Söz&Kalem Dergisi - Selman Akman
‘’Tutmak istersen garibanın ellerinden,
Bir fırsattır Ramazan ayı sana Rabbinden,
İftarlar, zekatlar ve de sadakalar yol olur,
Yardım ettikçe, dualar yazılır sana meleklerin dillerinden…’’
İslam dünyasında maneviyat iklimini artıran ve üç aylar olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan ayları, biz Müslümanlar için fırsat kapılarıdır. Bu kapıların sonuncusu, rahmeti bol ve en bereketlisi olan ramazan ayıdır. Bu mübarek ay, her ne kadar oruç ibadeti ile tanınıyor ve biliniyor olsa da sadece bununla sınırlı değildir. Ramazan ayı, Müslümanlar arasında ve toplum içinde yardımlaşma ve dayanışma kültürünü artırdığı için de İslam da önemli bir yer tutar. İftar sofralarında bir araya gelmek, zekatlar, sadakalar, infaklar ve ihtiyaç sahiplerini gözetmek ramazan ayında yardımlaşma ve dayanışma kültürünün başlıca örnekleridir.
Yardımlaşma ve dayanışma İslam inancının, kültürünün ve toplumunun en önemli özelliklerinden biridir. Kur’an’da birçok ayette, Hz. Peygamberin hadislerinde ve sünnetlerinde, sahabenin yaşantısında bu yardımlaşma ve dayanışma kültürünün oldukça çok olduğunu görmek mümkündür. Al-i İmran suresi 92. ayette, ‘’Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça gerçek iyiliğe erişemezsiniz. Küçük büyük her ne verirseniz, Allah onu kesinlikle bilir.’’ buyurulmaktadır. Sevdiğimiz şeylerden harcamak, sevdiğimiz şeylerle yardımlaşmak ve sevdiğimiz şeylerle dayanışmak…
Harcarken, yardımlaşırken ve dayanışma içindeyken verdiğimiz şeyin küçük veya büyük olmasının bir önemi yoktur. Mühim olan küçükte olsa büyükte olsa sevdiğimiz o şeyleri verebilmek, yardımlaşma ve dayanışma içinde olabilmektir. Maide suresinin 2. ayetinde ise şöyle buyurulmaktadır: ‘’İyilik, takva ve kötülükten sakındırmada yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın.’’ Sadece maddi olarak değil manevi olarak da birbirimizle yardımlaşma ve dayanışma içinde olmak gerekir.
İbadetleri yapmada, iyilikleri gerçekleştirmede ve kötülüklerden sakınıp sakındırmada yardımlaşma ve dayanışma bilincine sahip olmayı bir vazife haline getirmeliyiz. Bu bağlamda ramazan ayı hem maddi hem de manevi olarak yardımlaşma ve dayanışma için en güzel fırsat kapısı ve en bereketli yoldur. Ramazan ayında ibadetler ve iyilikler için yollar artar, kötülükler için kapılar kapanır, oruç sayesinde muhtaçları anlamak kolaylaşır.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.” (Müslim, Birr, 66) Bu hadisten de anlaşılacağı üzere Müslüman kardeşimizin sıkıntılarını gidermek için yardımlaşma ve dayanışma içinde olmak gerekir. Özellikle ramazan ayının bereket ve rahmetinden yararlanmak ve Müslüman kardeşlerimizin de bu feyizden mahrum kalmaması için onların sıkıntılarını gidererek onlara yardım etmek ve onlarla dayanışma içinde olmak icap eder.
Birkaç maddeyle ramazan ayında yardımlaşma ve dayanışma kültürünü nasıl canlı tutacağımıza ve bu sayede sevapların kat be kat misliyle yazıldığı bu rahmet ve bereket ikliminden nasıl yararlanacağımıza değineceğiz.
Kardeşlik Sofraları
Ramazan ayının en güzel simgeleri olan iftar ve sahur, bir araya gelerek kenetlenmenin ve dayanışmanın en anlamlı ve somut halini bizlere göstermektedir. Aile, dost, akraba, komşu ve en önemlisi ihtiyaç sahibi kimselerle iftar ve sahurlarda bir araya gelmeliyiz. Hazırladığımız iftar ve sahurlara onları davet ederek ekmeğimizi paylaşmalıyız.
