Söz&Kalem Dergisi - Ahmet Şimşek
Toplumda her 20 yılda bir kuşak değişimi yaşanmaktadır. Bu değişim, düşünce ve hayat tarzı olarak insanın karşısına çıkar. Zaman diliminin, mekânsal faktörlerine göre de ideoljiler yaşam tarzını belirlemektedir. Bunun bir kısmı vahiy kaynaklı bir kısmı ise beşeri kaynaklı olmuştur. Planlı bir inşa süreci yaşayan Asrı Saaadet devrinin aksine insanlık son 200 yıldır planlı bir yıkımla karşı karşyadır. Allah Resulu (sav)’in 23 yılda vahiy kaynaklı inşa ettiği devir, sürekli ve sistematik olarak bir yıkıma karşı toplumu ihya ve irşad etmektedir.
Muğlak olarak faşizm ise tüm ideolojik yapıları kendi dönemine sentezleyerek adil devlet düzeni olan vahiy anlayışının karşısına çıkmaktadır. Önceleri sadece savaşlarda tahrip edilen insanlık; “Endoktrinasyon” (öğretme, aşılama, dayatma) gibi sistematik bir şekilde yürütülmektedir. Sürecin aslı olan bu yöntem daha sonra ideolojik yapıları topluma çıkartmaktadır.
Faşizm
“Muğlak”, faşizmin üzerinde dolaştığı bir boşluğun ifadesidir. Zamansal ve mekânsal olarak belirsiz olan bu akım; başka akımlardan beslenerek asalak bir parazit gibi varlığını sürdürmektedir. Çünkü bir dönemin siyasi anatomisi iken bir döneminde aynı zamanda farklı kültür, ırk, dil ve dini düşüncelerin reddedine karşı eylemsel bir hareket olmuştur. Zeev Sternhell: “20. yüzyılın bütün büyük ideolojileri arasından, yüzyılın kendisiyle birlikte varlık bulan sadece faşizmdi. Organik Milliyetçilik ve Marksizm karşıtı Sosyalizm’in bir sentezi olarak, liberalizm, demokrasi ve Marksizmin reddedilmesine dayanan devrimci bir harekettir.”
Neo-Faşizm
Neo-faşizm, faşizmin önemli unsurlarını içeren, 2. Dünya Savaşı’nın akabinde ortaya çıkan bir ideolojidir. Terim, 1960’larda, 20. yüzyılın başlarındaki faşist hareketlere benzer şekilde, güçlü bir otoriter ve ırkçı gündeme sahip, aşırıcı olarak görülen farklı ülkelerdeki çeşitli siyasi hareketleri tanımlamak için kullanıldı. Neo-faşizmin tarihi faşizmin tarihiyle iç içedir.
Endoktrinasyon
Endoktrinasyon ya da öğretilendirme, Latince ‘doctrina’ kavramından türemiş bir kelimedir. Bu anlayışı benimseyenler, katiyen eleştiri ve tartışma kabul etmeyen bir anlayış biçimidir. Endoktrinasyonun uç anlamı çocukların eğitim esnasında beyinlerinin yıkanarak, totaliteryan rejimin propagandasını yapmak olarak belirtilebilir (Momanu, 2010). Eski dönemde acıyla dolu mankurtlaştırma yönteminin modern halidir. İdeoloji, yapı, ve rejimlerin öğretme metodu ile manipülasyon odaklı bir “aşılama” yöntemidir. Eğer bir başkasının düşüncelerinde ya da davranışlarında kalıcı değişiklik üretmek isteniliyorsa ve tercih imkânı sunmuyorsa endoktrinasyondan söz edebiliriz. Endoktrinasyon süreci temsil ederken ideoloji ise ürünü temsil eder.
Siyonizm
Siyonizm sözcüğü, İbranicedeki Siyon sözcüğünden türetilmiştir. İsmin kökeni, Kudüs yakınlarında bulunan Siyon Dağı'na veya Siyon Kalesi'ne dayatılmaktadır.
