Söz&Kalem-Ali Tarhan
Toplumda var olan bireylerin ortak bir gaye çerçevesinde toplumsal anlamdaki değişimi sağlamak arzusuyla birlikte bu arzularını kamusal alanlarda dile getirmeleri sonucu toplumsal hareketler oluşur. Toplumsal hareketler, geleneksel medyanın yerini dijital medyaya bırakması ile dönüşüme uğramıştır. Geleneksel medyanın kontrollü, içeriklerinin tek elden hazırlanması, pahalı olması ve denetimli oluşu toplumsal olaylarda kitleleri daha özgür, sınırsız ve az maliyetli olan sosyal medyaya yönlendirmiştir. Kitleler, sosyal medya ile seslerini daha hızlı ve tüm dünyada eş zamanlı olarak duyurabilmektedir.
Sosyal medya platformları, zaman içerisinde kimsenin yabancı kalamayacağı gündemleri belirleyen, ülkelerin yönetimlerine müdahil olan, sivil ve siyasi kararları etkiler hale gelen ve kısa sürede dünyanın gündemine oturan en önemli güç halini aldı. Toplumsal hareketler belli grupların kurumsal uygulamalara, politikalara, güç dengelerine veya kültürel kodlara karşı insanları harekete geçirerek sürdürdükleri mücadelelerdir.
Dijital medya araçları; toplumsal hareketlerin ortaya çıkması, yayılması ve gelişiminde aktivistlere çok yönlü olanaklar sunmaktadır. Sosyal medya ile birlikte kitlelerin bir araya gelmesi, öncelikle mekân üstü imkana kavuşmuştur. Bu durum hızla bir araya gelmeyi ve maddi maliyetlerden kurtulmayı sağlamaktadır. Sosyal ağlar ile bireyler, gündelik işler ile meşgul olurken aynı zamanda toplumsal bir harekete de öncülük edebilmektedir. Toplumsal hareketler, bir yandan kendi iç dinamikleriyle kendi ağlarını kurarak kamusal alanlarını inşa ederken, bir yandan da etkileşimde bulundukları global networkler üzerinden küresel ağ sisteminin parçası haline gelmektedirler.
Günümüzde farklı sınıf, kültür ve inançtan insanlar ya da insanların oluşturmuş olduğu topluluklar, sosyal medya platformları üzerinden ortak payda da buluşmakta ve kitlesel eylemlere imza atabilmektedir. Toplumun birçok kesimini bir araya getiren bu tür değerler üzerinden oluşan bu toplumsal hareketler; daha önce yaşanmış farklı veya benzer olaylara karşı sergilenen reaksiyon biçimleri, tavır ve tutumları üzerinden edindikleri deneyimlerin paylaşılması ile aktivistleri beslemektedir. Sosyal medya araçları ile toplumsal hareketlerin, yerel sınırları aşarak global hale gelmesi kolaylıkla sağlanmaktadır.
7 Ekim sonrasında özellikle batı medyası, yaşananların haberleştirilmesi sürecinde yeterince objektif olamamıştır. Küreselleşen batı medyası, Gazze’de yaşanan olayları yeterince aktarmayarak sadece işgal rejimine yapılan misilleme saldırılarına odaklanmış ve Gazze’de yaşayan insanların bunu hak ettiği alt metnini oluşturmaya çalışmıştır. Batı medyasında konuyla ilgili üretilen haberlerin biçimi, işgal rejiminin çıkarlarına hizmet edecek şekilde tasarlanmıştır. Uluslararası güce sahip geleneksel medyanın bu tarafgirliği, kendi muhabirleri tarafından dünyaya şikâyet edilecek kadar belirgin hale gelmiştir.
Bu sebeple geleneksel medyayı temsil eden büyük medya şirketlerine yönelik insanlarda oluşan güven problemi, bu süreçte tekrar nüksetmiştir. 2023 yılı itibariyle dünya çapında yaklaşık 4,9 milyar sosyal medya kullanıcısı bulunmaktadır. Bu sayı, dünya çapında yüzde 62'sini temsil etmektedir. Geleneksel medyanın objektif olamaması ve belirli bir bakış açısına saplanması Gazze’de yaşananların sosyal medya üzerinden daha çok takip edilmesine yol açmıştır. Geleneksel medyaya karşı toplumda oluşan güven bunalımı ise insanların haber akışını yeni medya araçları vasıtası ile sağlamalarının önünü açmıştır.
