Adil Olan Allah’ın Adıyla…
Pratik Hukuk serimizde daha önceki ayların konusu olan Hukuki Kişilik ile İnternet ve Sosyal Medya yazılarımızı sizlerle paylaşmıştık. Yazılarımızda hukuki anlamda kişinin tanımını yaparken bu kişinin değerlendirilmesi sürecinde de sanal ve gerçek dünyanın farkını ortaya koymuştuk. Bu farkı temelden ele alan bir diğer önemli mesele ise hukuki anlamda kişinin hem gerçek hem sanal dünyada kendisiyle beraber var olan bilgileridir. Başka bir deyişle hayatının her alanında onu diğer kişilerden ayıran, toplumsallaştıran, özel kılan; kişiyle değer kazanan kişisel veri meselesidir.
Veri, bilgidir. Her verinin bilgi sayılabileceği gibi her bilginin veri sayılamayacağı da unutulmamalıdır. Bir şey hakkında ya da biri ile ilgili bilinen her şey veridir. Yani bir bilginin veri olabilmesi için somut bir gerçekliğe dayanması gerekir. Kişisel veri ise, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade etmektedir. Kişisel veriden söz edebilmek için, verinin bir gerçek kişiye ilişkin olması ve bu kişinin de belirli ya da belirlenebilir nitelikte olması gerekmektedir. Kişisel veri, gerçek kişiye ilişkin olup, tüzel kişilere ilişkin veriler kişisel verinin tanımının dışındadır. Dolayısıyla, bir şirketin ticaret unvanı ya da adresi gibi tüzel kişiliğe ilişkin bilgiler bir gerçek kişiyle ilişkilendirilebilecekleri durumlar haricinde kişisel veri olarak sayılmayacaktır.
Peki, bir kişiyi belirli veya belirlenebilir kılan etken nedir? Bir kişiyi belirli veya belirlenebilir kılan etken somut bir bilginin olması durumudur. Kişisel veri, ilgili kişinin doğrudan kimliğini gösterebileceği gibi, o kişinin kimliğini doğrudan göstermemekle birlikte, herhangi bir kayıtla ilişkilendirilmesi sonucunda kişinin belirlenmesini sağlayan tüm bilgileri de kapsar.
Kişisel veri için, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade etmektedir dedik. Gerçek kişi olacak ve kimliği belirli veya belirlenebilir olacak buraya kadar gayet olağan akışında devam ediyor. Ancak kişisel veri son derece geniş bir anlam taşıyor zira tanıma göre ‘her türlü bilgi’ kişisel verinin konusu olabilmektedir. Her türlü bilgi ise bir gerçek kişinin; adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgiler değil; telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, e-posta adresi, hobileri, etkileşimde bulunulan kişileri, grup üyelikleri, aile bilgileri, sağlık bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm verileri kapsamaktadır.
Kişisel veriler yalnız tek kişinin verisi olmak zorunda da değildir. Nitekim Kanun ait olma tanımından ziyade ‘ilgili’ terimini kullanmayı bilinçli olarak tercih etmiştir. Çünkü ilgili daha geniş bir alanı içermektedir. Örneğin topluca çekilen bir fotoğrafta kaç kişi varsa bu fotoğraf karesi kişisel veri olarak fotoğrafta bulunan kişilerin tamamının kişisel verisidir. Burada önemli olan nokta ise birden fazla kişiye ait kişisel veride hakkaniyet ölçüsünün dikkate alınması gerektiğidir. Kişisel verinin kullanımı ilgili kişilerden sadece birinin izniyle yapılacaksa diğer kişi ya da kişilerin hakları da gözetilmelidir. Her duruma göre farklı uygulamalar olabileceği unutulmamalıdır. Bazı durumlarda bir kişinin izni yeterli olabilecekken bazı durumlarda kişisel verinin ilgili olduğu herkesin onayı gerekebilir.
Kişisel Veriler Neden ve Nasıl Korunmalıdır?
Kişisel verilerin korunması, kişisel verilerin işlenmesinin disiplin altına alınması ile özünde temel hak ve özgürlüklerin korunmasıdır. Kişisel verilerin korunması, temelde verilerin değil, bu verilerin ilişkili olduğu kişilerin korunmasını amaçlamaktadır. Başka bir ifade ile verilerin korunması; kişileri, onlar hakkındaki verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da otomatik olmayan yollarla işlenmesinden doğacak zararlardan koruma amacına yönelmiş ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin ilkelerde somutlaşmış idari, teknik ve hukuki önlemleri ifade eder. Bu anlamda kişisel verilerin korunmasının, kişilere ilişkin verilerin toplanması, saklanması, kullanılması ve aktarılması gibi veri işleme süreçlerinin bütün aşamalarını kapsar şekilde bireylere kontrol hakkını yeniden kazandırmayı amaçladığı söylenebilir. Bu amaç kapsamında kişisel verilerin korunması, kişinin verilerinin geleceğini bizzat kendisinin belirleme hakkını ifade eder. Aynı zamanda bu koruma insan onurunun ve kişilik hakkının da bir gereğidir. Kişisel verileriniz sizle ilgilidir ve size aittir. Nasıl ki eviniz, arabanız size aitse kişisel verileriniz de öyledir. Kişisel veriler ister bilgisayarda olsun ister duvar üzerinde asılı bir fotoğraf karesi olsun size aittir. Kişisel verilerin korunması ile kişilik haklarının korunması amaçlanır. Özel hayatınızın gizliliği gibi temel hak ve özgürlüklerinizin korunmasında da yardımcı olur.
Günümüzdeki teknolojik gelişmeler kişisel verileri ticari olarak çok değerli hale getirmiştir. Birçok ürünün pazarlaması bu bilgiler kullanılarak yapılmaktadır. Ayrıca sizlerin davranış ya da kullanım alışkanlıklarınız belirlenerek size özel ya da uygun hizmet ya da ürün pazarlaması yapılmaktadır. İyi niyetle bakıldığında faydalı olabilecek bu durum, kötü niyetli kişiler tarafından kişileri aldatmada, kişiye karşı ya da başkalarına karşı suç işlemede, kişileri rahatsız etmede veya farklı amaçlarla kullanılabilmektedir. Sağlığınızla ya da finans durumunuzla ile ilgili bilgilerin başkaları tarafından bilinmesi güvenliğiniz için de tehdit oluşturabilir.
Gelecek ay Pratik Hukuk sayfamızda Kişisel Veri konumuza devam edeceğiz.
Selam ve dua ile…
Söz&Kalem Dergisi | Muhammed Yusuf Oktuay