Adil olan Allah’ın adıyla
Kişisel veri konumuza Mart sayımızda yer vermiş ve ikinci bölümün ise Nisan sayımızla devam edeceğini belirtmiştik. Mart sayımızda kısaca verinin ne olduğu, kişisel veri ile neyin ifade edildiği, kişisel verilerin neden ve nasıl korunması gerektiğine değinmiştik. Bu sayıda ise kişisel verilerin korunmasının gelişimi, kişisel verilerin işlenmesi ve açık rıza kavramlarından bahsedeceğiz.
Kişisel verileriniz öncelikle anayasanın teminatı altındadır. Türk Ceza Kanunu’ndaki 135, 136, 137 ve 138’nci maddeler kişisel verilerinizin korunmasını amaçlamaktadır. Anayasa’da kişisel verilerle ilgili yapılan düzenlemenin gereği olarak Kişisel Verileri Koruma Kanunu 7 Nisan 2016 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Kişisel Verileri Koruma Kanunu yayımlanmadan önce de kişisel veriler koruma altındaydı. Ancak kanunla kişisel verilerin özel bir tanımı yapılmadığı, özellikleri düzenlenmediği için uygulamada sorunlara yol açmaktaydı. Ceza Kanunu’nda yer alan cezai yaptırımların doğru uygulanabilmesi için kişisel verilerin tanımının yapılması gerekiyordu ayrıca kişisel verilerin hangi durumda işlenebileceği ya da işlenemeyeceği de belirsizdi. Bazı kanunlarda kişisel veri kavramı geçse de özellikle yargılama sırasındaki belirsizlik hem taraflar hem sanıklar hem de mağdurlar için haksızlığa sebep olabiliyordu. Yeni kanunla belirsizlikler ortadan kalktı ve hem veri sahibinin hem de veri işleyenin hakları korunması amaçlandı.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kişisel verilerin işlenmesi terimini kullanmaktadır. Kanuna göre işlemek, kişisel verilerin toplanması, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hale getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanımının engellenmesi gibi her türlü işlemdir. Kanundaki uzun açıklamayı özetlemek gerekirse kaydetmek ve kullanmak diyebiliriz. Genel anlamda kişisel verilerin kaydedilmesi işlenmesinin ilk aşamasıdır. Sadece kaydedilmesi bile başka hiçbir işlem olmasa dahi kişisel verilerinizin işlendiği anlamına gelir. Kaydetme sonrasında yapılan saklama, raporlama, sonuçlara varmak, başka bir yere ya da kişiye göndermek kişisel verilerinizle yapılan ikinci aşama işlemlerdir. Bu işlemlerin tamamı da yine kişisel verilerin işlenmesidir. Kişisel verileriniz temel olarak ancak sizin açık rızanızla işlenebilir.
Kişisel verilerinizi toplamak isteyenle aranızda bir tür sözleşme yapılmaktadır. Bu sözleşmenin tarafları siz ve kişisel verilerinizi toplayandır. Sözleşmeler ancak iki tarafın da şartlarda anlaşması ile yapılabilir. Kanun kişisel verilerin toplanması sırasında yapılacak sözleşmelerde kişinin açık rızasının bulunmasını şart koşmaktadır. Kanun açık rızanın şartlarını da belirlemiştir. Buna göre açık rıza; belirli bir konuda, yeteri kadar bilgilendirme sonucunda ve baskı altında olmadan verilen rızadır. Buna göre kişilerin rızalarının kapsamı dar yorumlanmalıdır. “Kişisel verilerimin işlenmesine onay veriyorum” türü bir kutucuk ile alınan rıza geçersizdir. Çünkü belirli bir konu olması gerekir. Belirli konu da ancak sınırları kesin olan konulardır.
