Söz&Kalem Dergisi - Abdurrahman Cahit
Eser Hakkında: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlarından basılan eser 206 sayfadan ibaret olup düşünce dünyamızda önemli isimlerden birisi olan Nurettin Topçu üzerine kaleme alınmıştır. Eserin dili anlaşılır ve basittir. Eserin amacı Nurettin Topçu’nun fikir dünyasının tasviri, okura bütünlüklü bir fikir elde etmesi ve tanıtılmasıdır.
Yazar Hakkında: 1972 yılında Trabzon’da doğdu. İmam Hatip Lisesi öğrenimi ardından Atatürk üniversitesi İlahiyat Fakültesinde lisans eğitimini aldı. Ahlak felsefesi üzerine çalışmalarını sürdürmektedir.
Nurettin Topçu’ya dair kaleme alınan bu eserin kültür dünyamızda büyük bir boşluğa hitap ettiği açıktır. İslam düşüncesi üzerine kafa yormuş, sıra dışı bir yaşam sürmüş ve oluşturduğu metodolojiyle ahlak düşüncesi üzerine özgün bir pratik yol yakalamış olan Nurettin Topçu okuyucu dünyasında pek de yer bulmuş değil çünkü. Lise eğitimi gördüğü zamandan vefat ettiği ana dek temel eseri ve aynı zamanda düşüncesini de yansıtan “isyan ahlakı” üzerine yaşamını sürdürmeye gayret etmiş birisidir Nurettin Topçu. Onun ahlak düşüncesi bir ahenk ve uyum içerisinde insana yol haritası sunan, kaynağını vahiyden alan, hayat boyu mücadeleyi, mertliği ve hakikatten ayrı kalmamayı nakış nakış işleyen özelliklere sahiptir.
Hüseyin Karaman, Nurettin Topçu üzerine birçok çalışma kaleme almıştır. Bu eseri ise Diyanet İşleri Başkanlığı için belirli bir format üzere, onun yaşamını aktarmaya dair bir bölüm, düşünce dünyası üzerine de bir bölüm olacak şekilde hazırlamıştır. Anlaşılır bir dille kaleme aldığı bu eserde Topçu’ ya dair iddialara cevaplarını Topçu’nun kendi cümleleriyle ifade etmiştir. İsyan Ahlakının neyi anlattığı, temelini nereden aldığı ve hedef olarak insanın düşünce yaşamında gerçekleştirmek istediği değişimleri esere taşımıştır. Eser bu açıdan Nurettin Topçu’yu tanımak isteyenler tarafından okunduğunda zihinlerde tutarlı ve derli-toplu bir bilgiyi yer ettirmede başarılı olmuştur.
Eserin sonunda Nurettin Topçu’nun hayatının kısa foto albümü yer almaktadır. Ona dair söylenenlerin de tasdik ettiği üzere tutarlı ve dengeli bir yaşam sürdüren Topçu, gençlik dönemlerinde özellikle Avrupa toplumu ve düşüncesiyle hemhal olmasının da etkisiyle bunalım evresinden geçmiştir. Tasavvuf düşüncesi bu dönemde onun için bir rahmet vesilesi olmuştur. Onun bir mürşide bağlanmasının, geçirdiği bunalımları tasavvufla aştığı noktalar önyargılarla görülmemelidir. Tasavvufi düşüncenin insanın kalbine merhem gibi geldiği, onu bütün bir bulanık düşünceden nasıl sıyırdığı tarih-tecrübe üzerinden önümüzdedir çünkü.
İsyan Ahlakı, Nurettin Topçu’nun başyapıt eseridir. Fakat bu terim sadece bir başlıktan ibaret değildir. Müslüman şahsiyetin inşası yolunda Allah’a hürmet, kâinata merhamet ve hizmet temelinde İslam ahlakının vücut bulduğu nokta İsyan ahlakıdır. Anarşist düşünce değildir bu. Ortalığı dağıtma adına bir hareket de değildir. Allah’ a olan imanın insana hareket verdiği ve Allah yolunda cihat etmenin adıdır isyan. İnsanın kendi nefsine ve onu kötülüğe hazırlayan her şeye isyan etmesiyle başlar. İslam ahlakını kuşanarak takva mertebesine ulaşır. Bütün bir hayatı aksiyom alanında geçirmenin ifadesidir İsyan ahlakı. Eğer ki İslami çizgide gerçekleşmezse İsyan ahlakı insanı çöküşten başka yere götürmez. Çünkü isyan ahlakının en önemli ilkesi onun Müslümanca elde edilebilmesidir.
