Söz&Kalem Dergisi - Amine Çimen
İslam dininin temel amacı, güzel ahlakı oluşturmaktır. Ancak günümüzde hızla gelişen modern eğitim sisteminde ahlaki değerlerin zayıflaması dikkat çekicidir. Bu durumun nedenlerinden biri, modern bilgilere yönelirken dinî değerlerimizi ihmal etmemizdir. Oysa, sonradan keşfedilen bilgilerin tümünün aslında Kur'an-ı Kerim'de yer aldığı unutulmamalıdır. Asl olan ilim ile sonradan keşfedilen ilim karşılaştırıldığında, doğru bir eğitim sistemi bizi hakikate ulaştırıp ahlaki duruşumuzu korur.
Ahlakın ne denli temel bir unsur olduğunu fark ettiğimizde, eğitim süreçlerinde ahlaki değerlerin eksikliğinin büyük bir boşluk yarattığını anlayabiliriz. Günümüz eğitim anlayışı, bireyleri bilgiyle donatmaya odaklanırken, manevi ve ahlaki boyut sıklıkla göz ardı edilmektedir. Oysa eğitim, yalnızca akademik başarıyı değil, bireyin içsel gelişimini ve manevi olgunlaşmasını da hedeflemelidir.
Dini ve ahlaki değerler, bireyin hayatında denge ve anlam arayışında önemli bir yer tutar. Bu değerlerin eğitim sürecinde göz ardı edilmesi, bireylerin yalnızca maddi hedeflere yönelmesine ve manevi boşluklar yaşamasına neden olur. Eğitim sürecinde, bilgiyi öğrenmenin yanı sıra, o bilginin nasıl kullanılacağını da öğrenmeliyiz. Ahlak ve eğitim bir araya geldiğinde, bireyler daha bilinçli ve ahlaki bir şekilde hareket eder.
Eğitimin dini değerini korumak için bazı temel prensiplere uymamız gerekmektedir. Bunlar, hem ruhsal hem de ahlaki anlamda bize yol gösterecek unsurlardır:
1. Ruhumuzun Gıdasını Sağlamak: Bunalım ve sıkıntılar içinde olan ruhumuzu beslemek için dini ortamlarda bulunabilir veya çevremizi dini bir çerçevede şekillendirebiliriz. Dini değerlerle örülü bir ortam, ruhumuzu güçlendirecek ve bizi eğitimin anlamlı bir parçası haline getirecektir.
2. Efendimiz (sav)'in Örnekliğinden İstifade Etmek: Eğitimde en güzel örnek, Peygamberimiz Hz. Muhammed’dir. Resulullah (s.a.v) sadece sözleriyle değil, davranışlarıyla da eğitimi en güzel şekilde uygulamıştır. O’nun (s.a.v) tavırlarını ve ahlaki değerlerini yaşamımıza dahil ederek, eğitim sürecimizi onun izinden yürüyen bir anlayışla şekillendirmeliyiz.
3. Değerlerimizle Uyum İçinde Yaşamak: Modern eğitimin sunduğu ortamlar içinde, özümüzü unutmadan ve kendi değerlerimize uygun şekilde hareket etmek önemlidir. Bu öz, dinî değerlerimizden beslenen bir yaşam anlayışıdır.
4. Manevi ve Maddi Dengeyi Korumak: Bilgiyi sadece maddi unsurlar olarak ele alıp, manevi anlamını göz ardı ettiğimizde, büyük bir huzursuzluk ortaya çıkar. Zira Allah Teâlâ, "Allah'ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu da ara. Dünyadan da nasibini unutma." (Kasas, 77) buyurarak bu dengeye dikkat çekmektedir. Bu ayetin rehberliğinde, eğitim hayatımızın hem maddi hem de manevi boyutlarını gözeterek şekillendirmeliyiz. Böylece, sadece dünya hayatına değil, ahiret hayatına da hazırlanma bilinci kazanabiliriz.
Dini bir ortamda bulunmak, yalnızca manevi bir iyileşme sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kişinin hayatına bir yön ve anlam katar. Kur’an ve hadislerdeki öğretiler, insanın ruhsal gelişimini desteklerken aynı zamanda toplumla uyum içerisinde yaşamasını da sağlar. İslam, insanı önce içsel huzura yönlendirir, özünü hatırlatır sonra dış dünyadaki zorluklara karşı dayanıklılığını artırır. Örneğin, sabır ve tevekkül gibi erdemler, bir kişinin ruhsal sükunet bulmasına yardımcı olur ve hayatın zorlukları karşısında iç huzur sağlar.
Modern eğitim sistemlerinde ahlaki değerlerin yetersizliği, bireylerin yalnızca bilgiye odaklanmalarına ve manevi gelişimlerini ihmal etmelerine yol açmaktadır. Ancak, İslam'ın öğretilerine dayalı bir eğitim anlayışı, hem bilimsel hem de ahlaki ve manevi gelişimi sağlar. Kur'an ve sünnet, doğruluk, dürüstlük, adalet ve merhameti öğreten temel kaynaklarımızdır. Bu değerler eğitim süreçlerine dahil edildiğinde bireyler hem akademik başarıya ulaşabilir hem de sosyal sorumluluklarını yerine getirip ahlaki bir duruş sergiler.
Ayrıca, Allah’u Teâlâ'nın bizden istediği kulluk duruşunu benimsemek, en mühim görevimizdir. Üstad Said Nursi’nin dediği gibi, "Allah’a abd ve asker olmak öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilmez." İnsan, manen terakki ettikçe Allah’a yaklaşır ve O’nun rızasına mazhar olur. Kulluktan daha tatlı ve şerefli bir şey yoktur. Allah’a abd ve asker olmanın lezzeti ise tarif edilemez. Bu gerçeği anlamak için bu lezzete ulaşan kimselerin hayatlarına bakmak gerekir.
Hz. Aişe validemiz şöyle demiştir: "Peygamberimiz (s.a.v) geceleri mübarek ayakları şişinceye kadar ibadet ederdi. 'Ey Allah'ın Resulü, geçmişte işlenmiş ve gelecekte işlenmesi muhtemel olan günahlarını Allah’u Teâlâ bağışladığı halde, niçin bu kadar yoruluyorsunuz?' dedim. Peygamberimiz (s.a.v): 'Ya Aişe, Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?' buyurdu."
Eğitimde sadece bilgi değil, aynı zamanda ahlaki değerler de ön planda tutulmalıdır. Bu değerlerin hayata geçirilmesi, Peygamberimizin (s.a.v) sergilediği şekilde örnek alınarak sağlıklı, bilinçli ve ahlaklı bir toplumun oluşmasına katkıda bulunacaktır. Nihayetinde, unutulmaması gereken en önemli görevimiz, Allah’ın istediği şekilde kul olmak ve O'nun istediği kulluk vasfını taşımaktır.
Selâm ve dua ile