Aynı şekilde Gazze’de yaşanan olaylarda Al-Jazeera ve Anadolu Ajansı (AA) gibi birkaç basın kuruluşu dışında medya organlarının Gazze’nin içinden haber yapamaması sebebiyle sosyal medya çok önemli bir rol üstlenmiştir. Gazze’de elektrik ve internetin işgal güçleri tarafından kesilmiş olmasına rağmen, insanlar bir yolunu bularak yaşanan olayları dünyaya aktarmayı başarmıştır. Filistinliler, hazırladıkları dijital içeriklerle Gazze Şeridi'nde yaşananları Arap, İslam ve Batı dünyasında geniş bir kitleye ulaştırdı. Medya ve iletişim uzmanlarına göre, iletişim ve sosyal medya platformları sayesinde Gazze'de yaşanan trajedi tüm dünyaya duyuruldu ve bu sayede Filistinlilerin yaşadığı acıya ortak olan insanlar gerek İslam dünyası gerekse de Batı ülkelerinde Filistin'e destek gösterileri düzenledi. 2023 Ekim’inde Gazze’ye yönelik saldırılar başladığında, sadece sokaklar değil, sosyal medya da ayağa kalktı. Örneğin;
•#FreePalestine etiketi, sadece bir haftada 15 milyon paylaşımı geçti.
•Arapça #غزة_تحت_القصف etiketi bir günde 238.000 defa kullanıldı.
•Instagram’da “Palestine” etiketiyle paylaşılan içerikler, 4 milyonun üzerinde etkileşim aldı.
Bu bir rekor değil. Bu bir isyan, bu bir dijital vicdan hareketiydi. Ama evet, sadece bir paylaşımla bombaları durduramayız belki; lakin unutulmasını durdurabiliriz. Belki suskunluğun üzerine yürüyebiliriz.
Tüm bunlarla beraber sosyal medya platformlarının bu noktadaki olumlu katkısına rağmen bu platformlardaki algoritmaların Filistin ile ilgili içeriklerin yayılmasını sınırladığı görüşünü dile getiriyor. Filistinliler ise bu tür engellemeleri aşmak için çeşitli teknikler kullanarak işgal rejiminin yaklaşık 2 yıldır devam eden soykırımını ve işlediği savaş suçlarını duyurmaya devam ediyor. ABD’nin Irak’ta CNN muhabirlerini ordu ile cepheye gönderip tek taraflı bilgi akışı yarattığı günler artık çok geride kaldı.
Aksa Tufanı Operasyonu ile birlikte dijital etkileşime tüm yaş grupları katılım sağladı. Batı'daki üniversite öğrencileri gibi halkları da Filistin'e destek gösterilerine katılmaya teşvik eden sosyal medya platformlarıdır. ABD ve Avrupa’da sosyal medya üzerinden örgütlenen gençler, halkların dikkatini Filistin’in üzerine çekmeyi kısmen başarmanın yanı sıra ülkelerindeki hükümetlerinde Gazze’ye sessiz kalmaması çağrısında bulundu. BBC İzleme Servisi’nin yayımladığı bir rapora göre 7-25 Ekim 2023 tarihleri arasında sosyal medya platformlarında işgal rejimi lehine 3,5 milyon paylaşım yapılırken; Filistin lehine yaklaşık 12 milyon paylaşım yapılmış. Dünya halkları, sosyal medyada örgütlenerek Güney Amerika, İspanya, Endonezya'da, Londra'da milyonluk yürüyüşler gerçekleştirdi. İnsanlar Müslümanlarla yan yana durmayı öğrendiler. Yan yana durdukları kişinin terörist olmadığını öğrendiler. Amerikalı birçok fenomen Gazze’de yaşananlar sonrasında Müslüman olduklarını ilan ettiler.
Son olarak dünya genelinde halkların Gazze için ayaklanmasında sosyal medyanın etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Öyle ki bu durumun farkına varan küresel güç odakları sosyal medyaya sansür uyguluyorlar. Sosyal medya platformlarında uygulanan sansüre rağmen milyonlarca vicdan sahibi kullanıcı yılmadan Gazze’yi gündemden düşürmeme gayretinde bulundu. Sosyal medya platformlarının sansürü, bizlere “yeni bir platform” kurmanın ne kadar elzem olduğunu bir daha göstermiş oldu.