Söz&Kalem Dergisi - Ali Tarhan
Siyonist işgal çetesi 75 yıldır olduğu gibi 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye dönük başlattığı soykırımda hakikatlere kör ve sağır batı medyasının desteğini arkasına alırken; tüm tehdit ve saldırılara rağmen görevini layıkıyla yürütmeye ve işgal vahşetini dünyaya duyurmaya çalışan duyarlı gazetecileri de aileleriyle birlikte şehit ediyor. Uluslararası sözleşmelere göre savaş ve sıcak çatışma bölgelerinde tehlikeli görevlerde bulunan gazeteciler dokunulmazdır ancak işgal rejimi hiçbir kuralı tanımadığı gibi bu kuralı da hiçe sayarak hakikatlerin üstünü örtmeye çalışıyor. Nitekim 7 Ekim tarihinden bu yana 100'ü aşkın gazeteci görevi başında iken işgal rejimi tarafından katledildi. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 22 Kasım'da bir açıklama yaparak, uluslararası gazetecilerin Gazze'ye girişinin yasaklandığını, Gazze'deki gazetecilerin ise güvende olmadıklarını belirtti. 7 Ekim'den bu yana Filistin topraklarında gazeteciliğin yok edilmeye çalışıldığına işaret edilen açıklamada, uluslararası toplumundan Gazze'deki gazetecileri korumak, Refah Sınır Kapısı’nı açmak ve uluslararası gazetecilerin içeri girmesine olanak sağlamak için müdahale etmeleri çağrısında bulunuldu.
İşgal rejiminin 7 Ekim'den beri Gazze'ye yönelik saldırılarında katledilen basın mensubu sayısı; İkinci Dünya Savaşı, Vietnam Savaşı, Kore Savaşı ve yakın dönemde gerçekleşen ve halen devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı boyunca öldürülen gazetecilerin sayısını aştı. Basın özgürlüğünü savunan bir vakıf olan Freedom Forum'a göre; İkinci Dünya Savaşı'nda 69, ABD'nin Vietnam'ı işgali sırasında 63, Kore Savaşı'nda ise 17 basın mensubu hayatını kaybetti. Şubat 2022'de başlayan ve halen devam devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı'nda ise şu ana kadar 17 gazeteci görevi başındayken öldürüldü. 75 yıldır Filistin topraklarını işgal eden siyonist rejim ise 2000 yılından Aksa Tufanı operasyonunun başladığı 7 Ekim 2023 tarihine kadar Filistin'de toplam 43 gazeteciyi katlederken; 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren bölgede mesleğini icra eden 100'ü aşkın basın mensubunu katletti. RSF, 1 Kasım'da yaptığı açıklamada; Filistin'de çalışan gazetecilere karşı işlenen savaş suçlarının soruşturulması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) başvurduğunu duyurdu. Ancak Filistin ve Amerika vatandaşı olan gazeteci Şirin Ebu Akile'nin 2022'de işgal rejimi tarafından öldürülmesi, uluslararası toplumun güçlü baskısına ve işgalcilerin sözde yetkililerinin itirafına rağmen cezasız kaldı. Cezasızlık ortamı; işgal rejiminin gazetecilere yönelik baskı ve şiddeti artırdı.
Gazze Şeridi'nde işlediği savaş suçlarını ve soykırıma varan saldırılarını dünyaya duyurmaya çalışan ve uluslararası kurallarla dokunulmazlığı olan gazetecileri hedef almaktan geri durmayan işgal rejimi, bunun yanı sıra gazetecilere baskı kuruyor, onları alıkoyuyor, tehdit edip aile fertlerinin kaldığı evleri başlarına yıkıyor. Gazetecilerin, işgal bombardımanına maruz kalmanın yanı sıra elektrik, internet ve yakıt kesintisi nedeniyle Gazze'de görevlerini icra etmelerinin önüne de geçiliyor. Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) ise işgal rejiminin; haber ajanslarına, bir haftalık ateşkesin ardından Cuma günü savaşı yeniden başlattığını, Gazze'de çalışan gazetecilerin güvenliğini garanti edemeyeceklerini vurguladı. Komite, işgalcilerin, sırf basını susturmak için bir gazeteciyi hedef alarak onlarca kişiyi katlettiğine dikkat çekti.
