Söz&Kalem-Betül Yapıcıoğlu
Yahudiler, tarihte var oldukları her sahnede, beraberlerinde bir kaos ve fitne bulundurmuşlardır. Onlar, Rabbimizin insanlık için bir imtihanı gibidirler. Kur’an-ı Kerim’de Müslümanlardan çok Yahudilerden bahsetmektedir. Böylece Rabbimiz, adeta onlar gibi olmamamız ve onların fitnelerine karşı uyanık olmamız için bizleri uyarmaktadır. Yahudilerin, bozgunculuk ve doyumsuzluklarının karşılığı olması sebebiyledir ki tarih boyunca hep sürgünlere maruz kalmışlardır. Siyonizm de Yahudilerin karşılaştığı zorluklar ve sürgünlerden sonra kendilerinde devlet kurma hakkı görüp “tarihi yurtlarına dönüş” anlamında kutsal kabul ettikleri Filistin’de Yahudi devleti kurmayı hedefleyen amaçlar doğrultusunda kurulmuştur. Nitekim siyonizm kavramı, Kudüs için kullanılan “siyon” kelimesinden türemiştir.
Siyonist Düşüncenin Doğuşu ve Gelişimi
Fransız İhtilali’nden sonra Batı Avrupa’da yayılan azınlıkların eşitliği fikriyle Yahudiler, bulundukları topluma entegre olmaya başladı. Ardından aralarında teşkilatlanma ve göç fikri hızla yayılmaya başladı. Hovevei Siyon (Siyon Severler) isminde bir gurup Yahudi, Filistin’e göç fikrini seslendirerek Filistin’e yönelik ilk sistemli Yahudi göçüne örnek oluşturdular. Batı’daki Yahudiler arasında Filistin’e göç fikri iyice yayıldı. Hareketin önderlerinden olan Nathan Birnbaum, ilk defa “Siyonizm” terimini kullandı ve bu hareket Siyonizm’i sistematikleştiren Theodor Herzl için bir kitle ve zemin hazırladı.
Herzl, ilk defa bu fikri “Der Judenstaat/Yahudi Devleti (1896)” kitabında dile getirdi. 19. yy’ın sonlarına doğru Yahudilerin bulundukları coğrafyalarda dışlandıklarını gözlemleyen Herzl, bu durumun çaresinin Filistin’de Yahudi devleti kurmak olduğu düşüncesiyle kitabını kalem aldı. Siyonizm, başta tepkilerle karşılansa da Yahudi devleti kurulması fikrinin taşıyıcısı oldu. 29 Ağustos 1897’de Basel’de ilk Dünya Siyonist Kongresi gerçekleşti. Bu kongrede alınan kararlar doğrultusunda Siyonist düşüncenin Filistin’e, Yahudilerin yerleştirilmesi ve devlet kurulmasına ilişkin hedefleri için hazırlık çalışmalarına başlandı.
Zamanla Siyonizm; siyasi, sosyalist, kültürel, revizyonist, dini gibi alt başlıklara ayrıldı. Garaudy bu süreçten önce dini amaçlı olan Filistin’e göç hareketleriyle Filistin’de kalıcı bir Yahudi devleti kurmayı hedefleyen siyasi amaçlarla yapılan göçleri ayırmıştır.
Balfour Deklarasyonu (1917) ile İngiltere, Siyonist düşünceyi destekledi, Yahudi yerleşim örgütleri Yahudilerin Filistin’e yerleşmesinde özellikle toprak satın alarak etnik temizlik adımlarını başlattı. 1948’de İsrail’in kuruluşu sırasında 750.000’den fazla Filistinli sürüldü, 400’den fazla köy yakıldı bu süreç tarihe Nakba (Büyük Felaket) olarak geçti. Yine aynı yılda Deyr Yasin katliamı gerçekleşti, 100’den fazla sivil Müslüman halk şehit edildi. 1967’de İsrail Altı Gün Savaşıyla Batı Şeria’yı, Gazze ve Doğu Kudüs’ü işgal etti.
Bu dönemde artık Siyonizm’in tek hedefi devlet kurmak değil, işgali kalıcılaştırmak ve Filistinlileri yok etmekti. 1982’de Sabra ve Şatilla katliamında mülteci kamplarında yüzlerce Filistinli şehit edildi. Siyonistlerin İngiltere’nin desteğiyle girdikleri Filistin’de, Müslüman halkı zorla yerinden ederek işgale yönelik uygulamalarından sonra Araplar Siyonist düşünceyi sömürgeci, saldırgan, yayılmacı, ırkçı, faşist bir hareket olarak niteledi. Bunun üzerine 1991’e kadar BM Genel Kurulu da Siyonizm’i “ırkçılık ve ayrımcılığın bir biçimi” olarak tanımladı. Siyonist İsrail hala Gazze’de yoğun şekilde işgali sürdürmekte. Bu işgalin sona ermesi, ancak tüm dünya halklarının Siyonizm karşıtlığı ile olacaktır.
