Bu ayki yazımızda, Allah Resulünü 7 ay boyunca evinde misafir edip hizmetinde bulunan, fedakârlık abidesi Hz. Ebu Eyyüb el-Ensâri'nin hayatını ele alacağız.
Hz. Ebu Eyyüb el-Ensâri Kimdir?
Hz. Ebu Eyyüb Miladi 576 yılında, Arabistan yarımadasının Medine şehrinde dünyaya gözlerini açmıştır. Asıl ismi Halid b. Zeyd olan Hz. Ebu Eyyüb, Peygamber Efendimizin akrabalarından olan Hazrec kabilesinin Neccar oğullarındandır. Babasının ismi Zeyd b. Külleyb, annesinin ismi ise Hind binti Said’tir. Ashab arasında Halid olan isminden ziyade Ebu Eyyüb künyesi ile tanınmıştır.
Hz. Ebu Eyyüb el-Ensari’nin Hidayeti ve Hayatı
Hz. Ebu Eyyüb Hicretten 2 yıl önce İslam güneşi ile tanışmış, tanışması ile birlikte onun o sıcak ve nurlu kollarına eşi Fatıma binti Kays ile birlikte teslim olmuştur. Bu teslimiyet ömrünün sonuna kadar sürmüş ve hep İslam için ne yapabilirim düşüncesinde olmasını sağlamıştır.
Hz. Ebu Eyyüb İkinci Akabe Biatı için Medine'den yola çıkan 73 erkek sahabeden biri olmuştur. Hicret izninden sonra yola koyulan Resulullah Medine sokaklarını “Kusva” ismindeki devesi ile geçerken, hangi Ensar’ın evinin önünden geçse “Evime buyurunuz Ya Resulallah!” nidalarını işitiyordu. Resûl-i Ekrem Efendimiz devenin yularından tutup yolundan döndürmeye çalışanlara: “Ona dokunmayınız, o memurdur. Allah tarafından memur olduğu yere gidiyor. Durunuz bakalım, nereye gidecek?” diyordu. Bir süre sonra deve Medine sokaklarından süzülüp Halid Bin Zeyd (r.a.) yani Hz. Ebu Eyüp el-Ensâri'nin evinin önünde diz çöktü. Buna çok sevinen Ebu Eyyüb (r.a) hemen Resulullah’ı ve misafirlerini alarak onları evine götürdü. Bu zaman zarfından sonra Rasulullah 7 ay boyunca Hz. Ebu Eyyüb' ün evinde misafir olarak kaldı.
Bundan dolayı da İslam tarihinin altın sayfalarına “Mihmandâr-ı Nebi” yani “Resullah’ı evinde ağırlayan zat” olarak kaydedilir. O günden sonra Resulullah'tan hiç ayrılmayan Ebu Eyyüp (r.a) Bedir, Uhud, Hendek, Hudeybiye, Hayber, Mekke'nin Fethi ve Huneyn dahil bütün gazvelere katılmıştır.
Ayrıca Resulullah'ın farklı yerlere gönderdiği birçok seriyyede de yer almıştır. Peygamber Efendimize çok fazla muhabbeti olmasından dolayı sürekli kendisi ile birlikte olan 7 sahabeden biri olmuştur. Ensar ve Muhacir kardeşliğinde ise Resulullah kendisini Hz. Musab b. Umeyr ile kardeş kılmıştır. Ayrıca Medine'de İslam'ın hızlı bir şekilde yayılmasına ve birçok kişinin Müslüman olmasına vesile olmuştur. Eyyüp, Abdurrahman, Halit ve Amra isminde üç erkek bir kız çocuğu olan Ebu Eyyüb (r.a) 4 halife döneminin hepsine ulaşmış ve Emeviler döneminin bir kısmına da şahit olmuştur. Onun döneminde Arabistan, Suriye, Mısır, İran, Irak, Harran ve birçok önemli ülke ve şehir fethedilmiştir. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer dönemlerinde yapılan Suriye, Filistin, Mısır seferlerine ve Hz Osman döneminde Vukû bulan Kıbrıs Seferine katılmıştır. İslam'ın yeni insanlara ulaşması için durmadan mücadele veren Ebu Eyyüb (r.a) İhtiyarlık döneminde bile sürekli bir seferde bulunmaya gayret göstermiştir. O zamanlar Bizans'ın elinde bulunan, şimdiki adıyla İstanbul olan Konstantinopolis’in kuşatmasına 80 yaşlarında katılmıştır.
Hz. Eyyüb el-Ensari’ nin Fazileti
Bir çok fazilete sahip olan Ebu Eyüp (r.a) Peygamber Efendimizin vahiy katiplerinden olup İslami pek çok konuda fetva veren sahabelerdendi. Kur'an hafızı olan Hz. Ebu Eyyüb, Allah resulünden 150 hadis rivayet etmiştir. Resulullah'ın 7 ay boyunca misafir kaldığı evi, Dâr’ ül Erkam gibi İslamiyet'in öğretildiği bir mektep görevi görmüştür. Ayrıca Resulullah'a bağlılığı, ona olan derin sevgisi, ev sahipliği esnasındaki cömertliği, fedakarlığı ve ona karşı hassasiyeti ile meşhur bir sahabidir. Hayber Savaşı'ndan sonra Resulullah'ın başına bir şey gelir endişesiyle sabaha kadar çadırında nöbet tutmuş, sabahleyin onu nöbet tutar halde gören Resulullah'ın şu duasına mazhar olmuştur: “Allah'ım bana bir zarar gelmemesi için sabaha kadar çadırımın çevresinde o nasıl muhafızlık yaptı ise sen de onu muhafaza et.”
Hz. Eyyüb el-Ensari’ nin Vefatı
Ebu Eyüp (r.a) 669 yılında Hz. Süfyan bin Avf kumandasında bulunan büyük bir ordu ile İstanbul'a hareket etmiş, muharebe hem denizden hem karadan şiddetli bir şekilde sürdürüldü. Çetin geçem kuşatma sırasında kumandan Süfyan bin Avf (r.a) ve Ebu Eyyüb el-Ensari (r.a) başta olmak üzere birçok Müslüman bu kuşatma esnasında şehit olmuşlardır. Ebu Eyyüb el-Ensari (r.a) şehit olmadan önceki “Bedenimi ayağınızın bastığı son noktaya gömün.” vasiyeti üzerine Savaş meydanının gidilebilecek son noktasında defnedilmiştir. Türbesi günümüzde İstanbul'un Eyüp Sultan ilçesi sınırlarında kalmaktadır. Ebu Eyyüb el-Ensari (r.a)’nin kabrini ziyaret eden ve onun bu mücadele dolu eşsiz hayat hikâyesini bilen, dinleyen her Müslüman için gayret, fedakârlık ve İslam için yılmadan mücadele etme örneği barındırmaktadır. Allah’ u Teala bizleri gayret ve fedakarlıkta kendisini örnek alanlardan eylesin.
KAYNAKÇA:
1- Üsdül Ğabe, Îbn Sa’ d.
2- İslamansiklopedisi.org.tr 3-Siyervakfi.org
Söz&Kalem Dergisi / Abdulselam DEMİR