Söz&Kalem Dergisi - Muhammed Hüseyin Sürmeli
“İbadet” kavramının genel anlamda halk nezdindeki anlayışı/karşılığı düşünüldüğünde kabataslak şöyle bir yorumla karşılaşılabilir; “İbadet, yaratıcının/tanrının kullarından/mensuplarından disiplinli ve zorunlu olarak yapılmasını istediği bir takım hareket, ritüel, ayin, dua/yakarış vb. fiiliyat/aktivite/durumlardır.’’
Maalesef bu tarz bir yorum, aslında ibadet kavramının ehemmiyetinin ve hikmetinin anlaşılmadığını gösterir. Örnek verdiğimiz yorum, tüm din ve inanışları kapsayan bir yorumdur. Fakat biz bu yorumu İslami açıdan değerlendireceğiz.
Bizler, öylesine muazzam bir dine mensubuz ki; bizden istenilen bütün ibadetlerin ya manevi ya tıbbi ya psikolojik ya sosyolojik ya da bunların birkaçını veya hepsini kapsayan faziletleri/faydaları vardır. Yani yapılan ibadetler ne kadar Allah tarafından zâtına yönelik yakınlaşma ve tâ’zim gerekçesiyle şart koşulmuş olsa da bunların tamamı insanlığın en ideal şekilde sağlıklı ve huzurlu yaşamasına yönelik dizayn edilmiştir. Dolayısıyla ibadetlerin hâşâ Allah’ın ihtiyacı değil insanlığın ihtiyacı olduğu, günümüzde bilimsel anlamda da açıklanmış bir gerçekliktir.
Bu bağlamda “Oruç” ibadetinin insanlık üzerindeki maddi, manevi, tıbbı, psikolojik ve sosyolojik karşılığına bir göz atalım:
Oruç ibadetinin tıbbi/maddi/fiziksel faydaları:
-Yağ yakımını hızlandırarak kilo kaybına destek olur
-Kandaki yağ, kolesterol ve diğer lipid türlerini düşürmeye yardım eder
-Oruç tutmak oksidatif stresi azaltıp, bağışıklığı güçlendirir
-Detoksifikasyonu artırarak zararlı toksinlerden arındırmayı destekler
-Oruç tutmak kişinin irade, sabır ve empati gibi manevi yeteneklerini arttırır
-Karaciğer fonksiyonunda iyileşme sağlayabilir
-Vücuttaki enflamasyonu azaltır
-Mide ve bağırsakları dinlendirerek detoks etkisi yapar
-Kan şekerini düşürür
-Oruç tutmak zihinsel fonksiyonların işlevini artırır
-Cildi canlandırarak güç verir
-Oruç tutmak kalp sağlığını korur
-Büyüme hormonu salgısını artırır
-Psikolojik olarak rahatlık verir”
(Kaynak: Memorial Sağlık Grubu)
Oruç ibadetinin ruh sağlığına bakan faydaları:
-Oruç, insan için maddî bir perhiz olduğu kadar mânevî bir perhizdir de... Çünkü insan nefsi, yeme, içme konusunda dilediği şekilde hareket ettikçe, kişinin beden sağlığına zarar verdiği gibi helâl-haram demeyip rastgelen şeye saldırmak ve bulduğunu yutmakla da manevi hayatını zehirler, ruh sağlığını tehlikeye düşürür. Artık kalb ve ruhun emrettiklerini yapmak, gösterdiği yolda gitmek, nefse zor gelir. İnsanı kendi istediği, canının çektiği istikamete doğru sürükleyip götürmeye başlar. İşte Ramazan-ı Şerif’te oruç vasıtasıyla, nefis, bir nevi perhiz ve riyazete alışır ve emir dinlemeyi öğrenir. İlâhî emre boyun eğerek helâl işleri bile terk ettiğinden, haramlardan çekinmek hususunda da tam bir meleke ve kabiliyet kazanır. Böylelikle bedenî olduğu kadar manevi ve ruhî sıhhat ve âfiyete de kavuşur.
