Bismillahirrahmanirrahim
“Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” (İsra: 32)
“Ey gençler topluluğu! Evlenme imkânına sahip olan ve buna gücü yeten evlensin. Çünkü evlilik, (harama bakmaktan) gözü sakındırır ve (harama düşmekten) iffeti korur. Evlenmeye gücü yetmeyen ise oruç tutsun. Çünkü oruç, (harama düşmekten) bir himâyedir.” (Buhârî, Müslim)
Dünyayı bir imtihan sahası kılan Allah (cc), kadın ile erkek ilişkilerini bir nizama bağlamıştır. Ahlak dışı her türlü ilişkiyi men eden İslam, hayâsızlıkları, ahlaksızlıkları, mahrem olmayan kadınlarla erkeklerin karışımını yasaklamış, onlarla ilişkileri nikâh şartına bağlamıştır.
Şeytan ve dostlarının, insanları harama yönlendirmek, günah bataklığına çekmek için kullandıkları en güçlü silahları ahlak dışı hayâsızca ilişkilerdir. Müslüman toplumlarda ahlaksızlığı yaygınlaştırmaya çalışan bu güçler, medya organları başta olmak üzere çeşitli vasıtalarla gençleri iffetsizce ilişkilere sürüklemeye çalışmaktadırlar.
Gençliğin en büyük problemlerinden biri, toplumu kuşatan ahlaki erozyondur. Nesli ve aile yapısını bozan müstehcen yayınlar, gayr-ı ahlaki görüntüler, gayri İslami ortamlar ve ilişkiler, toplumda –özellikle gençlerde– ahlaki çöküşü tetiklemektedir. Müslüman gençliği harama bulaştırmak isteyen şeytan ve taraftarları her türlü iletişim araçlarını kullanarak ahlaksızlıkları daha da yaygınlaştırmışlardır.
Toplumda ifsat ve ahlaksızlıklar yaygınlık kazanırken, sokaklar adeta günah bataklığına dönüşmüştür. Ahlaksızca görüntüler gençleri tahrik ederken, dergi ve gazetelerin önemli bir kısmı ahlaksız resimleri boy boy yayınlamakta, kimi televizyon dizileri ifsatlarını Müslümanların haremlerine kadar taşımaktadır. Özellikle internet ve akıllı telefonlar ahlaksızlığa sürükleyen önemli vasıtalar haline gelmiştir. Sosyal medyadaki karanlık çehreler gençleri tuzağa düşürerek ifsada sürüklemektedir.
Ahlaksızlıkların okuldan sokağa, pazardan evlere kadar yaygınlaştığı bir dönemde, Müslüman gençlerin hassas olmaları, İslam’a sıkıca sarılmaları, her türlü ahlaksızlık ve iffetsizliğe karşı muhkem bir duruş sergilemeleri bu tür oyun ve tuzakları boşa çıkaracaktır inşallah.
Şehevi duyguların baskısından kurtulmanın ve hayâsızlıklara karşı durmanın yolu, ibadet ve duayla Rabbimiz ile güçlü bir bağ kurmak, salih insanlarla beraber olarak haramlara karşı ciddi bir duruş sergilemektir.
Atılan her adımda mahşer gününde Allah Teâlâ’ya verilecek hesap düşünülmeli, bütün tavır ve davranışlar buna göre şekillendirilmelidir. Yapılan her harekette “Acaba Allah Teâlâ bundan razı mıdır?” ölçüsü esas alınmalı, bütün adımlar bu doğrultuda atılmalıdır.
İnsandaki nefsi arzu ve istekler Allah Teâlâ tarafından yaratılmıştır. Bunları inkâr etmek ya da yok saymak mümkün değildir. Bütünüyle toplumdan uzaklaşıp bu yöndeki arzuları köreltme imkânı da yoktur. Bununla ilgili ihtiyaçların karşılanması için Allah Teâlâ helal yolu beyan buyurmuş, helal dairesi içinde bu sıkıntının ortadan kaldırılmasına imkân tanımıştır.
Gençler; iş, ev ya da sermaye sahibi olmayı beklemeden, sade bir evlilik yaparak kendilerini bu duyguların baskısından, şeytanın iğvasından ve şer odaklarının oluşturdukları günahkâr ortamlardan koruyabilirler.
