Bu ayki yazımızda, Hanif bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelen ve ömrünün tamamını cahiliyenin kirlerinden uzak olarak yaşayan Hz. Said b. Zeyd’in (r.a) bereketli hayatını ele almaya, onu ve hayatı boyunca İslam davası için vermiş olduğu mücadeleyi tanımaya çalışacağız.
Hz. Said b. Zeyd Kimdir?
Hz. Said; Milâdî 593 yılında, Mekke-i Mükerreme’de dünyaya gözlerini açmıştır. Nesebi, dedelerinden Kâ‘b b. Lüey’de Hz. Peygamber’in nesebiyle birleşen Hz. Said b. Zeyd, aynı zamanda, İslam’ın üçüncü halifesi olan Hz. Ömer'in amcasının oğludur. Babası putlara tapmayan, müşriklerin kestiği hayvanların etinden yemeyen, cahiliye âdetlerine değer vermediği gibi kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesine şiddetle karşı çıkmış olan Zeyd b. Amr b. Nüfeyl’dir. Kendisi, diri diri kumlara gömülmek üzere olan kızları kurtarmak için çalışmış, kızını öldürecek kişiye bunun büyük bir günah olduğunu belirtip onu öldürmemesini, bütün ihtiyaçlarının kendisi tarafından temin edileceğinin sözünü vererek birçok kız çocuğunun diri diri gömülmesine mani olmuş ve bunun için mücadele etmiş biridir. Hz. Said’in annesi ise Fâtıma bint Bâce’dir. Künyesi Ebul-A‘ver olan Hz. Said, mütevazı ve yumuşak huylu olmakla birlikte fiziksel olarak uzun boylu bir sahabe idi.
Hz. Said b. Zeyd'in Hidayeti ve Hayatı
Hz. Said’in babası olan Zeyd b. Amr, putlara tapmanın faydasız olduğuna inanmakla birlikte çeşitli beldelere seyahat ederek hakikatin arayıcısı olmuştur. Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi birçok dini araştırdıktan sonra Hanif inancını benimsemiştir. Bununla birlikte gerek diğer dinlerden gerekse de Hanif inancından elde ettiği bilgilerden dolayı yakın tarihte bir peygamberin geleceğini biliyordu. Bundan dolayı vefat etmeden önce yakın arkadaşı olan Hz. Amr b. Rabî‘a’ya, “Eğer Resulullah’ a ulaşırsan selamımı kendisine ilet.” demiştir. En nihayetinde Hz. Said’in babası olan Zeyd b. Amr, Allah resulü Haz. Muhammed (s.a.v)’e yetişemeden O’nun nübüvvetinden beş sene önce vefat etmiştir. Sonraki yıllarda selamı Allah resulüne ulaştığı vakit, kendisi de mukabelede bulunup kıyamet günü Zeyd b. Amr’ın ayrı bir ümmet olarak haşredileceğini söylemiştir. Hz. Saîd, babasının kendisine küçüklükten beri telkin ettiği Hanif inancının bilinciyle yetişmişti. Allah Resulünün nübüvvet davetini duyunca Hanifliğe çok yakın olan İslam dinini zorlanmadan kabul etti. Çok genç yaşta İslâmiyet’i kabul eden Hz. Said’in, rivayetlerde 12. veya 13’üncü Müslüman olduğu nakledilir.
Hz. Saîd amcasının kızı ve Hz. Ömer’in kız kardeşi olan Hz. Fâtıma binti Hattab ile evliydi. Kendisi iman ettikten sonra eşi de iman eden Hz. Said, eşiyle birlikte yumuşak tavırlarıyla ve sabırlı olmalarıyla Hz. Ömer' in (r.a.) İslam’a ısınmasına vesile oldular. Rivayete göre, Hz. Hamza'nın İslâm'ı kabulünden sonra Hz. Ömer, Hz. Peygamber'i öldürmek üzere yola çıkmış, yolda karşılaştığı Nuaym b. Abdullah'tan kız kardeşi Fâtıma ile kocası Saîd b. Zeyd'in Müslüman olduğunu öğrenince, onların evine gider. Hz. Ömer onları Tâhâ sûresini okurken bulmuş, okuduklarını kendisine vermelerini istemiş, ancak bu isteği reddedilince kız kardeşini ve eniştesini dövmüş, kardeşi kendilerine Kur'an öğreten ve Hz. Ömer'den saklanan Habbâb b. Eret'i de çağırarak Müslüman olduklarını Hz. Ömer'in yüzüne karşı söylemiştir. Bunun üzerine yumuşayan Hz. Ömer Müslüman olmaya karar vermiş, Habbâb'dan Resûlullah'ın Erkam b. Ebü'l-Erkam'ın evinde olduğunu öğrenip oraya gitmiş ve kendisine biat ederek Müslüman olmuştur. Haliyle İslam’ın adil kılıcı olan Emirül Mü’minin Hz. Ömer’in İslam’la müşerref olmasında Hz. Said b Zeyd ve eşinin payı büyüktür.
Hz. Said sonraki yıllarda müşriklerin artan baskılarından dolayı hicret izniyle birlikte ailesiyle Medine'ye hicret etmiştir. Hicret ettikten sonra Allah resulü kendisini Ensar’dan Hz. Übey b. Kâ‘b ile kardeş kılmıştır. Bedir Gazvesi hariç Resulullah ile bütün gazvelere katılan Hz. Said, Bedir Gazvesinde ise Hz. Talha b. Ubeydullah ile müşriklerin Suriye kervanı hakkında bilgi toplamakla görevlendirildiği için savaşa fiilen katılamamıştır. Uhud, Hendek, Huneyn, Tebük, Hudeybiye ve Mekke’nin fethinde hep Resulullah’ın yakınında bulunan Hz. Said, Resûl-i Ekrem’in vefatından sonra da i’lâyi kelimetullah için birçok seferde bulunmuştur. Aşere-i Mübeşşere’den (Cennetle müjdelenen on sahabe) olan Hz. Said, Allah resulünden (s.a.v) toplam 48 hadis rivayet etmiştir.
Hz. Said b. Zeyd'in Vefatı
Hz. Said, ömrünün son dönemlerini Medine yakınlarında bulunan Akik Vadisi’nde geçirmiştir. Burada Hicrî 51 yılında, 80 yaşındayken vefat etmiştir. Naaşı Hz. Sa’d b. Ebi Vakkas tarafından yıkandıktan sonra cenaze namazı Hz. Abdullah b. Ömer tarafından kıldırılmıştır. Kabri ise birçok sahabenin medfun bulunduğu Cennetu’l-Bakî’de bulunmaktadır.
Söz&Kalem Dergisi | Abdulselam DEMİR
KAYNAKÇA:
1-Üsdül Ğabe, Îbn Sa’ d.
2-İslamansiklopedisi.org.tr
3-Siyervakfi.org