Söz&Kalem Dergisi - M.Hüseyin Kardaş
Hüznü ben çağırdım bu defa
Hiç olmadığı kadar umudu da...
Nitekim, hiç yakışık durmaz
Çocukların öldürüldüğü bir dünyada
Kulakları dolduran kahkahaların
Simalara yansıyan silüeti..
Ve bilirim ;
Yaşatılan zulme daha fazla dayanamayıp
Kırpılma yetisini kaybetmiş
Bir çift göz gözler beni
Vahşetin boyutunun mücessimiyeti ;
Dahlan'ın gözleri...
Hecelerin, kelimelerin ve tümcelerin
Kifayetsiz kaldığı bir hengamede
Lisan-ı halle dile gelir
Mazlumiyet, mahrumiyet,
Mağduriyet, mahkumiyet...
Uzaklaşsam bir dem
İçimdeki ruhsuzluk makberinden
Toplu mezarlara çıkar yolum
Yolumu keser mahcubiyet
Soluğumu kesen mesuliyet ...
Saçlarını örerdi Halid dede,
Ruhumun ruhu dediğinin
Sakallarını, müşfik ellerine oyuncak ettiğinin
Gözlerinden sakındığı Rim'inin...
Aslında bilirdi de yakinen;
Filistinde sevinçler hep yarım kalır
Gazze de vuslatlar bir demlik yaşanır
Kudüs esaretteyken saadetin gözü yaşarıp
Mescidi Aksa derin bir öfkeye bulanır…
Ulu orta aşikar işte
Duyulsa da karşılığı cılız beşerde
Görülse de karşı çıkanın ekseriyeti aciz olan;
Failini ise rezil ve zelil kılan
Devasa bir yıkım, aleni bir kıyım...
Artık kim inandırabilir beni;
İşittiklerim, müşahede ettiklerim,
Ve de bildiklerim karşısında
Bir ateşkesle
Bu savaşın bittiği yanılgısına…
Bu defa hüznü ben çağırdım
Hiç olmadığı kadar umudu da
Ummadığım kadar sa’yı ve sebatı da
Gözümde tüttüğü kadar hürriyeti de…