Yahudi milliyetçiliğini tanımlamak için kullanılan bir terim olarak "Siyonizm," ilk milliyetçi Yahudi öğrenci hareketi Kadimah'ın kurucusu Avusturyalı Yahudi yayımcı Nathan Birnbaum tarafından, kendi çıkarttığı Selbstemanzipation adlı gazetede, 1890 yılında ortaya atılmıştır. Siyon kelimesine dayanan Siyonizm ise Yahudi halkının “tarihî yurtlarına dönüşü” manasında Filistin’de Yahudi devleti kurmayı hedefleyen siyasî hareketi belirtir. Bu bağlamda hak sahibi olmadığı toprakları gerek illegal siyaside gerekse de saldırgan bir şekilde fiilen işgal etmektedir.
Siyonizm, tarih sahnesinde teşkilatlanması ve yayılmasını sağlayan Theodor Herzl olmuştur. 29 Ağustos 1897’de Basel’de toplanan ilk Dünya Siyonist Kongresinde; Siyonizm, yahudi halkı için Filistin’de kamu hukukunun güvencesi altında bir yurt kurulmasını amaçlamaktadır. Bunun için kongre Filistin’de yahudi çiftçi, esnaf ve tüccarının anlamlı bir şekilde yerleştirilmesine, her ülkenin yöresel yasalarına uygun biçimde Mûsevîler’in birleştirilmesi ve örgütlenmesine karar vermiştir (Öke, s. 38). Bu bağlamda Filistin topraklarının işgal planı resmi olarak başlanmış oldu.
Irkçılık
Irk, Arapça’da “kök, bitkinin gövdesi, yaprağın sapı, damar, asıl, irsî özellik, nesep, menşe, ata” gibi anlamlara gelir. Günümüz de aralarında kan bağı bulunan, aynı soydan gelen büyük insan toplulukları ifade etmektedir. İnsan bedeninde/zihninde, “ben”lik olgusu ve egosantrik anlayışın hâkimiyeti artığında ırkın, ırkçılığa dönüşüm evresi başlar. Kendini üstün görme ve ön yargıya binaen fiziki ve manevi statü bağlamında hareket etme ve bununla beraber kültür, dil, din, mezhep, gelenek vb. unsurları ayırımcı ve küçümseyici olarak ileri sürülen akıma ırkçılık denir.
Bu fiile karşı Allah Resulu sav veda hutbesinde şöyle buyuruyor; “Ey İnsanlar! Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız Ondan en çok korkanınızdır.”
Totalitarizm
Türkçeye, Fransızcadan geçen totalitarizm sözcüğünün kökeni Latince "totus" (tüm, bütün) sözcüğüdür. Totalitarizm, siyasi terim olarak ilk defa İtalyan diktatör Benito Mussolini tarafından 1920'lerde faşist İtalyan rejimini tanımlamak için "totalitario" olarak ortaya çıkarılmıştır. Başka bir bağlamda ise içinde negatif ve pozitif kutuplarının bulunduğu bir elektrolit çubuğu denilebilir. Pozitif bir algı oluşturup negatif yargılama biçimidir. Bu bağlamda demokratik olmayan ülkelerde kendilerini demokratik olarak gösterme çabasındadır. Anayasalarında, kanunlarında, kamuoyu önünde liberal haklara sonuna kadar saygı duyduklarını ifade ederler. (Márquez, 2020: 47,48). Buna binaen totalitarizm, tüm idari ve sosyal yetkilerin merkezileştirildiği, sadece bir şahısta veya gurupta tutulduğu bir yönetim biçimidir. Totaliter anlayışta bireylerin fikirleri, düşünceleri ve tercihleri geçersizdir. Herhangi bir anlam ifade etmemekte ve karşılığı olmamaktadır.
Kaynakça
Meydan, Ali Fuat, “İki Dünya Savaşı Ekseninde Kapitalizm ve Faşizm İlişkisi”. Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ 2022
Öntaş, Turgay, “Sosyal Bilgiler Eğitiminde Endoktrinasyon Ve İdeolojinin Yeniden Üretimi” Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi. Cilt 18, Sayı 1, Nisan 2017, Sayfa 313-332
Şahin, Esra, “Totalitarizmin Kavramsal ve Kurumsal İncelemesi: Kuzey Kore Örneği”. Yüksek Lisans Tezi, İzmir Katip Çelebi Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 2022
Turan, DR. Abdulkadir, Kudüs Raporu, Stratejik Düşünce ve Analiz Merkezi(SDAM) 2018