insana arz edilmiş bir nimettir. Allah’u Teâla bu dünya hayatında zamanı insanın onu fırsata dönüştürmesi için şekle büründürmüştür. Gece- gündüz, yaz- kış vs, tüm bunların insanın maslahatının gözetildiğindendir.
Bundan dolayı bir Müslümanın en çok dikkat etmesi gereken husus; onun zamanıdır. Çünkü bizim bu dünya da ki maddi ve manevi başarılarımız zamanımızı iyi kullanmamıza bağlıdır.
Peygamberimiz ve ondan sonra bize önderlik etmiş ashap ve ulema vaktin ne kadar değerli olduğunu idrak etmiş ve ona göre yaşamışlardır. Bu kısa dünya hayatından ciddi başarılarla ayrılmışlardır.
Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur: “İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman.”(İmam Buhari)
Peygamber Efendimiz (sav), 5 şey gelmeden önce 5 şeyin kıymetini bilmemiz gerektiğini öğütlüyor ve diyor ki:
“Beş şey gelmeden beş şeyin kıymetini bilin:
- İhtiyarlık gelmeden gençliğin,
- Hastalık gelmeden sağlığın,
- Fakirlik gelmeden zenginliğin,
- Meşgul olmadan, boş zamanın,
- Ölüm gelmeden hayatın kıymetini bilin buyurdu.(İmam Hâkim)
Âlimlerimiz vakit hayattaki en kazançlı nimet olarak görmüş ve bir saniyesini boşa harcamamıştır. Hayatlarına baktığınızda vakte ne kadar önem verdikleri ortaya çıkacaktır.
İmam Rebî, hocası İmam Şafi hakkında şöyle der: İmam Şafi geceyi üçe bölerdi; İlk yarısında yazardı, ikinci yarısında namaz kılar, üçüncü yarsında da yatardı.
İbn Rüşd hayatında sadece iki gün okuma yapmadığını ifade eder: Babasının vefat ettiği gün ve evlendiği gün.
İmam Nevevi’nin öğrencisi onun hakkında şöyle diyor: İmam günde on iki ders okur ve sadece günde bir defa yemek yerdi. Salatalık ve meyve onda hantallık ve uykuya sebep olur diye yemezdi.
İmam Şevkani el-Bedrü’t Talî kitabından kendisinde şöyle bahseder: Uzun bir süre günlük otuz ders halkam oluyordu. Derslerin bir kısmında öğrenci, bir kısmında da hoca olarak bulunuyordum.
Vakit insanın bu dünya da ki en önemli sermayesidir.
İmam Şafi zamanın kıymetini şu beyitle açıklar:
Zaman kılıç gibidir
Sen onu kullanmazsan, o seni kullanır
Vaktin en değerlisi gençte bulunur. Bundan ötürü gençlerin vakit noktasında titizliği daha fazla olmalı. Kişinin ekin vakti ne kadar bereketliyse, hasat vakti de o kadar mutlu olur.
Gençler!
Zamanımızı neye harcıyoruz?
Zaman bu kadar önemli ve ömür bu kadar kısa iken hala boş vaktimiz var mı?
Bizim için en değerli işler olan okumayı ve ilimle iştigal etmeyi hala boş vakitlerde mi yapıyoruz yoksa bunlar için zamanımızı planlayıp bu işlere özel zamanlar mı tayin ediyoruz?
Ahmet KARADUMAN