Oruçlunun Mükâfatını Allah Verir
Allah rızası için yapılan her ibadete her hayır ve iyiliğe en az on misli mükâfat verileceği: “Kim bir iyilik yaparsa ona on katı verilir." (En’am-160) ayetiyle vadedilmiştir. Yine Bakara suresinin 261. ayetinde de Allah yolunda mallarını infak edenlerin mükâfatının yedi yüz misli ve daha fazla olacağı belirtilmiştir. Söz konusu mükâfatın az veya çok olması kişinin yapmış olduğu işteki ihlas derecesine ve samimiyetine bağlıdır. Oruç ibadetinde ise Allah ne kadar mükâfat vereceğini belirtmemiş, onun mükâfatını kendisinin vereceğini beyan etmiştir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Aziz ve yüce olan Allah âdemoğlunun bir iyiliğine on mislinden yedi yüz misline kadar karşılık verir, ancak oruç hariç. Allah Teâlâ buyurur ki: Oruç benim içindir, onun mükâfatını ben veririm."
Orucun Dengi Yoktur
Oruç sevap bakımından dengi olmayan, çok faziletli bir ibadettir. Nitekim Ebû Ümâme el-Bâhili (r.a.) şöyle anlatmıştır: Resûlullah (s.a.v)’e gelip:
"-Beni cennete girdirecek bir amel emret.” dedim. Resûlullah (s.a.v):
“-Oruç tut. Çünkü orucun dengi yoktur.” buyurdu.
Sonra Resûlullah (s.a.v)’e ikinci defa geldim, yine:
“-Oruç tut, orucun dengi yoktur.” buyurdu.
Hadis-i şerifi Ebû Ümâme’den rivayet eden râvî demiştir ki: “Ebû Ümâme’nin evinde misafir geldiği durumlar hariç gündüz ateş dumanı görülmezdi."
Oruç Tutan Cennete Reyyan Kapısından Girer
Buhârî ve Müslim’de rivayet edilen sahih hadis-i şeriflerden öğrendiğimize göre oruç tutanlar cennete kıyamet günü "reyyan" denilen özel bir kapıdan gireceklerdir. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Cennette Reyyan isminde bir kapı vardır. Bu kapıdan kıyamet gününde oruç tutanlar girerler, onlardan başka hiç bir kimse giremez. Kıyamet gününde: ‘Nerede oruç tutanlar?’ denilir. Oruçlular kalkar bu kapıdan cennete girerler. Onlardan başka hiç kimse bu kapıdan giremez. Oruçlular cennete girince bu kapı kapanır, artık kimse giremez.” (Müslim, Siyam, 166)
Reyyan, suya kanmış anlamındadır. Nitekim İbn Mâce’nin rivayetinin sonunda: "Bu kapıdan cennete giren ebedi olarak susuzluk duymaz." denilmiştir.
Oruçlunun Ağzının Kokusu
Müminlerin annesi Hz. Aişe validemiz Peygamber Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki oruçlunun ağzının kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.”
İnsan acıktığı zaman ağzında normal hallerdeki kokudan daha farklı, kötü bir koku meydana gelir, insanlar bundan hoşlanmazlar. İşte Hadis-i şerifte oruçlu kimsenin acıktığı zaman ağzında meydana gelen bu kokunun Allah katında misk kokusundan daha güzel olduğu ifade edilmiştir.
Oruçlunun İki Sevinci
Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd (r.a.)’dan Peygamber Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Oruçlu kimsenin iki sevinci vardır:
1- İftar edince sevinir.
2- Kıyamet günü Allah’ın huzuruna çıkıp orucunun mükafatı verilince sevinir."( Nesâî, Siyam, 41.)
Gün boyunca oruç tutarak açlık ve susuzluğa katlanan kimse iftar anında sevinir. Çünkü açlık ve susuzluğu sona ermiş, Allah’a karşı kulluk vazifesini yerine getirmiştir. Bir taraftan Allah’ın vermiş olduğu nimetlere tekrar kavuşmanın, diğer taraftan Allah’ın kerem ve lütfundan ihsan edeceği bol sevabı ummanın mutluluğunu bir arada yaşar.
Ahirette ise Allah’ın huzuruna çıkıp, kendisine verilen çok ecir ve mükâfatı görünce sevinir. Oruç tutmayanlar ise bu sevinçten hem iftar anında mahrum kalırlar, hem de kıyamet gününde.
Oruç Şefaat Eder
Sahabe-i kiramın en zahidlerinden Abdullah b. Amr (r.a.) Resulullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Oruç ve Kur’an kula kıyamet günü şefaat ederler. Oruç:
-Ya Rabbi! Ben onu gündüz yemek ve şehevî arzularından alıkoydum, ona şefaat etmeme izin ver, der. Kur’an da:
-Ben onu geceleyin uykusundan alıkoydum (geceleri kalkıp namaz kıldı ve Kur’an okudu) beni ona şefaatçi kıl, der. Böylece Kur’an ve oruca şefaat yetkisi verilir."
