Esedullah Kaya
İnsan, çukura düştü diye kaybetmez, çukurda merdivensiz kalınca kaybeder.
Önümüzde koca koca cehennem çukurları, itiyor şeytan durmaksızın.
Kimi zaman galebe çalıyoruz lâkin irademizin zayıf kaldığı zamanlar da olmuyor değil.
Sonuçta düşmek de fıtrattandır
Çukurun sert zemini dengemizi kaybetmemize yol açıyor, yalpalıyoruz ayağa kalkarken, çıkmak için bir yol arıyoruz
Merdiven ise karşımızda bütün ihtişamıyla duruyor fakat ihtişamıyla karşımızda duran tek şey merdiven değil,
Alevlerinin ışıltısıyla bizi kendine çeken bir başka çukur,
Çukur içinde çukur,
Dibin dibi…
Şimdi karar vaktidir.
Çıkmak mı, inmek mi?
Yine kulaklarınızda şeytanın sesi: aşağıda da merdiven var, sen bir aşağıyı gör de merdivene sonra tırmanırsın.
Kanar insanoğlu,
İndikçe iner, battıkça batar çukurlara.
Gâfildir, düşünmemiştir yolun esfel-i safiline çıktığını.
Ve indikçe merdiven bizim için önemini yitirmiştir hem zaten tırmanmaya karar versek de artık nasıl çıkarız ki onca yolu, sözleri vardır dilimizde.
Her katta artan parlaklığıyla, gözleri kamaştıran alevleriyle çukurdan çukura inmeye devam ederiz ta ki merdiven yok oluncaya kadar.
Merdiven yok olunca gözümüzü kamaştıran, muhteşem görüntüsüyle bizi kendine çeken alevler artık bize yakıcı tarafını göstermeye başlamıştır.
Onca zaman kendisiyle mutlu olduğumuzu zannettiğimiz, parıltısıyla kendine hayran bırakan alevler artık bizim için acı verici bir azaba dönüşür.
Velhasıl başta dediğimiz gibi "İnsan çukura düştü diye kaybetmez, çukurda merdivensiz kalınca kaybeder"
Bunun bilincinde olmayan gafil insan, şeytanın kendi nefsi için süslediği haramları bir bir işleyerek çukurun parıltısına kapılır
Oysaki unuttuğu bir şey vardır, ne kadar parlarsa parlasın menzili çukurdur ve çukurun parlaklığı yapaydır, geçicidir sonunda karanlığa gömülmeye mahkumdur.
Asıl kalıcı aydınlık ise yerin üstünde merdivenin çıktığı yerdedir. Hani Rabbimiz Ahzâb sûresi 43.ayette şöyle buyuruyordu " O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de sizin için bağışlama dileyendir. Allah mü'minlere çok merhamet edendir"
Merdiven, bizi haramların verdiği sahte zevklerden gerçek mutluluk olan Allah için yaşama yoluna çıkaran tevbemizdir.
Hadid sûresi 14.ayet "...O çok aldatıcı sizi Allah ile aldattı" buyurarak tevbe kapılarının daima açık oluşu bahanesiyle, seçimini çukurdan yana yapanların nasıl kandırıldıklarını gözler önüne seriyor. Sonrasında dibe doğru yol almış insan için merdivenin sahibi Zümer sûresi 54.ayette "Azap size gelmeden önce Rabbinize dönün ve O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez" fermanıyla, merdiven kaybolmadan tutunun ve korkmayın Rabbiniz sizi çıkaracaktır buyuruyor. Buna rağmen insan, şeytanın ümitsizlik aşılayan sözlerine kanar ve yaptığı haramlarla alçalmaya devam eder. Ve artık iniş için son duraktır…
Hak olan ölüm gelmiş, batılın sahte ışıkları arasındaki karanlığı ortaya çıkarmıştır. Bundan sonra kendisine tutunulacak bir tövbe merdiveni yoktur.
Kazananlar, merdivene tırmananlar veya en azından tırmanma arzusuyla merdivene tutunanlar olmuştur.
Rabbim bizi merdivenler kaybolmadan tutunan kullarından eylesin İnşallah.
"Bütün âdemoğulları günahkârdır, günahkârların en hayırlısı ise tövbe edenlerdir" (İbn Mâce, Zühd 30)
Not: 'Sizen Gelenler' kategorimize eklenen yazı ve şiirler herhangi bir editöryal süreçten geçmeden okurlarımız tarafından gönderildiği şekli ile verilmektedir.