Söz&Kalem Dergisi | Hüseyin Gülsever
X, Y, Z kuşağı gibi abesle iştigal isimlendirmelere maruz bırakılan genç jenerasyonlarımızın önemli problemlerinden birisidir; ölü toprak. Gençliğin dinamizmine ket vurmaya çalışan çarkın azılı dişleri ise gayelerine ulaşmak için seferberlik ilan etmiş ve kahir ekseriyetle başarılı olmuşlardır. Gençlik, afyonvari bir sistemin bütün gereksiz uğraşları ile hemhal olmak zorunda hissettirildiğinden, gayesi olan işlere vakit, nakit ve güç bulamamaktadır. Gerek anlamsız sosyal platformlar, gerek enerji sömürmekten başka işe yaramayan sınav sistemleri, gerekse kazandığı malın hepsini bir çırpıda tüketme hissi ve ardından hazzı veren kapitalist sömürü merkezleri... Bütün bunlar koca koca nesillerin üzerine kürek kürek ölü toprak serpmiştir ve serpmeye devam etmektedir.
Gençlik denince akla ilk gelmesi gereken kavram dinamizm iken, şuan ilk başta "boşluk, bihedef insanlar, gayesizlik..." gibi kavramlar canlanıyorsa zihin dünyamızda, bunda en az genç nesiller kadar onları oraya iten sermaye sahipleri ve buna engel ol(a)mayan tecrübe sahipleri yetişkinlerin de payı vardır.
İçi oyulmuş kavramları gençliğe altın tepside sunmak, düzen sahipleri ve yardakçılarının en iyi yaptığı işken, erişkin zihinlerin de bu kadar pasivize olması ve tepkisiz kalmış olması hepimizin ortak suçudur.
Fakat şimdiye kadar bahsettiğim durum çözülmeyecek cinsten değildir. Her zorluktan sonra kolaylığın geleceğine iman etmiş bizlerin ümitsizlik çukurunda debelenmemesi gerekir. Pasifleştirilmiş ve afyonlanmış genç dimağların felahı, Kitab-ı Mübin olan Kur'an'dır, Kur'an'dadır. Zira O uyanışın ve dirilişin kitabıdır. Onun sahibi (azze ve celle) maddi boyutta ölmüşleri dirilteceğini bildirirken, manevi ölmüşlerimizi diriltmek O'nun için 'kun feye kun' kadar kolaydır. Ancak bizden tek ricası vardır: Gönderdiği kitaba sımsıkı sarılmak...
Evet, Kur'an dirilişin kitabıdır. Tarihin bütün sayfalarında, Müslüman liderler Kur'an ile hemhal olunca zaferler gelmişken, ondan uzaklaşınca hüsrana uğramışlardır. Peygamber(a.s), Hz. Ömer gibi nice ashab, Selahaddin'ler ve Said'ler... Her biri Kur’an aşığıdır ve kendi nesillerinin ihya ve inşasını da ancak Ku’ran ile sağlamışlardır.
Ona bağlı olan imhaya karşı inşa silahını kuşanmıştır. Zira o diriltmek içindir. Yunus Emre'nin hocası olan Taptuk Emre'nin ifadesi ile 'Mesele öldürmek değil oldurmaktır' ve oldurmanın adı da Kur'an'dır.
Gençliği altın tepside içi boş hayallere mahkum etmeye çalışanlar, ellerinde tuttukları altın tepsiyi gençlere verme vaadinde bulunmazlar. Onlar tepsideki boş hayalleri satarlar. Oysa bizim derdimiz altının kendisini gençlere vermektir. Ayrıca bizim tepsimizde yok yoktur. Ve hiçbirinin de içi boş değildir hâşa. Tepsimiz Kur'an, içindekiler de her biri dünyalar nispetinde olan ayet-i celilelerdir.
O ayet ki gençliğe 'inne meal usri yusra' ile üzerinizdeki ölü toprağı silkeleyin zira 'her zorluktan sonra kolaylık vardır' demektedir. O ayet ki 'we en leyse lil insani illâ mâ se'â' ile 'İnsan için yalnız kendi çalıştığının karşılığı vardır' diyerek çalışıp didinirseniz ölü toprağını kaldırmak ve çarkın dişlerine galebe çalmak sizin elinizdedir demektedir. Ve o ayet ki 'la taknetu min rahmetillah' ile 'Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin' zira sizi bu ataletinizden ancak O kurtaracaktır demektedir.
Sayısız çözüm reçetesi sunan Kur'an, okunmaya ve okutulmaya, anlaşılmaya ve zihinlere idrak ettirilmeye en lâyık kitaptır.
Kuşaklar ona muhtaçtır. Zira onun bereketi bütün insanlığı saracak kadar geniş ve kapsamlıdır. Bunun için elinde güç bulunduran tüm Müslümanların, bilhassa yönetici güruhun harekete geçmesi gerekir. Gençlerin her adımına Kuran eklenmelidir. Telefonlar onun adını zikreden uygulamalar ile doldurulmalıdır. Odalarındaki posterler zihinlerini bulandıracak cinsten değil, hilkat ve hakikati haykıran tarzdan olmalıdır. Okullarda ve kitaplarda Kur’an'dan diriliş hüzmeleri süzmelidir. Popüler sosyal mecralara alternatif platformlar oluşturulup, gençlere tekrardan alan oluşturarak dinamo görevi görmeleri sağlanmalıdır. Ebeveynler, evlerinde kavga ve gürültüden vazgeçip Kur'an’ın feyizli havasını hâkim kılmalıdır.
Birileri plan kurmaya devam etmektedir, elimizdeki en güçlü silahı raflarımızdan indireceğimiz gerçeğini unutarak. İnfisaha karşı ıslah, imhaya karşı inşa, ifsada karşı ihya temelinde bütün bu sorunlar biiznillah Kur'an nuruyla çözümlenecek ve şeytan ve avaneleri umduğunu bulamayacaktır.
Unutmayın ki ölmedik sadece uykudayız. Ve uyanış da diriliş de Kur’an'dadır. Ve yine unutmayın ey çark sahipleri; planlarınız alaşağı olacaktır zira Allah, plan yapanların en hayırlısıdır.