Merhum Topçu, hayatının her anında mütevaziliği ve onurlu yaşamayı kendinden ayırmadı. Hasta yatağında da gülümseyen ve imanı hatırlatan duruşunu muhafaza etti. Kendine örnek aldığı insanlar da cesur, mert, İslami ilkelerden taviz vermeyen kişiliklere sahipti. Mehmet Akif Ersoy onun ilham aldığı şahsiyetti. Müslümanların ihtiyaç duyduğu bütün alanlarda kendini geliştirmeye gayret etti. Felsefeden psikolojiye, sosyal meselelerden eğitim rehberliğine ve hatta tasvip etmemesine rağmen bir dönem gerekli bulduğu siyasi yönelimlere kadar bir gayrete sahip oldu. Amacı, toplumun dirilişine vesile olacak onurlu bir Müslüman olmaktı. Emaneti sahibine teslim edinceye kadar da mücadelesini sürdürdü.
Kültür dünyamızda ve düşünce sohbetlerimizde ihmal ettiğimiz, kendisini pek de tanımadığımız bir şahsiyettir Topçu. Onun İsyan ahlakı düşüncesini çoğu zaman bir anarşizm, bir uç yol, vasat çizginin aşılması olarak yorumluyoruz. Kaleme aldığı eserlerden bihaber olarak onun ismini bir başlık altına eklemekle iktifa ediyoruz. Halbuki Nurettin Topçu’yu anlamak onun düşüncelerini öğrenip bugünün ihtiyaç alanlarında geliştirmekle hakkaniyetli olur. Müslümanların bugün en fazla ihtiyaç duyduğu sosyal bilimlerde ilerleme meselesinde Nurettin Topçu okunmadan, anlaşılmadan bu yol doğru ilerlenemez. Onun İsyan ahlakının temel parametrelerini nereden aldığı tartışılmadan ve bugünün Müslümanlarının ahlaki anlayışlarına hangi açıdan muhatap olduğu bir mesele olarak görülmeden oluşturacağımız metodolojiler eksik olacaktır.
Her insanın belli bir milliyete sahip olduğu hakikattir. Çoğu zaman insanların belli bir ideoloji ya da çizgideki duruşları onların bütün olarak görülmesine engel teşkil etmiştir. Aslında Nurettin Topçu’ya olan ilgisizlik diyebileceğimiz negatif duyguların yine ona isnat edilen milliyetçi çizgiden kendine pay biçtiği bizce ortada olan bir durumdur. İnsanın milliyetini İslam'ın belirlediği çizgiden başka bir yerde görmesi ve göstermesi ona dair yapılacak eleştirilerde asla göz ardı edilmemelidir. Fakat milli bağlarını fazla dile getirmesi ve bunları dini düşüncesine içkinleştirmesi yine insan için tartışma meselesi olabilecek bir durumdur.
Nurettin Topçu’nun kıymetli çalışmalarını onun milli düşünceleri ışığında kategorileştirmek ve hatta önemsizleştirmek ise eleştiri kültürünün bir göstergesi değildir. Bu sadece bize zarar verebilecek ve yıkıcı eleştiri olarak tabir ettiğimiz, kültür dünyamızı dağıtacak bir etkiye sahip olabilir. Bizim düşüncemize göre Nurettin Topçu değerlendirilirken onun eserlerinin İslami açıdan elde edilecek değerleri tartılmalıdır. Onun milliyetçilik açısından nerde durduğu ve ne söylediği ise milliyetçi düşüncenin İslam düşüncesi içerisinde ne kadar etkisiz kaldığı açısından eleştirilmelidir.