İşgal rejimi Gazze'de soykırım uygularken, gazetecileri de aileleri ile birlikte hedef alıyor. Gazetecilerin ev ve işyerlerini hedef alan işgal rejimi acımasızca katliamlarına devam ediyor. İşgal rejimi, Anadolu Ajansı'nın (AA) foto muhabiri Ali Cadallah'ın ailesinin kaldığı evi 13 Ekim'de bombaladı. Saldırıda Cadallah'ın babası ve kardeşleri dahil ailesinden en az 8 kişi katledildi. 23 Ekim'deki saldırıda ise El Cezire televizyonunun muhabiri Vail ed-Dahduh'un eşi, oğlu, kızı ve 18 aylık torunu ile ailesinden 8 kişi katledildi. Siyonistler 1 Kasım'da da Filistin TV Muhabiri Muhammed Ebu Hatab ve ailesinden 11 kişiyi Han Yunus kentini hedef alan bombardımanda katletti. 5 Kasım'da yapılan saldırıda AA kameramanı Muhammed el-Alul, 4 çocuğunu ve 3 kardeşini kaybetti. Tüm ailesi katledilen Alul yaptığı açıklamada, "işgal rejimi gerçekleri aktaran herkesi hedef alıyor" ifadelerini kullanmıştı. 6 Kasım'da Gazze'nin orta kesimlerindeki El-Beric Mülteci Kampı ve kuzeydeki Beyt Lahiye bölgesinde yapılan saldırılarla aynı gün evleri hedef alınan kadın gazeteciler Ala Tahir el-Hasanat ile Ayat Haddura bombardımanda katledildi. 23 Kasım'da Gazze'nin en çok tanınan gazetecilerinden biri olarak bilinen Filistin Basın Evi Kurumu Müdürü Bilal Cadallah da Gazze'den güneye doğru giderken işgal kuvvetlerinin bombardımanında katledildi. 1 Aralık günü AA'nın kameramanı Muntaser el-Sawaf, işgal rejiminin Gazze'ye düzenlediği hava saldırılarında katledildi. 2 haftada önce evine yapılan saldırıda ağır yaralanan ve görevi başına geri dönen ancak ikinci saldırıda katledilen Sawaf, Facebook hesabından yaptığı o günkü paylaşımda, "Evimiz bombalandı ve aralarında annem, babam, iki kardeşim ve onların çocuklarının da bulunduğu 45’ten fazla kişi şehit oldu. Yüzümden yaralandım ve ne yazık ki henüz bana yardım edecek bir doktor bulamadım. Gazze’de hastane yok, doktor bile yok. Her şeye rağmen yayın yapmaya devam ediyoruz." ifadelerine yer vermişti.
Filistin Gazeteciler Sendikası'nın yayınladığı istatistiklere göre Gazze'de onlarca gazeteci evini kaybetti. 45 gazeteci toplam 250 aile üyesini kaybederken 1200 gazeteci ise yerinden edildi.
İşgalci siyonistler, basın mensuplarının evlerine saldırmanın yanı sıra işyerlerine yönelik saldırılarda da bulunuyor. Filistinli el-Eyyam gazetesi, Gazze Radyosu, Şehab Haber Ajansı, Filistin Haber Ajansı Ma'an, İran devlet televizyonuna bağlı Press TV ve El-Alam ve Fransız haber ajansı AFP'nin ofisleri de tamamen veya kısmen tahrip edildi. 7 Ekim'den bu yana 61 medya merkezi bombalandı. Ayrıca işgal bombardımanı, yakıtın bitmesi, elektrik ve iletişim kesintileri nedeniyle 24 radyo istasyonu kapatıldı. Bu rakamlar minimum rakamlar ve saldırılar devam ettikçe de bu sayı artıyor. İşgal rejimi, gazetecilerin kaleminden dökülen bir haber ve objektifinden yansıyan görüntünün atılan tonlarca bombadan çok daha etkili olduğunu bildiği için gazetecileri hedef haline getiriyor, "PRESS" yazan yeleklerine rağmen onları katlediyor. Her ne kadar işgal, gazetecileri öldürerek yaptığı vahşetin duyulmasını engellemeye ve örtmeye çalışsa da Gazze'de halen tüm katliam ve tehditlere rağmen özgür basın da "direnişini" sürdürüyor, sessiz kalan dünyaya hakikatleri haykırıyor.
Gazze'de gazetecilik yaparak işgale karşı direnenlere selam olsun, şehadet şerbetini içenlerin ruhu şad olsun.