Düşünce dünyamızı şekillendiren kitapların, düşünen varlık insan için önemi oldukça fazladır. Kitap okuma oranları toplumların kültür ve gelişmişlik seviyesini gösterir. Çünkü şekillenen bütün düşünceler kitapların üzerine bina edilir. Asrımızın fark edilemeyen en büyük eksikliği medeniyetlerin nasıl yükseldiğinin müşahede edilememesidir. Bugünün sanal dünyası bu müşahedeyi yapmamıza izin vermemektedir zira bu müşahedenin olması ancak bilinçli bir okuma ile mümkündür. Popüler kültüre takılmadan bilinçli bir şekilde okuyanlar vardır elbette ancak gönül ister ki her gencin farkındalık oluşturarak bilinçli bir okuma yapmasıdır. Ama okumasıdır. Çünkü okumak sadece gözler ve dudaklar ile yapılan bir eylem değildir. Okumak, aslında hayata geçirilecek eylemleri bilmektir. Okumak, hakikati bilmek ve öğrenmek uğruna zamanını, belki de hayatını feda etmektir. Okumak, düşüncelerini, duygularını birleştirmek bunları kanıksamaktır. Okumak, zamanın kıymetini bilmektir. Hz Ali’ye ait olduğu söylenilen şu veciz ifadeler bizi zamanın kıymetini bilmeye ve düşünce dünyamızı şekillendirmeye sevk etmektedir:
Senin hayatın sayılı nefeslerden ibarettir,
Her nefesle ömründen bir cüz gitmektedir.
Her sabah eksiliyorsun her akşam öyle,
Ancak eksilmeyi hissedecek akıl yok sende,
Seni canlı tutan her an öldürmektedir,
Seninle eğlenmeyen biri seni götürmektedir.
Aldığımız nefesler bize ne getirdi ne götürdü? Düşünce dünyamıza ne ekledi? Bu soruların cevaplarını hesaba katarak geleceği inşa etmeye bakalım. Okumak, Allah yolunda düşüncemizi temizlemenin en güzel yollarından biridir ama bunun için doğru kitaplar okumak gerekir. Bu minvalde yazar Yusuf Kaplan: “ Tuğla gibi kitaplar, okuyor yani. Hava atıyor. Ya burası (beyin) bir çöplük mü? Allah-u Teâlâ burayı bir çöplük olarak yaratmadı. Okumak bir temizlik operasyonudur. Lüzumsuz kitaplar okumayacaksınız. Çok kitap okumayacaksınız. İyi bir kitabı, çokça okuyacaksınız, döne döne okuyacaksınız. Hazmede ede okuyacaksınız. O zaman okuduğunuzu hazmedersiniz, üretirsiniz.” (1) diyor. Büyük âlimlerden biri olan İmam Ebu İshak İbrahim İbn Ali eş-Şirazi’de şöyle demiştir: “Ben her kıyası bin kere tekrar ediyordum. Birini bitirdiğimde diğerine geçiyordum. Bu şekilde devam ediyordum eğer konunun içinde delil getirilen bir şiir veya beyit varsa kasidenin tamamını ezberliyordum.” demiştir. Dolayısıyla defalarca okumak kusur değil bilakis anlama ve kavramayı açıcı bir eylemdir. Bununla birlikte asıl marifet çok kitap okumak değil doğru kitabı, ihtiyacımız olan kitabı okumaktır.