Şu da bilinmelidir ki, ne yazık ki Ramazan ayında iftar ve sahur yemeklerin hazırlanırken içine düşülen iki yanlış bulunmaktadır. Birincisi: Çok çeşit yemekler yaparak, ki bu orucun manasına aykırıdır, israfa kaçmak. İkincisi ise: bu sahur veya iftar sofralarının asıl davet edilmesi gerekenleri olan ihtiyaç sahiplerini çağırmamaktır.
İftar sofralarına davetlerin asıl amacı, iftarını açacak ekmeği olmayanlarla ekmeğimizi paylaşarak onlara yardım etmek ve onların sahipsiz olmadıklarını onlara göstererek dayanışma içinde olmaktır. İftar sofralarında yardımlaşma ve dayanışma içinde olmak, bereketi ve rahmeti de beraberinde getirir.
Zekât, Sadaka ve İnfak
Ramazan ayının en önemli özelliklerinden biri de maddiyatın insanın gözünde küçülmesidir. Ayrıca ramazan ayında Allah için yapılan harcamalar daha bereketli olur. Peygamber Efendimize: “Hangi sadaka daha faziletlidir?” diye sorulduğunda, “Ramazan ayında verilen sadakadır.” cevabını vermiştir. (Tirmizi)
Bunun için ramazan ayında ihtiyaç sahiplerine zekatımızı eksiksiz vermeli, sadakalarımızı ve infaklarımızı artırmalıyız. Yukarda ayette geçtiği üzere, verdiğimiz sadaka veya infakın küçük büyük, az çok olması değil, sevdiğimiz şeylerden Allah için verebilmek önemlidir. Yapacağımız bu maddi yardımlarla ihtiyaç sahiplerinin sahur ve iftar sofralarına yardım edip mali geçimlerine destek vermiş olacağız.
Komşuluk Hakları
Ramazan ayının maneviyat ikliminden faydalanarak kardeşlik bağlarımızı güçlendirmeliyiz. Yanı başımızda bulunan komşularımızla bu kardeşlik bağlarını güçlendirmek için ramazan ayı bir fırsattır. İftar ve sahurlarda komşularımızı davet etmek, onları ziyaret etmek, ibadetleri beraber yerine getirmek, hayır çalışmalarında beraber hareket etmek komşuluk bağlarımızı güçlendirecektir. Ramazan ayı insanların merhametini artırdığı için bu kardeşlik bağlarını onarmak ve güçlendirmek daha rahat olacaktır.
Mazlumları Unutmamak
Bizle beraber bütün İslam aleminin ramazan ayını icra ettiğini bilmeli ve ramazan ayına sıkıntılarla, zorluklarla, savaşlarla ve işgallerle giren Müslüman kardeşlerimizi unutmamalıyız. İslam beldelerinde rahmet iklimini zalim ve işgalcilerin zulmü altında geçiren mazlumlara dualarımızda çokça yer vermeli, maddi yardımlarımızla onlara destekte bulunmalı ve aramızdaki mesafelere rağmen onlarla yardımlaşma ve dayanışma içinde olmalıyız.
İyilik Çalışmalarına katılmak
Ramazan ayında birçok sivil toplum kuruluşu tarafından iyilik ve hayır faaliyetleri yapılmaktadır. Maddi olarak ihtiyaç sahiplerine bir destek sağlayamıyorsak eğer, o zaman bu iyilik çalışmalarına gönüllü olarak katılabiliriz. Böylelikle hem ramazan ayının iyilik ve bereketinden faydalanmış oluruz hem de muhtaçlara ulaşarak onlarla dayanışma içinde olmuş oluruz. Küçük adımlarımızın, bu iyilik faaliyetleriyle büyük adımlara dönüşeceğini unutmayalım.
Ramazan ayı, rahmet ve bereketiyle yardımlaşma ve dayanışma için bir köprüdür. Köprüyü sağlamlaştırmak bizleri ahirette cennete daha çok yakınlaştırır. Mazlumlara yardım ettikçe, Allah’tan yardım göreceğiz. Muhtaçlarla dayanışma içinde oldukça, cennete daha çok dayanacağız.
Vesselam…