Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar!
İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar.
Yahya kemal Beyatlı
İnsan hayalleri ile yaşar. Hayallerimizin rehberliğinde ilerler, hayallerimizin büyüklüğü ölçüsünde bir hayat yaşar, hayallerimiz kadar iz bırakırız hayatta. Hayalleri olmayan insan hayatı anlayamaz, yaşayamaz. Hayalleri olmayan insan kendini keşfe çıkamaz. Kendi potansiyelini gerçekleştiremez. Korkuları ile yaşayan cesaretsiz bir birey olur. Aslında birey dahi olamaz. Hayalleri olmayan insan yaşama tutkuyla bağlanamaz; kendine ve çevresindeki insanlara anlamlı bir katkı sağlayamaz. Hayalleri olmayan insan hayat mücadelesi veremediği için karşılaştığı küçük sıkıntılar dağ gibi görünür gözüne ve bu insan bütün yaşam sermayesini basit, önemsiz sorunlarla uğraşarak heba eder. Anlamlı bir yaşam, anlamlı hayaller ve bu hayallere ulaştıracak anlamlı hedeflerle mümkündür. Düşünmeden sorgulamadan yaşanan bir hayat anlamsızlaşacağı gibi içinde hayallerin ve hedeflerin olmadığı bir hayatta anlam kazanamaz.
Hayata anlam katabilmek için hedefimizin olması ilk şartımız olmalı! Sağlam, ulaşılabilir, gerçekçi bir hayal ve hedef belirleyip ona ulaşabilmek için bir yol çizmemiz gerekir.
Bu yolda sabır ile istikrarlı bir şekilde devam etmeli, pes etmeyi hiçbir zaman düşünmemeliyiz. İçinde tutku, heyecan, motivasyon ve enerji barındırmayan hedef bir süre sonra bize eşlik etmeyi bırakacaktır. Anlamlı hedefler kendimizden fedakârlık ettirecek, uykumuzdan feragat etmeye sebep olabilecek, rahatımızdan taviz verdirecek ve bu uğurda yorulduğumuzu hissettirebilecek hedeflerdir. Bunlar gözümüzü korkutur gibi görünse de zamanla bu yorgunluklar yerini derin bir mutluluğa ve huzura bırakacaktır. Bununla birlikte hedefsiz insana, içinde; tutku, heyecan, motivasyon ve enerji barındırmayan hedeflere sahip insanlara bu yol ulaşılmaz gelecektir.
Çünkü hedefsizlik insanın yerinde saymasına, can sıkıntısına, sebepsiz üzüntülere, küçük ayrıntılara takılıp ilerlemeyi unutmaya, tüm enerjisini gereksiz/boş uğraşlarla tüketmesine neden olur. Bu durum kişiyi hem ruhen hem de bedenen yorar. Hayalleri ve hedefleri için yorulan, geçici zevklerinden vazgeçen, birçok fedakârlık yapan kişi kendini hayallerine doğru ilerlerken bulur. Yol yorsa da huzurludur. Çekilen sıkıntıların yanında duyduğu mutluluk daha fazladır.
"Menzili maksud bazen yolculuğun kendisidir." Sözü hedeflere ulaşmak için çıkılan yolun bile başarıdan evla olabileceğini izah eder. Burada amaç ‘varmak’ değil ‘yola çıkmaktır’. Sonuç odaklı ve her şeyden bir çıkar elde etme amacı taşıyan insan hedeflerine ulaşma noktasında başarılı olma ihtimali zayıftır bununla birlikte hedefine başarılı bir şekilde ulaşsa bile mutlu olma ihtimali de zayıftır. Zira bu tür insanlar hedef sahibi olup bu amaç uğruna bir yola girmeyi değil bir şeyler elde etme adına bu yolculukta elde edeceği kazanca değil sonuca odaklanmışlardır. Çünkü belirlemiş oldukları hedefler tutkularından beslenmemiştir. Bunlar çoğunlukla başkaları tarafından dayatılan veya içinde yaşadıkları kültürün etkisi ile sorgulanmadan belirlenmiş hedeflerdir. Kişi kendi hayatına dokunmayan hedefleri seçip kendisine mutluluk verip vermeyeceğini sorgulamadan yürümeye kalkışırsa yolun sonunda derin bir pişmanlık yaşayabilir. Bu durum başarıya ulaştırsa da çoğu defa mutluluğa ulaştırmaz.
Sonuç odaklı bir anlayışın diğer bir riski de başarısızlık durumunda kişiyi dibe çekmesi ve çoğu zaman başladığı noktanın daha da gerisine düşürmesidir. Bu durumdaki kişiler sonuç odaklı hareket ettikleri için en ufak bir engel ve sorun da motivasyonlarını kaybedip pes edebilirler. Daha karamsar bir tavır sergilerler. Oysa süreç odaklı kişiler için yolculuğun kendisi de bir hedeftir.
Karşısına çıkan engelleri büyük bir sorun olarak görmeyip bu durumdan ders çıkarırlar. Deneyim sahibi, ayakları yere sağlam basan bireyler olurlar. Süreç sonucunda başarısız olsalar bile bu durum motivasyonlarını olumsuz etkilemez, bu yolda öğrendikleriyle tekrar yola çıkmayı veya yeni hayallere doğru yelken açmaya yönelir. Kendini geliştiren insanların temel özelliği hedefe değil yolculuğa odaklanmalarıdır. Hayallerini belirlemiş idrak ve şuur sahibi bireyler kendi hayatlarını da bu hayallerine ulaşacak şekilde dizayn etmeli, zihin dünyasını bu amaca göre şekillendirmelidir. Bu sebeplerden dolayı belirlenmiş hedeflerin öncelikle hayallerden beslenmesi, tutku içermesi ve sonuç odaklı değil süreç odaklı olması gerekir.
Söz&Kalem | Hatice Güler