Söz&Kalem Dergisi - Vuslat Şen
Allah-u Teâla Hazretleri lütfuyla, keremiyle, rahmetiyle, merhametiyle, ihsanıyla insanoğlunu yarattığı zamandan beri öndersiz ve rehbersiz bırakmamıştır. Asırlar boyunca insanoğulları var oldukça, yaşadıkça, onlar doğru yolu görsünler, bulsunlar, iyi kulluk yapsınlar; birbirleriyle insani münasebetleri güzel olsun, hem dünyaları hem ahiretleri ma'mur olsun diye, Allah-u Teala Hazretleri nice mübarek kullarını, seçkin kullarını Peygamber olarak göndermiştir. Fakat günümüzde birçok değerlerin alt üst olduğu, kalbî ve ruhî hayatın iflas ettiği, Muhammed'i bir havanın bizden uzaklaştığı günümüzde, Hz. Peygamber (s.a.v)’e ittibâ etmek ve çağrısına icabet etmek her alanda onu kendimiz için örnek edinmek, tüm meselelerimizi çözümleyecektir. Zira Sevgili Peygamberimiz veda hutbesinde; “Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın yüce kitabı Kuran’ı Kerim ve benim sünnetimdir.” (Müslîm, Hac,147)
Biz Müslümanlar, ne bulduysak O'na ittibâ etmekte bulduk, yine ne bulacaksak O'na yaklaşmada, O’nu anlamada ve O’nu örnek edinmekle bulacağız. Bizler, eşsiz bir önder olan Hz. Peygamber (s.a.v)’i kaybetmekle her şeyimizi kaybettik, bu uzun yolda kaybettiğimiz her şeye yeniden sahip olmamız, Hz. Muhammed (s.a.v)’i yeniden bulmaya ve gönüllerimizde O’na karşı coşkun sevginin yeniden uyanmasına bağlıdır.
Büyük meselelerin çözüm beklediği çok çetin günlerdeyiz. Hangi asırda yaşarsak yaşayalım, hangi devirde bulunursak bulunalım, önümüze cereyan eden hadiseler hangi cinsten olursa olsun bizler, Hz. Peygamber (s.a.v)’i hayatımızda örnek edinirsek ancak o vakit kurtuluşa erenlerden olabileceğiz. Aksi takdirde kurtuluşumuz mümkün değildir. Bakınız, Hz. Peygamber örnektir ve kendisine uyulmalıdır, diye Yüce Allah Kuran’ı Kerim’de müminlere örnek gösteriyor. “Allah’ı ve ahiret gününü arzulayan ve Allah’ı çokça zikredenler için, siz müminler için Allah’ın Resûlünde pek güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb, 33/21) diye buyuruyor. İşte bu yüzden, ashâb-ı kirâm onun hayatını titizlikle izlemiş; ilkelerini hem kendileri için örnek almış, hem de sonraki nesillere büyük bir gayret ve özenle nakletmişlerdir. Dolayısıyla, Peygamberimizi örnek almak bizler için, öncelikli bir dini görev konumundadır.
İslam bilginlerinden İbn Hâzm’ın şöyle söylediği kaydedilmektedir: “Ahiret iyiliğini, düzgün yaşayışı ve bütün faziletleri kazanmak isteyen kişi, Hz. Muhammed (s.a.v)’i örnek alsın. Çünkü Resûlüllah bütün hayırlarda en ileridedir. Allah O'nun ahlakını övmüş, faziletleri en mükemmel şekliyle O’nda toplamış ve O’nu her türlü kusurdan arındırmıştır.” Şunu iyi bilmek lazımdır ki, O, sadece kuru bir örnek değil, her emri yerine getirilmesi lazım gelen ve her hareketi benimsenip hayatımıza yansıtılması gereken yegane eşsiz bir önder ve bir rehberdir. Hz. Peygamber’in davetinin başarıya ulaşmasında; bizzat kendisinin, davet ettiği dine samimiyetle bağlanması ve bu dinin prensiplerini kendi hayatında uygulamış olması gelmektedir. İbadetleri önce kendisi uygulamış, yasaklara önce kendisi uymuş ve en yakınlarına tatbik etmiştir. Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamış, çalışmalarını daima sabır, azim, inanç ve kararlılıkla sürdürmüştür.
Peygamberlerin gönderiliş gayelerinden biri de şüphesiz ki onların ümmetlerine güzel birer örnek olmalarıdır. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.v)’i kendimize örnek edinmek, her şeyden önce Allah’ın emridir. Kuran’ı Kerim’de pek çok ayette Hz. Peygamber’e itaat etmek, Allah’a itaat etmekle denk tutulmuştur. Yüce Allah Nisa Süresinde şöyle buyurur: “Rasûle itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisa, 4/80) Bu ayetten de anlaşıldığı gibi, Allah’ın rızası ve sevgisi, Hz. Peygamber (s.a.v)’in sünnetine uymakla elde edebilir. Bir Müslümanın en büyük ideali, kendisini Allah’a sevdirmektir. Yani O'nun rızasını kazanmak, gazabından korunmaktır. Aslında kıldığımız namazlar, tuttuğumuz oruçlar, verdiğimiz sadakalar, işlenen her çeşit hayırlar, İslam yolunda tüketilen bütün nefesler tek gayeye bakar; o da Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanmaktır. Bunun da tek yolu Rasûlullah (s.a.v)’in sünnetine uymak ve hayatımızı O’nun hayatına benzetmek ve O’nu örnek edinmekle olacaktır.
Bizlerin, her sahada Hz. Peygamber (s.a.v)’i örnek edinmemiz gerekmektedir. Onu örnek edinmek demek, O’nun sünnetine ittiba etmek demektir. İnsanlık için tek kurtuluş yolu, Rasûl-i Kibriya Efendimiz’in lisanından ashabına tevdi etmiş olduğu ve takip edilmesini emrettiği yoldur. Allah’ın Rasûlü’ne ittiba etmeden, O’nun getirdiklerini hayatımıza hakim kılmadan ne insanlık vasfına kavuşabiliriz, ne de bizi yaratan Rabbimize karşı kulluk vazifemizi yerine getirmiş olabiliriz.
Müslümanların hayatlarının her yönünde Allah Resûlü’nü bir örnek model kabul etmeleri ve kişilik ile karakterlerini bu modele göre şekillendirmeleri gerekir. Müslüman kişi hangi makam, statü, konum ve mevkide olursa olsun Resûlüllah’ı model olarak almalıdır: Bir eğitimci olarak, bir lider yönetici olarak, tüccar olarak vb. hiçbir konum fark etmeksizin O’nu örnek edinmek asli vazifelerimizdendir. Cahiliye karanlığından, Allah’tan aldığı mesaj (Kur’an)la İslam’ın aydınlığına çıkaran ve tüm zamanlara örnek bir toplum oluşturan Hz. Peygamber’in çağrısı bugün hala geçerliliğini korumaktadır. Bugün içinde bulunduğumuz modern çıkmazın çözümü ortadadır: Eşsiz bir önder olan Rasûlullah’ın çağrısına icabet edip onu örnek almaktır.