Oruç Kalkandır
Hadis-i şerifte: "Oruç insanı cehennem ateşinden korur. Tıpkı sizden birinin muharebe meydanında kalkanıyla düşmandan korunması gibi.” diye buyurulmuştur.
Oruç tutan kimse devamlı Allah’a karşı ibadet yapmanın bilinci ve şuuru içerisinde olduğu için günahlardan kaçınır. Zaten orucun farziyyetini belirten ayetin sonunda: "Umulur ki oruç sayesinde kötülüklerden korunursunuz." (Bakara: 183) buyrularak orucun bu özelliğine dikkat çekilir.
Oruçlunun Günahları Bağışlanır
Peygamber Efendimiz: "Kim inanarak ve Allah’ın rızasını gözeterek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır." buyurmuştur.
Ayet-i kerime ve diğer hadis-i şeriflerde de ibadet ve taatların, günahların bağışlanmasına sebep olacağı bildirilmiştir. Nitekim Hûd sûresinin 114. ayet-i kerimesinde: “Gündüzün iki ucunda ve gecenin gündüze yakın zamanlarında namaz kıl, doğrusu iyilikler kötülükleri giderir." buyurulmuştur.
Orucun Dereceleri
Burada hemen belirtelim ki orucun da dereceleri vardır, hepsi aynı değildir. İmam Gazali hazretleri meşhur eseri “İhyau-ulumiddin" de orucu üç dereceye ayırmıştır. Bunlar aşağıdan yukarıya göre şöyledir:
- Avamın/halk tabakasının orucu. Bunlar sabahtan akşama kadar sadece yemek, içmek ve cinsî ilişkiden uzak dururlar. Ama bir takım günahları işlemekten geri durmazlar. Oruçları sahihtir. Üzerlerindeki farzı eda etmiş olurlar. Fakat bu, orucun en aşağı derecesidir.
- Salihlerin orucu. Bu, yukarıdaki şartı yerine getirmekle beraber gözü, kulağı, dili, eli, ayağı ve diğer organları günah işlemekten koruyarak tutulan oruçtur. Allah’ın salih kulları sadece midelerine oruç tutturmakla yetinmezler. Onlar ellerine, dillerine, gözlerine, kulaklarına ve diğer organlarına sahip olurlar, günahlardan kaçınırlar. Bunların oruçları avamın orucunun üzerindedir. Oruçları daha kamildir ve daha fazla sevap alırlar. Böyle oruç tutanlar analarından yeni doğmuş gibi tertemiz olurlar, günahlarından arınırlar.
- Peygamberler ve Allah’ın seçkin kullarının orucu: Bunlar yukarıdaki şartlara riayet etmekle beraber kalplerinden de Allah sevgisinin dışında her şeyi atarlar. Allah’tan bir an bile gafil kalmazlar. Dünyaya ve dünya sevgisine kalplerinde yer vermezler.(19)
Peygamber Efendimizin şu müjdesi her halde böyle oruç tutanlar içindin “Oruçlunun uykusu ibadettir, sükûtu tesbihtir, duası makbul olur ve amelinin karşılığı kat kat verilir."
Oruçlu Kimsenin Duası Makbuldür
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Üç kimse vardır ki duaları geri çevrilmez.
- iftar edinceye kadar oruçlunun,
- Adaletle hükmeden devlet başkanı, hâkim ve idarecilerin,
- Zulme uğrayanın duası.
Allah zulme uğrayanın duasını bulutların üzerine yükseltir ve ona göğün kapılarını açıp şöyle der: İzzetim hakkı için yemin ederim ki, sana bir müddet sonra da olsa mutlaka yardım edeceğim.” (Müsned, II. 445)
Ebû Said el-Hudri (r.a.)’ın rivayet ettiği başka bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurulmuştur: “Ramazanın her gün ve gecesinde her Müslümanın kabul olacak bir duası vardır."
Yukarıda zikrettiğimiz hadislerden Ramazan ayında yapılan duaların kabul edileceğini, özellikle oruçlunun duasının Allah katında makbul olduğunu öğreniyoruz. Bizler de Ramazan ayını fırsat bilip günahkâr ellerimizi açarak samimiyetle Allah’a yalvarıp yakarmalıyız. O’ndan af ve mağfiret dilemeliyiz. Ramazan ayında çokça tövbe ve istiğfar ederek, Allah’a yalvarıp yakararak iç dünyamızı kemiren, maneviyatımızı helak eden, ruhumuzu daraltan günah kirlerinden arınmaya çalışmalıyız.
Unutmamalıyız ki Ramazan ayı rahmet ve mağfiret ayıdır. Allah’ın rahmetinin, mağfiretinin, feyiz ve bereketinin taştığı, bütün müminleri kuşattığı mübarek bir aydır. Bu ayda O’na açılan eller boş çevrilmez. O’na yapılan dualar reddedilmez. Oruçları, ibadetleri ve duaları kabul olunanlardan olmak temennisiyle Ramazan ayınız mübarek olsun.
Söz&Kalem Dergisi | İsmail Cihan
Kaynak:
https://dergi.diyanet.gov.tr/