Söz&Kalem Dergisi - Hatıra Defteri
Sabah Namazı Alarmı ve Yurt Krizi
Üniversite yıllarında yurtta kalırken, namaza kalkma konusunda çok iddialıydım. Sabah namazına kalkmak için öyle bir alarm kuruyordum ki, çalan sesi duymayanın kulak testine girmesi gerekirdi.
Bir gece yine alarmı en yüksek sesle ayarladım. Ama o kadar yorgundum ki, alarm çaldığında uyanmak yerine rüyamda kıyametin koptuğunu sandım! Gözümü açtığımda tüm oda arkadaşlarım yataklarından fırlamış, içlerinden iki tanesi telefonumun üzerine üşüşmüştü. Nitekim alarmımın kapanması için telefon ekranındaki matematik sorusunu çözmeleri gerekiyordu. Tabi sözelci oldukları için epeyi zorlandılar. Bende bu durumu yarı uykulu halimle tebessüm ederek izliyordum.
İçlerinden biri sinirle bana bakarak bağırdı:
“Kardeşim! Bu ne alarmdır? Alarmı geçtik, bu ne sorudur! Ne alarmı kapatabiliyor, ne de soruyu çözebiliyoruz. Telefonunu pencereden atmamamız için derhal müdahale et” dedi. J
Telefonu elime alıp alarmı kapatınca gülümsedim. Bu hallerime tam kızacaklardı ki, içlerinden en ağır uykucusu da birden gülümsedi:
“Biliyor musun? Uzun süredir sabah namazına kalkamıyordum. Bugün senin sayende kalktım ve bende telefonuma aynı alarmı kuracağım’’ J dedi.
Oda arkadaşlarımız için artık odada bir değil, iki kabus vardı. J
Yakup Çiçek
Makarna Matematiği
Bir öğrenci evinde dört kişi kalıyorduk. Haliyle mutfak yönetimini ortaklaşa yürütüyorduk. Ancak her öğrenci gibi, ekonomik zorluklarla karşılaşıyorduk. Özellikle ayın sonuna yaklaşıldığında, yemek menüsü “makarna ve ekmek” standardına dönüşüyordu.
Bir gün yine evde her zamanki gibi makarna yapmaya karar verdik. Ancak makarna miktarını ayarlamak konusunda ciddi bir tartışma çıktı. Biri, “Bir paket yetmez, iki paket yapalım.” dedi. Diğeri, “İki paket çok olur, yarım paket fazla olsa yeter.” diye hesap yapıyordu. Birisi matematik, diğeri Mühendislik öğrencisi olduğundan olay teknik ve bilimsel bir hal aldı. Hacim hesabı, kaynama sonrası şişme oranı, tabak başına düşecek gramaj gibi detaylara girdiler. En sonunda “Dengeli bir çözüm” olarak 1,5 paket makarna yapmaya karar verdiler.
Ancak hesap hatası yaptıklarını, tencerenin içinden taşan makarna yığınının ocaktan yere dökülmesiyle anladılar. Mahcup ve israf olan makarnaları halıdan toplarken şöyle mırıldandıklarını duydum: “Bilim insanı olduk ama bir makarna miktarını hesaplayamadık”J. Sonunda yemek yetti ama bir kısmı çöpe gitti. O günden sonra bizim için öğrenci evinde yemek konusunda "göz kararı" daha geçerli bir bilim dalı oldu.
Hasan Çelik