Yusuf el- Karadavi’nin İşaretleriyle Siyonizm
Etkili bir mücadele ancak düşmanımızı tanımakla olur. Günümüzde biz Müslümanlar acınacak haldeysek bunun en temel sebeplerinden birisi de düşmanımızı tanımamamızdır. Prof. Dr. Yusuf el-Karadavi “Her Müslüman’ın Ortak Davası Kudüs” adlı eserinde Yahudileri bize çok net biçimde anlatmıştır. Yahudiler hakkında bakmamız gereken ilk kaynak Kur’an-ı Kerim’dir. Karadavi’nin deyimiyle Kur’an-ı Kerim, İsrailoğullarını acımasızlık, korkaklık, haset, taşkınlık, ahde hıyanet, Allah’a ve Resul’üne karşı küstahlıkla nitelemiştir. Ne var ki bunlardan sonra yine kalpleriniz katılaştı. Artık kalpleriniz taş gibi yahut daha katıdır”(Bakara,74)
Rabbimizin Yahudilere bu hitabı; Deyr Yasin, Sabra ve Şatilla ve Gazze’de süren katliamlarda Yahudilerin acımasızlıklarına işaret etmektedir. Tevrat’ta Yahudilerin seçilmiş olduklarına ilişkin kısımlar ve densizlikleriyle dolu bölümler bulunmaktadır. Garaudy gibi çağdaş yazarlar Yahudilerle ilgili kitaplar kaleme almışlardır. Yahudilerin yaşantıları ve kendi yazdıkları kaynaklar da bize düşmanımızı tanıtmaktadır. Yahudileri tanımamız için bunlar gibi birçok kaynak mevcuttur.
Siyonizm’in İlkeleri ve Özellikleri
Siyonizm en temelde ırkçılığa dayanır. Tevrat’ta İsrailoğulları seçilmiş halk olarak yer alır ve bütün konusu İsrailoğullarıdır. Onlara göre Yahudilik bir ulus dinidir, -haşa- Allah da onların Rabbidir. Irkçılık düşüncesiyle Yahudiler hedefleri doğrultusunda karşılarına kim çıktıysa yok etme fikriyle hareket ettiler. Şiddet ve düşmanlık bir diğer ilkeleridir. Tevrat bile onları inatçı bir kavim olarak tanımlar. Onlar hedefleri için kan dökmekten, mal yağmalamaktan, evleri yıkmaktan geri durmayacak bir kavimdir.
Günümüzde hala onların bu tavırlarına şahitlik etmekteyiz. Siyonizm’in bir başka ilkesi yayılmacılıktır. Karadavi, Yahudilerin bu özelliklerini “doydun mu?” sorusuna “daha yok mu?” diye cevap veren cehenneme benzeterek veciz bir dille ifade etmiştir. Yahudilerin amacı, Nil nehrinden Fırat’a kadar uzanan Büyük İsrail’i kurup dünya egemenliğini sağlamaktır. İngiltere ve ABD, gerekli kaynakları temin ederek İsrail’in bu hedefinde ona yardım eden devletlerdir. Ahlaksızlık Siyonistlerin belirgin özelliklerindendir. Yahudilere göre ahlak değişkendir. Buna en basit bir örnektir Yahudilerin birbirlerine faizli mal vermezken diğer insanlara faizli mal verebilmeleri.
Karadavi’nin deyimiyle onların ahlakı şiddet, terör ve işgal ahlakıdır; onlar yeryüzüne fesadı, zulmü ve terörü yaymaktadırlar. Cimrilik ve mala kulluk da onların özelliklerindendir. Nisa suresi 53. ayette Rabbimiz onları şöyle tanımlamıştır: “Yoksa onların mülkten bir payı mı var? Öyle olsaydı; onlar insanlara bir çekirdek kırıntısı bile vermezlerdi.” Özetle Siyonizm; yerleşimci, yayılmacı, ırkçı, terörist ve zalim bir emperyalizmdir ve tüm dünya için tehlike arz etmektedir.
Kaynakça:
M. Lutfullah Karaman, "Siyonizm", Tdv İslâm Ansiklopedisi, Https://İslamansiklopedisi.Org.Tr/Siyonizm (10.09.2025).
Karadâvî, Y. el. (2017). Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs (İ. Marangozoğlu, Çev.). İstanbul: Nida Yayınevi