Abdulfettah Ebu Gudde Âlimlerin Nazarında Zamanın Kıymeti adlı kitabında bu konuyu çok ince bir üslupla eleştiriyor. Eleştirisinde diyor ki; “ Sen bugünün mezunlarıyla önceki âlimlerin halini karşılaştırdığında acayipliği görürsün. Mezun olan bir öğrenci senede bir kez Sübülü’s-Selâm’dan derlenmiş elli kadar hadisi okumakta sonra da hadis okumuş olarak değerlendirmektedir… Dil bilgisinden birkaç konu okumakta sonra da dil bilgisini görmüş kabul etmektedir. Fıkıh, tefsir ve diğer ilimlerde de durum böyle. İnna lillah.” (2) Diye tespitlerini ve eleştirisini yapıyor. Eleştirileri ben ilk okuduğumda şoka uğradım. Bir kere okuyoruz kitabı sonra da ya eleştiriyoruz ya da olduğu gibi alıyoruz, kabul ediyoruz. Okumak gerek azizim okumak…
Ayrıca okumak bir zihin temizleme operasyonudur. Çünkü günümüzde psikolojik ve depresyon hastalarının zihinsel durgunluğu kitap okumamaktan kaynaklanır. Sözgelimi bir roman okurken yeni karakterler, olaylar, durumlar gibi aklınızda tutmanız gereken birçok şeyle karşılaşırsınız. Bu da beyninizde yeni bir hatıra oluşmasını sağlar ki bu sayede yeni sinapslar oluşur ya da var olan sinapslar kuvvetlenir. Bu da kısa süreli hafızanızın gelişmesini sağlar. Sık sık kitap okuyan kişilerin beyninde yaşlılığa bağlı fonksiyon kaydı %32 oranında daha azdır. Bu da hastalık, Alzheimer ve depresyon gibi rahatsızlıkların önüne geçer. Zihinsel faaliyetleri geliştiren kitaplar eylemlere, fiiliyata geçince daha çok kuvvetlenir, pekişir. Dolayısıyla çok okumalı zihnimizi zinde tutmalıyız.
Kitap okumanın birçok faydası vardır. En başta düşünce dünyasını zenginleştirir. Kime göre ve neye göre düşündüğünün bir anlamı olur. Ufkunu açacak kitaplar okuyunca üretebilecek seviyeye gelir insan. Zekâ seviyesi gelişir ve artık düşünmeyle birlikte düşününce üretmeye karar verir insan. Bir kitabı ilk okuduğun zaman: ‘ yahu bu ne diyor, hiç bir şey anlamıyorum’ diyebilirsin. Ancak zamanla okuduğun o kitabın hayatındaki etkisini görünce anlayacaksın. Hayata yön veren şahsiyetlerin mükemmel derece de okuyup ürettiklerini görünce şaşırmamak elde değil. Mesela İbn-i Cerir’in Tarih adlı eserini altmış bin sayfa olması insanları yazma azmi konusunda düşünmeye sevk edebilir. (3) Yine İbn-i Akil’in Fünun eseri sekiz yüz ciltten oluşmaktaydı.(4) Okumak ve okuyup üretmek insana nesiller boyu bir izzet vermektedir. Allah yolunda olunca da bu izzet kat ve kat artmaktadır.
Sonuç olarak Düşünce dünyamızı temizleyip, üreten bir gelecek olmak zorundayız. Kitap okumaya gayret edelim. Vaktimizi değerlendirelim zira boş vakitlerimiz ateş gibidir. Ne diyor şair:
Vakit ateş gibidir, ameller içindeki asa
Ömür yanmakta, koş hadi hayır yapmaya. (5)
Kaynakça:
- Yusuf Kaplan, Kitap Nasıl Okunur? Konferansı.
- Abdulfettah Ebu GUDDE, Zamanın Kıymeti, Takdim Yayınları, s. 177
- AbdulFettah Ebu GUDDE, a.g.e, s. 105
- AbdulFettah Ebu GUDDE, a.g.e, s. 105
- Ebu’l Ala el- Mearri’ye nispet edilmektedir. Bkz. El-Erbeun et Taiyye
Kavramlar:
Sinaps: Nöronların (sinir hücrelerinin) diğer nöronlara ya da kas veya salgı bezleri gibi nöron olmayan hücrelere mesaj iletmesine olanak tanıyan özelleşmiş bağlantı noktaları.
Sübülü’s-Selâm: İbn Hacer el-Askalânî’nin Bulûġu’l-Merâm adlı eserine Emîr es-San‘ânî (ö. 1182/1768) tarafından yazılan şerh.
Söz&Kalem - Muhammed Ali Batı