-İnsan midesi, vücuttaki bütün duygu ve cihazlarla alâkalı bir şekilde yaratılmıştır. Âdeta mide büyük bir fabrika, vücuttaki bütün duygu ve cihazlar da o fabrikanın hademesi, işçisi, yardımcısı hükmündedir. Bu mide fabrikası, bütün sene boyunca hiç tatil ettirilmeden çalıştırılırsa, nefis, mideye yardımcı durumunda olan bütün duygu ve cihazları, devamlı mide ile meşgul ettirir; onların kendilerine mahsus ibâdetlerini ve ulvî vazifelerini insana unutturur. İnsanoğlu sanki dünyaya sadece yiyip içmek için gelmiş gibi, kalbi, ruhu, aklı, fikri ve sair bütün duyguları ile midenin ihtiyacını te`min, rızkını bulmak için seferber olur. Bütün duygularıyla midesini düşünür hâle gelmesi ise, insanı mânen alçaltır, hayvancasına bir hayatın sâhibi kılar. İşte Ramazan-ı şerîf orucuyla, her Müslüman, bu dünyadaki vazifesinin, sırf mideyi beslemek onun ihtiyaçlarını te`min etmek olmadığını anlar. Her bir duygu ve cihazını, kendine mahsus ibâdet ve ulvî vazifelerinde istihdam eder. Bu sebeble, Ramazan-ı şerîf`te Mü`minler, derecelerine göre, ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sevinçlere mazhar olurlar. Kalb ve ruh, akıl ve sır gibi lâtifeler, o mübarek ayda oruç vasıtasıyla çok terakki ve tefeyyüzde bulunur. Midenin ağlamasına bedel, sair duygular mâsumâne gülerler…”
(Kaynak: Sorularla İslamiyet)
Oruç ibadetine genel bir bakış:
“Güney Kaliforniya Üniversite’sinde yapılan bir araştırma orucun bağışıklık sistemini yenilediğini gösteriyor.
Oruç tutmak artık literatürde sadece İslam dininin bir şartı olarak yer almıyor, oruç tutmanın yararlarını kanıtlayan araştırmaların sayısı da gittikçe artıyor. Oruç dünyada pek çok uzman tarafından bir sağlık reçetesi olarak sunuluyor.
Kilo kaybı, daha düşük tansiyon ve kolestrol orucun bilinen faydaları. Bunların dışında pek çok sağlık sorununa odaklı oruç reçetesi de dünyada sunulmaya ve bu konuda pek çok kitap yayımlanmaya başladı.
Oruç Diyeti (The Fast Diet) kitabının yazarı Dr. Michael Mosley, orucun yararlarının listesine insulin duyarlılığının azalmasını da ekliyor.
Medical News Today’de yayımlanan bir araştırmada haftada bir gün sadece su içmenin şeker hastalığı riskini azalttığı ifade ediliyor.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ YENİLENİYOR
Güney Kaliforniya Üniversite’sinde yapılan araştırma ise 2 ila 4 günlük bir orucun bağışıklık sistemini yenilediğini gösteriyor, buna göre oruç tutmak bütün bağışıklık hücrelerinin temizlenmesini sağlıyor. Peki bu faydaların kaynağı ne?
Oruç tutarken vücut enerjiyi besinden alamadığı için karaciğerde ve kaslarda bulunan glükoza yükleniyor. Bu işlem yenen son yemekten sekiz saat sonra başlıyor. Depolanan glükoz kullanılınca da vücut enerji kaynağı olarak yağ yakmaya başlıyor, bu da kilo kaybına neden oluyor. Oxford Üniversitesi’nden Dr. Razeen Mahroof’a göre enerji için yağ yakmak kasları koruyor ve kolestrol seviyesini düşürüyor.
DETOKS İŞLEVİ GÖRÜYOR
Bu işlemler sonucunda bir detoks işlemi de gerçekleşiyor çünkü yağdaki toksinler çözülüyor. Dr. Mahroof’a göre birkaç gün oruç tuttuktan sonra yüksek oranda endorfin yani “mutluluk hormonu” salgılanması zihinsel sağlığa olumlu katkı yapıyor.
Cell Stem Cell adlı dergide yayımlanan makaleye göre ise uzun süreli oruç bağışıklık sistemi hücrelerini yeniliyor. Makalenin dayandığı araştırma altı aylık bir sürede haftada 2 ile 4 gün arası oruç tutmanın yaşlı ve yıpranmış bağışıklık hücrelerini imha ettiğini ve yenilerini ürettiğini gösteriyor.
Dahası, kemoterapiden önce 3 gün oruç tutan kanser hastalarının bağışıklık sistemi hasarlarına karşı korunduğu ifade ediliyor.
RAMAZAN ORUCU POPÜLER DİYETLERİN İLHAMI
Son dönemde oldukça popüler olan 5:2 dietinin de Ramazan orucundan ilham aldığı biliniyor. Bu diyete göre haftanın beş günü normal beslenilirken, haftanın 2 günü 500-600 kalorilik besin tüketiliyor. Bu da aslında bir sünnetin yerine getirilmesi. Buna göre Müslümanlar Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmaya teşvik ediliyor.”
(Kaynak: Romanya Haber)
Görüldüğü üzere İslam’da emredilen onlarca ibadetten sadece biri bile, kelebek etkisi misali zincirleme olarak toplumsal bir devrimin her coğrafyaya, etnik kökene ve kültüre uygun olduğunu bariz bir şekilde gözler önüne seriyor. İnceleyecek olursak diğer ibadetlerin de aynı öneme ve hikmete sahip olduğunu müşahede edebiliriz.
Bizlere hidayet nasip eden Allah’a şükürler olsun. Mücadele etmek bizden, başarı Allah’tandır. Davamızın sonu, Alemlerin Rabbi olan Allah’a Hamd etmektir.