Söz&Kalem-Hüseyin Kardaş
Kabul edelim veyahut etmeyelim, farkında olalım ya da olmayalım şu hakikat su götürmez bir gerçektir ki; dilden çıkan her kelam, akıldan geçen her düş ve düşünce, pratiğe dökülmüş her eylem bizleri bir şeylere yakınlaştırırken bir şeylerden de uzaklaştırmaktadır. Bu yakınlaşmayı; ister bir görüş ve anlayışa, ister bir dünyaya, isterseniz de bir aleme nispet ederek yorabilirsiniz.
İnsan fıtratının bir gerçeği bu aslında. Nitekim aklen ve kalben neyin üzerine yoğunlaşırsak, o minvalde benzer duygu ve düşünceler akla ve ruha zuhur eder. Örneğin yaşanan bir aksilik, istenmeyen olumsuz bir durum, ruhta negatif duyguları etrafında toplamaya meyleder ve pozitif duyguları baskılar. Mü’min birey, iman pınarından içeceği teslimiyet ve hikmet iksiriyle, ruhunun derinliklerine nüfuz ederek yaklaşmış ve bu olumsuzlukları dağıtmıştır. Neticesinde de olumlu, pozitif, iyi ve güzel olana ruhen yaklaşmış olur.
Hayatımızda neyi önceler, eylem planımızda ilk sıraya neyi koyarsak ve bu plana sadık kalırsak göreceğiz ki her geçen gün önümüze çıkanlar bu önceliklerimiz ile bağlantılı şeyler olacak, dünyamız bu doğrultuda şekillenecektir. Yani bizi, arzuladığımız böylesi bir dünyaya yakınlaştırıp başka dünyalardan da uzaklaştıracaktır.
Konu bağlamında A. Einstein’ a nispet edilen bir ifade de şöyle denir;
‘’ İnsanlar ağzından çıkan cümlelerin, beyninden çıkan düşüncelerin, bütün evreni dolaşıp tekrar kendine geri döndüğünü bilse, eminim çok daha dikkatli olurdu.‘’ Bundan ötürü hiçbir şeyi basit göremeyiz. Başta da belirttiğimiz gibi; dilimizden çıkan her bir kelam, ortaya koyduğumuz en ufak bir eylem, hatta aklımızdan geçirdiğimiz her bir düşünce, yarınlarımıza ait muhteşem ve muazzam bir etkiye sahiptir.
Siz buna doğru-yanlış yönlendirilmiş duyguları ve insan benliğine ait diğer özellik ve vasıfların etkisini de ekleyin. Böylesi muazzam ve muhteşem hakikat, aşikârane önümüzde duruyorken, mü’min bireye düşen her şeyin hesabını inceden inceye yapmasıdır. Hiçbir yanlışı basit, hiçbir günahı küçük görmemesidir. Zira neredeyse çoğumuzun bildiği şu hadis’i şerifte Efendimiz, (s.a.v) ‘Kul bir günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta oluşur. Bundan vazgeçip tevbe ve istiğfar ettiği zaman kalbi parlatılır. Günaha devam ederse siyah nokta artırılır ve sonunda tüm kalbini kaplar. Allah"ın, (Kitabı"nda), "Hayır, hayır! Doğrusu onların kazanmakta oldukları kalplerini paslandırmıştır."(Mutaffifîn, 83/14) diye anlattığı pas işte budur.‘’(Tirmizî, Tefsîru"l-Kur"ân, 83) buyurmaktadır.
Farkında olmak zorundayız; bir defanın, ilk defanın, az görünenin, basit diye geçiştirilenin sonralara ait devasa etkisini bilmek mecburiyetindeyiz. Yine günahlar bağlamında olaya bakacak olursak, Üstad Bediüzzamanın bahsi geçen hadisi tefsir niteliğinde ‘’Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor.’’ hakikatiyle karşılaşırız. Günahların bireyi imandan uzaklaştırıp inkara yaklaştırması… Hafazanallah…
Bahsi geçen hakikatlerle birlikte olaya geniş açıdan bir dünya görüşü, bir yaşam anlayışı perspektifinden de bakmak ve değerlendirmek zorundayız. Bu bağlamda ilahi kelama başvurduğumuzda şu ayetlerle karşılaşırız; ‘’Şüphesiz sizin çabalarınız elbette çeşit çeşittir. Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.’’( Leyl 4-7 ).
En kolay olana kolayca iletilmek… Kolaya yaklaştırılmak; aklen , kalben, ruhen... Kolayın yaklaştırılması; bireyin lehine sebeplerin ilahi iradeyle bireyi bulması. Belirtilen anlayış ve davranışlara sahip olanlara Rabbimiz birtakım şeyleri kolaylaştıracak. Bunu direk sonuç endeksli düşünürsek cennetin yolunun kolaylaştırılması diyebiliriz. Biraz daha geniş açıdan bakarsak; bu bireye iyilik yollarının açılması, doğruyu seçme iradesinin güçlenmesi, cömertliğin karaktere işlemesi, dünya ve ahiret işlerindeki meşru yönelimlerde sebeplerin kolaylaştırılması anlamına varabiliriz.
Sözün özü; herkesin aklın, düşüncenin, tercihlerin, duyguların ve eylemlerin etrafında şekillenerek yakınlaştığı ya da tam bağrında yer aldığı bir dünyası vardır. Ve bununla ilintili olarak sonuçlarına katlanmak zorunda olduğu kaçınılmaz hakikatlerle yüzleşme mecburiyeti… Rabbimizden temennimiz ve niyazımız odur ki bizleri‘’…Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir…’’(Al’i İmran -185) ayetinin muhatabı olarak kurtuluşa eren kimselerden kılmasıdır. Selam ve dua ile…