Şehevi duyguların baskılarından kurtulmanın bir diğer yolu sağlam ve temiz bir ortamda, İslami bir çevre ile birlikte hareket etmektir. Arkadaş çevresinin Allah Teâlâ’dan korkan, ahlaksızlık ve iffetsizliklerden uzak duran insanlardan olması kişi için iffetsizlik rüzgârına karşı güçlü bir kale mesabesindedir. Zira helal dairesine bağlı kalan ve haramdan kaçınan insanların ortamı temiz olduğundan, bu ortamda günahlara meyletme ihtimali çok düşüktür. Ancak, günahları önemsemeyen, helal dairesi gibi bir hassasiyeti bulunmayan çevrelerle birlikte hareket edilirse, günahlara dalmamanın garantisi yoktur. Kötü arkadaşlar insanı günahlara sürükler, onur ve izzetinin yok olmasına yol açarlar. O nedenle her zaman salih insanlarla birlikte olunmalıdır.
Müslüman genç, Allah Teâlâ’nın her zaman kendisini denetlediğini, gizli ve açık her şeyinden haberdar olduğunu unutmamalıdır. Attığı her adımın, her bakışın, her düşüncenin bilindiğini, günahı düşünmenin ya da günaha yaklaşmanın yasaklanmış alana meyletmek olduğunun bilincinde olmalıdır.
Allah Teâlâ’yı sürekli zikretmeli, dilde O’nun yüce adı bulunmalıdır. Dil ve kalp zikirle meşgul olursa, şeytani vesveseler ve iffetsizlik rüzgârları önemli ölçüde engellenebilir.
Kendisini Allah’ın dini için hizmete adayan, hayırlı işlerle uğraşan insanlarda bu konuda önemli sıkıntılar yaşanmaz. Kimi zaman zaaflar yaşasalar da kısa sürede kendilerini toparlarlar.
Müslüman genç, bulunduğu her yerde İslami şahsiyetini ve vakarını korumalı, ahlaksızların ve iffetsizlerin kol gezdiği ortamlardan uzak durmalıdır. Bunun için de;
– Günahın işlendiği ortamlarda bulunmamalıdır, haramların işlendiği alanlardan uzak durulmalı.
–Yalnız kalmaktan kaçınmalıdır. Zamanını ihlaslı ve takvalı arkadaşlarla geçirmeli, başıboş ve günahkâr insanlarla arkadaşlıklardan kaçınmalıdır.
–Okulda, işyerinde, toplu taşıma araçlarında kısaca toplumun bütün alanlarında namahreme bakmaktan, dokunmaktan ve onunla tokalaşmaktan sakınmalıdır.
–Her zaman ve her yerde Allah Teâlâ’nın kendisini gözetlediğini düşünerek hareket etmelidir.
–Şehevi duyguları tahrik edici şeyleri konuşmaktan ve düşünmekten kaçınmalı, ölümü sıkça hatırlayarak Allah Teâlâ’yı çokça zikretmelidir.
–Kur’an–ı Kerim ve kitap okumaya ağırlık vermeli, hayırlı işlere yönelmelidir.
–Mahrem olmayanlarla yalnız kalmaktan kaçınmalı, böyle bir durumda üçüncü kişinin şeytan olduğu ve günaha düşürmek için fırsat kolladığı bilincinde olmalı, karşı cinsle İslam’ın haram kıldığı hiçbir fiile girişmemelidir.
–İnterneti ve Sosyal medyayı kullandığında bilinçlice hareket etmeli, buralarda kurulan tuzaklardan uzak durmalıdır. Ahlaksızca sitelere girmekten, ahlaksızca resimlere ve filmlere bakmaktan kaçınmalı, bütün bunların günah kapıları olduğunu unutmamalıdır.
–Yanlış bir adım atmışsa ve bir hata yapmışsa derhal tövbe – istiğfar etmeli, bir daha böyle şeylere yeltenmemelidir.
Rabbim bizleri, kendilerinden razı olduğu ve koruması altına aldığı kullarından eylesin.
Allah’a emanet olun.