Söz&Kalem Dergisi - Hanım İlayda Çelik
Nefsin takvasını Er-Rafi ismi ile yükselten Allah’a hamdolsun.
Nefs-i Kâmile insan;
Bir yönüyle fuad, bir yönüyle lub’dur (ilahi nur)
Müslüman riyazet kılıcıyla arsızlığa karşı dimdik durur.
Emrolunduğu gibi o dosdoğru yolda,
Kalbini sükûnet ile yoğurur.
Çeker sineye uhrevi olmayanı,
Ruhunu temyiz edebilme gücünü rabbinde bulur.
Mümin yaptıklarıyla mümin olduğu gibi yapmadıklarıyla da mümindir.
Hayâ perdesini yırtan her diri kara çukurdan beridir.
Hakla meşguliyetini sağlayıp bâtıla sırt çevirdikçe,
Kişi hem afiftir hem afifedir.
Şu muvakkat kâinatta hayal ederken,
Hiçbir savaşı kaybetmeyen Halid bin Velid olmayı,
Bu gaye ile yaşamak niyeti, alt üst etmeli dünya ile arayı.
Bundan dolayıdır ki haykırmak istediğim o iki dize;
*Çilesi belası başım gözüm üstüne (Abdurrahim Karakoç)
Derdimin dermanı say bu davayı!
Hayâ sahibi olmanın mutlak yolu veraya ulaşmaksa,
Vera sahibi olmanın koşulu hâyy olana yaklaşmaksa,
İhtilat ortamında kaybolmak Müslümana tuzaksa,
Ruhun hirasından kovulması akledene mübah mıydı?
Kalbine fermuar çeken incinmiyor,
Diline fermuar çeken, incitmiyor.
İlmin sana ne diyor;
Ruhun bineği odur ki adı nefs
Sana sen’ce yaklaşan iki şey var; biri heva diğeri heves.
Müslüman o ki cehd eder;
Sulhu zor olan cenge dahi meyleder.
Üsve-i Hasene sirayetine itaat ile
Alır itikat bilincini, topyekûn cemiyete denk eder.
Hayâ insana bir hane gibidir, şuuru intizam,
Eker, halvet bulunduran her köşeye bir nizam.
Vakar ile dizilmiş, vera ile sıvanmış;
Örülmüş kötülüğe karşı duvar olan hüsn-ü zan.
İslamiyette aklın yeri kalptir.
Hayâ, akleden Müslümanın kalbinde tasdiktir.
Görülmeyene, duyulmayana giden en kestirme istikamet;
Tekâmül niyetiyle insdeki nisyana keramettir.
Taamına dikkat etmeyen kalbine (ameline) dikkat etmez,
Duygu terbiye edilmeyince iffet terbiye edilmez,
Hukukullah ve hududullaha riayet edenler kendini arıtmıştır.
“Kendini arıtanlar (ise) saadete ermiştir.”(Şems,9)
Kendini Hak yolunda arıtabilenlerden olmak duasıyla.