Bizlere bir Ramazan sevincini daha yaşatan ve bizi Ramazan’a ulaştıran Rabbimize sonsuz hamd-u senalar olsun. Onun bir lütuf ve ihsanı; rahmet ve bereketi; talim ve eğitimi; hoşnutluk ve rızası; yıllık yenileme, arınma ve azığı olan mübarek aya gireceğiz. Hazrete Peygamber’in (sav) sünnet-i seniyyesi nazarıyla bu rahmet ayından en güzel şekilde istifade etmeye çalışalım inşallah. Gecesinde gündüzünde; sahurunda iftarında; hep rahmet kokan Ramazan’ı teneffüs etmeye, bir ay boyunca onun boyasında boyanmaya çalışacağız.
Ramazan ayının gelmesiyle beraber Allah(cc), rahmet yağmurlarını kullarının üzerine yağdırır. Cömertlik ve keremiyle kullara ihsanda bulunur. Bu ihsan Ramazan ayında hem zahiren hem de batinen hissedilir. “Ramazan’ın evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da ateşten azatlık…”(1)
Hz. Ali’den(ra) rivayet edildiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur; “Ramazan ayı girdiğinde Yüce Allah, Arşın taşıyıcısı olan meleklere şu emri verir: “Haydi kendi tespihlerinizi bırakın artık, Muhammed’in ümmeti için istiğfarda bulunun!”(2)
Ramazan ayı içerisinde yapılan ibadetlerin feyiz ve bereketi diğer aylarda yapılan ibadetlerin feyiz ve bereketinden daha fazladır. Ramazan ayında yerine getirilen bir farz diğer aylarda yerine getirilmiş yetmiş farz gibidir. Normal zamanlarda yapılan amellerin, on misli sevaptan yedi yüz misline kadar sevabı vardır. Ramazan ayında yapılan ibadetlerin ise yedi yüzden, elli binlere hatta Kadir Gecesinde yüz binlere kadar ulaşan sevabı vardır.
Ebu Hureyre’nin(ra) rivayetine göre, Resurullah(sav) şöyle buyurmuştur; “Ademoğlunun işlemiş olduğu her iyilik ve ibadet, sevap bakımından on katından yedi yüz katına, Allah’ın dilediği sayıya kadar artar.”(3) Sevabı hesapsız olan bir aya kavuşmak müminler için büyük bir fırsattır. Bu fırsattan istifade etmek ise büyük bir sevinç ve neşe kaynağıdır. Her anının iyi değerlendirilmesi gereken fırsat ayı Ramazan’a bizleri kavuşturan Allah’a(cc) ne kadar hamd etsek azdır.
NadrİbniŞeyban’dan(ra) rivayetle Resul-i Ekrem Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
“Allah Azze ve Celle size Ramazan’da oruç tutmayı farz kıldı, ben de teravih namazı kılmak ve Kur’an okumak için gece uyanık kalmayı sünnet kıldım. Kim inanarak, ihlasla hareket edip sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutar, gecesinde uyanık kalır, teravih namazı kılıp Kur’an okursa annesinden doğduğu ilk gibi günahlarından arınmış olur.(4)
Ramazan ayı içerisinde Peygamber Efendimizin (sav) tavsiye ettiği husussulara riayet ederek bu ayın hayır ve bereketinden en üst derecede istifade etmeye gayret edelim.
Peygamber Efendimiz (sav) Ramazan ayında ümmetine beş nimetin hediye edildiği müjdesini vermektedir.
Cabir İbni Abdullah(ra) Resul-i Ekrem Efendimizin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
“Ümmetime Ramazan ayında beş şey ihsan edildi. Bunlar daha önceki peygamberlerin ümmetine verilmemişti.
Birincisi: Ramazan ayının ilk gecesi olunca Cenab-ı Hak onlara rahmetiyle bakar. Allah kime rahmetiyle bakarsa onu hiçbir zaman azaba çarptırmaz.
İkincisi: Oruç tutanlarının ağzının kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur.
Üçüncüsü: Gece ve gündüz melekler oruç tutanların bağışlanması için Allah’a yalvarırlar.
Dördüncüsü: Allah o gün cennetine emir verir ve şöyle buyurur: ‘Ey cennet, kullarım için hazırlan ve süslen. Dünya sıkıntılarından kurtulup benim huzuruma ve ikramıma gelip istirahat etmeleri yaklaştı.’
Beşincisi: Ramazan’ın son gecesi gelince de Allah oruç tutan bütün kullarının hepsini affeder.
Sahabilerden bir zat sordu: “Ya Resurullah bu gece Kadir Gecesi midir?”
Peygamber (sav) “Hayır”, dedi. “Bilmez misiniz, işçiler gün boyu çalışıp da işlerini bitirdikleri zaman ücretlerini almıyorlar mı?(5)
“Ramazan, Allah’ın kullarının umumi bir affıdır. Günah işlemiş, hayırdan geri kalmış, ayağı sürçmüş, gaflete düşmüş, Allah’ın huzuruna çıkacağını unutmuş tüm nefisler için bir ikazdır. Bu affa icabet etmeyen ve davete kulak vermeyenlerin Allah katından hiçbir mazereti yoktur. Zira Allah’uTeala ziyafete çağırılan davetliler için evin köpeği hükmünde olan şeytanları bağlamıştır. Davete icabet etmeyenlerin hiçbir mazereti kalmayacaktır.(6)
Şeytanların bağlandığı, mükâfatların, hayır ve bereketin ziyadeleştiği bu mübarek ayda Kur’an e sünnet-i seniye çerçevesinde hareket ederek Ramazan fırsatını iyi değerlendirmeliyiz. Peygamber Efendimiz (sav), Ramazan ayına ulaşmak için dua etmiş, böylesine büyük mükâfatların verildiği bir aydan istifade etmek istemiştir. Resulullah (sav), Ramazan’ın önemi hakkında şöyle demiştir: “Eğer kullar Ramazan ayında ki üstünlüklerini bilselerdi bütün senenin Ramazan olmasını isterlerdi.(7)
Rabbimiz Ramazan ayının hayır ve bereketinden mahrum bırakmasın. Ramazan ayından hakkıyla istifade etmeyi bizlere nasip etsin. Ramazan ayı ile birlikte ümmet coğrafyasına huzur getirsin. Amin.
İbn-i Huzeyme, Sahih, III, 191
Ramazu’l-Ehadis, Hadis no:584
İbniMace, Sıyam: 1
Nesai, Sıyam: 40; Müsned, 1:1956
Tergibve’t-Terhib, 2:92
İnzar Dergisi, Ramazan Özel Sayısı
7Müslim, Savm 1