Kitap Kazası:
Medresede kütüphane düzenlemekle görevlendirilmiştim. Büyük bir hevesle raflara tırmanıp kitapları yerleştiriyordum.
Bir anda elim kaydı, en üst raftaki kalın kitaplar yağmur gibi başıma inmeye başladı.
Yere düştüm, kafama isabet eden ve canımı en çok inciten kitaba gözüm ilişti. Gayet hacimli olan kitabı elime alıp bakmak istedim. Sarf ilmi ilgili ileri düzey bir kitaptı. Bende medrese derslerinde en çok Sarf konusunda zorlanıyordum. Duruma tanıklık eden arkadaşlar gülmeye başladı. Ben de gülerek o kitabı elime alıp arkadaşlara dönerek şakadan, ‘’Zaten öğrenmekte zorlanıyordum, bende bıraktığı bu izden ötürü artık hiç okumayacağım.’’ Dedim.
Akranımız olmasına rağmen her olaya ibretle bakan arkadaşlarımızdan birisi durumu şöyle özetledi: ‘’Bazı dersler insanın kafasına vura vura öğretilir.’’ J
Gerçekten dediği gibi de oldu. Elhamdülillah kafamda bıraktığı ize rağmen Sarf ilmine dair müfredatta olan tüm eserleri bitirdim. J
Ömer Durmaz
Deneme Sınavı Faciası:
Lisede son sınıftayken, önemli bir deneme sınavı vardı. Sabah erkenden geldim, heyecanlıyım.
Sınav başladı. Soruları çözüyorum, kalemim tam hızla akıyor... Derken bir soruda takıldım. Düşünüyorum, düşünüyorum, olmuyor.
Başımı kaldırıp düşünürken gözüm öğretmene takıldı. Hocamız da tam o sırada beni izliyordu.
Ben utanıp hemen kağıda döndüm, ama yanlışlıkla içimden geçen düşüncelerimi kitapçığa yazdım.
"Bu soru çok saçma, kimse çözemez!"
Sınavı teslim ederken fark ettim ama iş işten geçmişti.
Sonuç: Sınavdan düşük not, öğretmenden bolca fırça.
Not: Girdiğiniz sınavlarda sorular ile ilgili içinizdekileri yazıya dökmemeye dikkat edin. Kendinizde saklayın. J
Fatih Göçer