Söz&Kalem Dergisi - Hüseyin Gülsever
Bulamıyorum ayazlarıma yorgan olanı
Bu cenderede herkes ayaz
Bu tencerede herkes, biraz
Tam değil hilkatin yansıması beşerde
Haşa, hulkiyet kusursuzdur
Tencere kaynamıyor, budur mesele
Sorun biraz da ayazda
Çok sert esiyor
Kapıları çarpıyor
Camları kırıyor
Minareler de yıkıldı
Hem de müezzin ordayken
Müezzin, ezan, cami...
Kelimeler birikiyor havsalamda
Her kelime tazeliyor duygularımı
Cami cem edemiyor
Ayaz, cami cemaatini de vuruyor
Bu tencerede yemek besmelesiz pişmiş
Pencerelerin dibi kuş görmez oldu
Şahinler kol geziyor helinlerde
Yavru kuş...
Pardon henüz yumurtada
Kuş bile değil
Yavrular rahimde rahmet bekler
Ana rahmi buz tutmuş
Tenceremin de dibi tutmuş
Herkes biraz demiştik, herkes yarım
Bir şeyler alıp götürmüş yaşamak
Tencerenin altı açık kalmış
Biz uyurken, üstümüz...
Askerlik yapmadım henüz, içtima bilmem, sayım bilmem
Toplanmayı bilirim
Toplanmayı kâl-u beladan bilirim
Toplamayı çıkarmadan bilirim
Adem'i cennetten çıkarmandan bilirim
Âdem mi Havva mı fail?
Sahi, fiil ne?
Yarım olmak kader miydi?
Elma bize keder miydi?
Elma tencerede pişmiyor
Hoş, tencere de pişmiyor
Bu tencerede her şey yarım
Nas yarım, nisa yarım, insan yarım
Yüreğe kor salan lisan yarım
Biraz olduracak hüsn-ü zan yarım
Tencereyi çevirecek izan yarım
Yanıldım.
Kırmak tam, dökmek tam
Şikayetçiyim
Ey mülkün, hilkatin, tencerenin sahibi
Kaynamıyor suyumuz
Kaynaşmıyor huyumuz
Kazılıyor kuyumuz...
Herkes garipçe bir suhulette
Fırtına öncesi sükunet
Eksik kalan yanlarımıza
Kesik kalan yaralarımıza rağmen
Tenceremi sessizce karıştırıyorum
Kudretine muhtacım.