Söz&Kalem Dergisi - Meryem Çoban
Ötesi olmayan bir gün
Ve o güne şahit bir gül,
Boğdular, zifire ve kana
Ama boğulacaklar zillete ve alçaklığa...
Taştan alevler yağıyor bahçeme,
Mavi umutlarıma siyah çalıyorlar...
Gem vurmuşum Ömer'in (a.s) hayallerine,
Kandili yanan beldemde...
Hayallerimi çizmişim duvarına,
Her taşın ayrı bir hikaye...
Susturmasınlar ey Aksa,
Sana olan feryadımı susturmasınlar,
İçimde ki taarruzları durdurmasınlar...
Sığındım meleklere açılan kapına
Yar-i Ahmet kokan avluna...
Ve çocuksu bir heyecanla,
Tutundum zeytin dallarına,
Asırlardır tutukluyum sana...
Davudi bir kıyamla,
Kopsun kıyamet tel avive,
Ebrehenin sürüsüne...
Hayberin vahşileriymiş meğer
Melekler şahit ey Aksa
Melekler şahit uhudun aslanlarına...
Bu bir başkaldırı
Bu güvercinlerin kıyamı
Sancağımdan damlayan kanlar
Toprağa düşüp filizleniyor
Bastığım her adımda
Senden haber getiriyor...
Ey zilzalin ordusu
Ey Burak’ın yolcusu
Ey gönlümün dilrubâsı
Nazende çiçeğim,
Selahaddin’in yüreğine işlediği nur-u hüda,
Sana mahkumum Aksa
Sana mecbur
Sana feda...
Ziyan etme, yazık
Gel ki sararsın gözümün gördüğü her yer,
Sararsın mahlûkun eriştiği mahaller...
Kubbenin evlatlarına vasiyettir!
Sararmazsa yazık,
Gel, ziyan etme yazık...