Bir diğer şart yeteri kadar bilgilendirmedir. Kanun bu şarta aydınlatma yükümlülüğü demektedir. Verilen rızanın konusunun belli olması için kişinin yapılacak işlemler konusunda yeterli seviyede bilgilendirilmesi, kişisel verileri üzerindeki haklarının hatırlatılması gerekir. Eksik bilginizden kaynaklanan ya da yanlış yönlendirme ile bir kabulünüz iradenizin yanıltılması olacağından açık rızanızın varlığından söz edilemez. Bir diğer şart da kararınızı özgür iradenizle alarak rıza göstermenizdir. Ticaret hayatında elbette avantajlar sağlayarak bazı karar almalar yönlendirilebilir. Ancak kişinin bulunduğu durumdan daha kötüye götürecek şartların ileri sürülmesi kişinin özgürce karar almasını engelleyecektir.
Karşılıklı menfaatin geçerli olduğu ticaret hayatında şirketlerin, kişileri kişisel verilerinin işlenmesine izin vermeleri konusunda ikna için yapabileceklerinin de bir sınırı vardır. Bu sınır kişinin durumuna ve olaya göre çizilebileceğinden baskının olup olmadığı, kişinin özgür iradesi ile karar verip vermediği olay bazında değerlendirilebilir. Unutulmaması gereken mesele, kişisel verilerinizi işlemek için izin vermeye zorlanıyorsanız şüpheli bir durumun söz konusu olmasıdır.
Açık rıza, bir şeyi kabul ettiğinizi şüphe götürmeyecek şekilde açıklamanızdır. Siz bir şeyi kabul etmiş olabilirsiniz ama kabul ettiğiniz şeyin anladığınız şey ile aynı olması durumunda ancak açık rıza gerçekleşebilir. Çıkarımla elde edilebilecek durumlarda açık rızanızın olduğunun kabul edilebilmesi ancak sizin kabul ederken sonuçlarını da bilmeniz ile mümkündür. Örneğin bir siteye üye olmak istediğinizde kişisel verilerinizin işleneceğinin size anlatılması ve sizin de bunu bilerek onaylamanız gerekmektedir, ayrıca dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise sizden talep edilen kişisel verilerinizin, talep edilme amacı ile sitenin size sunduğu hizmet arasındaki ilişkiyi de göz önünde bulundurmaktır.
Açık rıza kavramanın aranmadığı durumlar ise kanunla belirlenmiş ve kanunların kişisel verilerin işlenebileceğini işaret ettiği durumlarda açık rıza aranmamaktadır. Söz konusu bir insan hayatı veya beden sağlığı tehlikede ise ve tehlikede olan kişi açık rızasını bildiremeyecek durumda ise ya da açık rıza güvenilir kabul edilmiyorsa kişisel veriler kişinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir. Örneğin bir gezi sırasında dağda kayboldunuz ve cep telefonunuz da çekmiyor. Bu durumda cep telefonunuzun son sinyal bilgileri kullanılarak yeriniz tespit edilmeye çalışılabilir. Eğer cep telefonunun çektiği bir alanda dağda kaybolmuşsanız ama bir sebeple söyledikleriniz bilinçli değilse ve yerinizi bildiremiyorsanız ya da bildirmekten kaçınıyorsanız bu durumda da sizin açık rızanız olmadan cep telefonunuzun sinyal bilgileri incelenebilir.
Son derece önemli olan bir diğer nokta ise kişisel verilerin aleni olması durumudur. Unutmamak gerekir ki kişisel verinin aleni olma durumunda işlenmesi için açık rıza aranmaz. Örneğin sosyal mecrada herkese açık şekilde paylaştığınız bilgi veya fotoğraf işlenebilir. Ayrıca yapmış olduğunuz bir sözleşme sebebiyle karşı tarafın kişisel verilerinizi işlemesinin zorunlu olması durumunda, kişisel verilerinizi saklayan kişiye hukuken getirilmiş yükümlülüklerde de rızanız aranmaz. Bununla beraber sizin temel hak ve özgürlüklerinize zarar vermeden verilerinizi saklayanın meşru menfaatleri için verilerinizin işlenmesi zorunlu ise bu durumda da açık rızanız aranmaz.
Söz&Kalem Dergisi | Muhammed Yusuf Oktuay