Söz&Kalem Dergisi - Sena Elçi
el-Alim olan Rabbimizin adıyla…
Okumak, okumak, okumak..! Peki nedir bu okumak? Okumak, sadece bir kitap mı okumaktır? Ya da okumanın farklı türleri var mıdır? Evet, okumak ama nasıl okumak, ne okumak, ne için okumak..? Anlamsız, faydasız olanı mı okumak, ya da her kelimesi ayrı bir dünya olanı mı okumak? Başkalarını, başkaları adına mı okumak ya da ayette geçtiği gibi Allah adına mı okumak…
"Rabbinin Adıyla Oku!’’[1]
Okuma, geniş bir öğrenme alanına sahiptir. Terim olarak okumanın tanımını yapacak olursak, yazıya geçirilmiş bir metni, harfleri tanıyarak, gözle çözümleyerek anlamak demektir. Tanımda geçtiği gibi belki bir kitap, bir gazete, bir dergi ya da en basitinden bir mesajı anlamak çözümlemek de bir okuma türüdür.
Hangi dönemde olursak olalım hep ilime önem verilmiştir. Bilgi sahibi olmak ve bu bilgileri gelecek nesillere aktarmanın en güzel ve doğru yolu hiç şüphesiz yazmak olmuştur. Gelecek nesillere ulaşan bu yazılar kitap halini almış, daha sonrasında birçok alanın olmasıyla türlerine göre ayrılmıştır.
Bir kişinin İman etmesi, ilim hayatına müdahil olmasını gerektirir. İlmi hayata müdahil olması ise bir meseleyi akademik boyutu veya detaylarıyla bilmekten öte, en önemlisi hayata aktarmak için bilmek ve bildiklerimizle de amel etmek demektir. İslam, hayatımızın her alanında olduğu için, insanların bireysel ve toplumsal sorunlarının çözümlerini bildirir. Binaenaleyh okumalarımızın buna göre şekillenmesi gerekir. Hangi alan olursa olsun İslam orda olacaktır. Birçok şey bilim tarafından ispatlamadan Allah'u teâlâ bize ayetleriyle bildirmiştir. Okumalarımızı diğer bilimlerden soyutlarsak, Rabbimizin hikmet ve tecellilerini tam anlamıyla göremeyiz. İslam her yerde iken bizim kendimizi ilmi anlamda kısıtlamamız elbette doğru olmaz. İslam çerçevesi içinde, yani Rabbimizin rızasına uygun olduğu sürece okumalarımız her alanda olmalıdır. Bu edebiyat, psikoloji, felsefe, tarih, siyaset, sağlık ve daha birçok alanı kapsayabilir.
Önemli olan bir diğer konu ise okumaların doğru zamanda yapılmasıdır. Burada ki zamandan kastımız hangi saatlerde okuma yapmamızdan ziyade hangi yaşta hangi kitap türlerine yönelik olması konusudur. Yanlış kitap seçimi faydadan çok zarar getirecektir. Yanlış tercih, bilgilerin ağır olmasından ötürü anlamayıp okumadan uzaklaşmamıza sebep olur. Dahası, eğer ki yanlış bir okuma olursa, zihin dünyamızı kirlenmesine de neden olacaktır. Aynı zamanda da bilgi ağırlıklı kitaplardan uzak kalmamız asıl gayemiz olan bilgi edinmeye ters düşecektir. Sadece roman ve öykü okumakla kalmayıp fikir ve düşünce kitaplarına da yönelmemiz gerekir. Aradaki dengeyi koruyarak okumamız, bizim için daha faydalı olacaktır. Bu konuda bizden büyük ve tecrübeli kişilerden tavsiye alabiliriz.
Okumayı sadece bir alanla kısıtlamamız yanlış olur. Bazen kâinatı okumak, izlemek, anlamak ve çözümlemek gerekir. Kâinatı izlemek bize daha çok şey anlatmaz mı? Her yerde okunacak bir şeyler varken görmeden geçmek olmaz. Fen bilimleriyle İslam’ın birleşmesi burada başlar. İster bir insanın anne karnındaki hali olsun, ister gezegenlerin bir yörünge etrafında belli bir düzen dâhilinde hareket etmesi olsun, daha bilim bunları tam anlamıyla keşfetmeden önce, Kuran'ı Kerim tarafından asırlar öncesinden söylenmiştir. Ayrıca, tüm bilimsel gelişmeler ile beraber Kur’an’ın geçmiş topluluklardan bize haber vermesi de Kur'an ilminin genişliğini gözler önüne sermektedir. Sayabileceğimiz daha birçok şey Kuran'ı Kerim'de bizlere anlatılmış ve akıl sahiplerinin ibret alması istenmiştir.
Pek fark edilmese de günümüzde en çok okumaya maruz kaldığımız bir diğer okuma türü de medyadır. Hemen hemen herkesin bir yönüyle muhatap olduğu medyayı doğru kullananların sayısı maalesef ki azaldı. Hızlı bir şekilde gelişen teknoloji, bilgi ve haberleri de hızlı bir şekilde yaymaya başladı. Bu alanda yaptığımız en büyük hatalardan biri gördüğümüz her şeyi doğru kabul ettiğimiz gibi bunu yaymamızdır. Herkesten önce paylaşma duygusu, bilgilerin kaynağını sormadan paylaşmamıza sebep oluyor. Gazetecilerin kullandığı 5N1K tekniğine "kimden ve nerden" eklemesi haber kaynağının ne derece önemli olduğunu gösterir. Biz sosyal medya kullanıcıları olarak belki böyle bir tekniğe başvurmayız/başvuramayız. Ama Resulullah'tan öğrendiğimiz üzere gelen haberin kimden ve nerden geldiğine dikkat etmemiz gerekir.
Her gelen bilgiyi olduğu gibi kabul etmek güvenilir ve emin bir Müslümana yakışmaz. Özellikle sosyal medyada dolaşan haberlerin doğruluğu konusunda daha dikkatli olmamız gerekir. Hızla gelişen teknoloji her türlü bilgiyi ve haberleri hızlı bir şekilde her yere ulaşmasını sağlıyor. Bilgi ve haberlerin hızlı bir şekilde yayılması, güvenirliğini azaltmakla birlikte yanlış haberlerin yayılmasına da sebebiyet veriyor. Müslüman bireyler olarak önümüze gelen her bilgiye inanmamalı ve doğruluğunu araştırmalıyız. Bilginin kaynağını öğrenip haberin nerden ve kimden geldiğine dikkat etmemiz gerekir. Malcolm X'in de dediği gibi ‘’Eğer dikkat etmezseniz medya, mazlumlardan nefret etmenize ve zalimleri sevmenize sebep olur’’. Medya çok güçlü bir silahtır. Ama Müslüman bireyler olarak bu silahı doğru yerde, doğru zamanda ve doğru şekilde kullanmalıyız.
Başta da dediğimiz gibi okuma geniş bir alana sahiptir. Doğru bir şekilde uygulandığında fayda sağlayacağı gibi yanlış uygulandığında bizlere zarar verecektir. Bilinçli okurlar olmak duasıyla...
[1] (Alak, 1-2)