Bir kaç bin yıldır yaşıyor gibiyim
Asırlık yük var sırtımda
Rotasını bilmediğim yolların kaptanı
Başkası yokmuş gibi bekliyorum her rıhtımda
Ne pusula ne bir yön
Denizi de bilmem gölü de
Bir Nuh’un gemisini duydum
Bir de aç kalmış çocuk tufanı
Dümeni kırık ve yolum acele
Tırnaklarımla isimler oydum
Yetişebildiklerim enkaz kalanı
Kurtardıklarım alacaklı
Ben insanlık namına borçlu
Bir Musa’nın asasını duydum
Bir de Kızıldeniz kıyılarında çocukları
Çölde gemi yüzmez bilirim
Kum tepelerinde fener olmaz
Bu şifa deryasında dert arayan yok
Efendiler pay etmiş her birimize
Kimine susmak düşmüş kimine susamak
Göz gönlü görmüyor bu fırtınada
Bir İbrahim bilirim
Bir de ateşler içinde mülteci kamplarını
Biraz ilerde gördüm ay ışığını
Ve şavkıyla parlayan ayak izini
İlerde çölün tam ortasında
Yeşermiş bir çiçek kopardım
Henüz gençtim biraz da cahillik işte
Yeşertmek için tüm umutları
Diktim bir mağaranın eşiğine
Çiçeklerden bir gül bilirim
İsimlerden bir hira.
Söz&Kalem - Muhammed Beldek