Söz&Kalem Dergisi | Muhammed Yusuf Oktuay
Adil olan Allah’ın adıyla
Geçen ayki yazımızda Meşru Müdafaa konusundan bahsetmiştik. Bu ayki Pratik Hukuk serimizde ise bir başka ceza indirimi nedeni olan Haksız Tahrik konusunu işleyeceğiz. Haksız Tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi halinde ceza sorumluluğunu azaltan bir ceza indirimidir. Buradan anlaşılmaktadır ki Haksız Tahrik etkisi altında suç işleyen kişinin kusur yeteneğinde azalma söz konusudur. Kusur yeteneğinde azalma meydana gelen fail, haksız tahrik altında suç işlediğinden ceza indiriminden yararlanmaktadır. Ceza kanunu da ‘‘haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimsenin” ceza indiriminden yaralanacağını kabul etmiştir. Bununla beraber haksız tahrikin derecesi ise yapılacak ceza indirimi oranını da belirleyen unsurdur.
Haksız Tahrik indiriminin uygulanabilmesi için haksız tahrik şartları düzenlenmiş olup bu şartların varlığı halinde ceza indirimine gidilmektedir. Haksız Tahrikte ilk şart Haksız Tahrik oluşturan bir fiilin bulunmasıdır. Başka bir deyişle Haksız Tahrik hükümlerinin oluşması için mağdurun faile karşı somut ve açık bir haksız fiilde bulunması gerekir. Fail, mağdurun kendisine dönük haksız bir fiil gerçekleştireceği zannıyla mağdura karşı bir suç işlerse Haksız Tahrik nedeniyle ceza indiriminden yararlanamaz. Dolayısıyla ortada somut bir fiil olmadan failin mağdur hakkındaki kişisel kanaatleri ve düşünceleri, yargıları veya ilişkileri gibi kriterlerden hareketle failin Haksız Tahrik altında suç işlediği savunmasına bir hukuksal değer atfedilemez. Örneğin, “bu insan zaten daha önce sabıkalı, küçük bir tartışmada bana saldırıp yaralayabileceğini düşündüm ve onu yaraladım” şeklindeki bir savunma Haksız Tahrik nedeniyle ceza indirimi almak için yeterli değildir.
Haksız Tahrikte diğer bir şart ise fiilin haksız bir fiil olmasıdır. Yani mağdur tarafından faile karşı gerçekleştirilen fiil haklı bir nedenden kaynaklanıyorsa fail Haksız Tahrik nedeniyle ceza indiriminden yararlanamaz. Ayrıca fiilin haksız bir fiil olup olmadığı her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Örneğin A ve B adında iki komşu olduğunu varsayalım. A şahsı, iki araçlık yer işgal ederek aracını park etmiş B şahsını gece vakti geç saatlerde uyarmaya gittiğinde B şahsının tepkisiyle karşılaşıp, çıkan tartışmada A şahsının gece vakti kapısına dikilmesine sinirlenerek onu yaralamıştır. Bu olayda A şahsının fiili, otopark kurallarına aykırı davranan komşusu B şahsını uyarmaktan ibarettir. Saatin geç olması bir görgü kuralının ihlalidir ancak geç vakitte kapının çalınması gerekçe gösterilerek ceza indiriminden yararlanılamaz. Çünkü fiil, haksız bir fiil değildir.
Haksız Tahrik şartlarından üçüncüsü ise Haksız Tahrik oluşturan fiilin faile karşı olmasıdır. Haksız Tahrik nedeniyle ceza indirimi hükümlerinin uygulanabilmesi için suçun mutlaka tahriki oluşturan haksız fiili işleyen kişiye karşı işlenmesi gerekir. Ancak, haksız fiilin doğrudan failin kendisine karşı işlenmesi zorunlu değildir. Bu nedenle, failin yakınlarına veya değer verdiği diğer kişilere veya faile tamamıyla yabancı olan kimselere karşı işlenmiş haksız fiiller de failde bir öfke veya elem yaratacak nitelikteyse haksız tahrik hükümleri uygulanabilir.
Haksız Tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için başka bir şartta failin öfke veya şiddetli bir elemin altında kalmasıdır. Failin öfkelenip öfkelenmediği veya şiddetli bir elemin tesiri altında hareket edip etmediği işlediği fiilden önceki davranışlarıyla ilişkilidir. Örneğin, bir kişi kendisine küfrederken karşı tarafı sakinleştiren, ama bir hafta sonra ticari bir anlaşmazlık nedeniyle mağduru bıçaklayan kişi ceza indiriminden yararlanamaz. Ayrıca işlenen suç da şiddetli öfke ve elemin oluşturduğu ruhi ve psikolojik durumun sonucunda işlenmiş olmadır. Yani failin ruh hali haksız fiilden önceki duruma göre oldukça değişmelidir. Dolayısıyla fail bir ruhsal ve psikolojik bir tepki olarak mağdura karşı suç işlemelidir. Fail derinden etkilenmiş bir tepkiyle değil de soğukkanlı bir şekilde mağdura karşı suç işlerse Haksız Tahrik hükümlerinden faydalanamamaktadır.
Haksız Tahrik konusunda önemli bir ayrıntı ise haksız hareketin ilk olma durumudur. Zira Haksız Tahrik uygulamasında ilk haksız hareketin hangi taraftan kaynaklandığı çok önemlidir. İlk haksız hareketi fail kendisi yapmışsa, ceza indiriminden yararlanamaz. Örneğin bir konu üzerine konuşurlarken A şahsı aniden sinirlenmiş ve arkadaşı B şahsına yumruk atmıştır. Yumruğa sinirlenen B şahsıda karşılık vererek A şahsına yumruk atmıştır. A şahsı kendisine karşılık verilmesine sinirlenerek bu sefer B şahsını bıçaklayarak yaralamıştır. Bu olayda, adam yaralama suçu işlediği iddiasıyla yargılanan A şahsının Haksız Tahrik indirimi hükümlerinden yararlanması mümkün değildir. Çünkü, ilk yumruğu atarak ilk haksız harekete kendisi neden olmuştur.
Bir ceza indirim nedeni olarak kanunla düzenlenmiş olan Haksız Tahrik hükümleri çevresinde ceza indirim oranı ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yerine on sekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezasının yerine on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezası verilmesi olarak kararlaştırılmıştır. Diğer hallerde verilecek cezalarda ise dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Selam ve dua ile…