Söz&Kalem-Muhammed Nur Çaksü
Sürekli gelişmekte olan teknolojinin dünya ekonomisinde oldukça önemli bir yeri vardır. Artık günümüzde ışıksız fabrikalar konseptinin örneklerinin çoğalmasıyla birlikte insana olan ihtiyaç her geçen gün fiziksel güç olarak azalmaktadır. İnsanların fiziksel gücünün aksine artık teknik bilgi ile yürütülen işletmelerde iş potansiyeli farklı ve yeni sektörlere yönelmektedir.
Hiç kuşkusuz ekonomik açıdan sanayi devriminden sonraki en büyük devrim yarı iletkenlerin hayatımıza girmesidir. Şu an kullandığımız bütün elektronik cihazların içerisinde yer alan bu malzeme, yokluğuyla dünyadaki ki tüm üretimi etkileyebilecek seviyede öneme sahiptir. Basit bir şarj cihazından savaş uçaklarına kadar geniş bir yelpazede kullanım alanına sahip olan bu malzemeler, özellikle katma değeri yüksek elektronik ürünler ile ekonomisini ayakta tutan ülkeler için vazgeçilemez bir gerçektir. Ülkemizde bazı yerli üretim çabaları olsa da yarı iletken teknolojisinde dışa bağımlı bir ülke konumunda olduğumuz gerçeğini değiştirmemektedir. Elektronik alanında kendini kanıtlamış ülkelerde bu malzeme, bütün bir yapının temel taşıdır.
Az gelişmiş ülkelerde her şeyde olduğu gibi yine bu alanda da gerekli çalışmalar yapılmamaktadır. Katma değeri yüksek ürünler üretmekten ziyade iç piyasaya pahalıya satarak kazanç elde etme modeli, uzun vadede ülkemize kaybettirecektir. Yarı iletken teknolojiler ile alanında kıyasıya mücadele eden gelişmiş ülkeler, her gün yeni bir ilke imza atarak ekonomik kazanımlar elde etmektedirler. Yarı iletkenler, kullanım alanlarıyla elektronikte vazgeçilmez olmayı başarmıştır. Yakın bir tarihte gündemde olan çip krizinin asıl nedeni, işte bu yarı iletkenlerin temel yapı taşını oluşturduğu elektronik kartların üretiminde aksamaların yaşanmasıdır. Hemen hemen bütün kartlarda kullanılan bu malzemeler, elektronik cihazların bu denli gelişiyor olmasında en büyük etkendir.
Bu kartların üretiminde yaşanan aksaklık, her ne kadar gelişmiş ülkeleri etkilese de üretimde zayıf kalan ülkelere daha ciddi ekonomik sıkıntılar yaşatmaktadır. Çünkü zaten dışa bağımlı olduğundan, elde edilen ürüne olması gerekenden daha fazla maliyete sahip olmaktadır. Bir de buna o ürünün azlığı eklenince fiyatlar korkunç seviyelere çıkmaktadır. Gelişmiş ülkelerin birçoğu iç piyasasında fiyatları azaltıp kaliteyi artırma yönünde bir politika izlese de az gelişmiş ülkelere ihraç ettiği ürünler genelde kalitesiz ve pahalı ürünlerdir.
Örneği şu şekilde açıklamak gerekirse; Amerika savaş uçaklarını kabiliyeti bakımından yenecek başka bir uçak ile ihraç etmemektedir. Bu durum, diğer bütün savunma ürünleri için geçerlidir. Zaten faize dayalı ekonomik sisteme mahkûm edilen ülkeler, bir de üretimdeki azlığın vereceği etkilerle savaşacak güçte değildir. Az gelişmiş ülkelerde hem faizin hem de enflasyonun çok yüksek olmasının şu anki modern çağda en büyük sebebi, yarı iletken teknolojilerinde başarı elde edememeleridir. Bu durumun gerçekliğini sorgulayan kişiler, gelişmiş ülkelerdeki ve az gelişmiş ülkelerdeki faiz oranlarına bakmaları yeterli olacaktır. Faizsiz kredi veren kurumlar az gelişmiş ülkelerde yokken, gelişmiş ülkelerde bankalar sürekli faizsiz borçlar vererek yeni girişimlerin hayata girmesi için çabalamaktadırlar.
Her geçen gün nano boyutlara ulaşan yarı iletken devreler, hayatımızın her alanına hızlıca girerek hayatımızı kolaylaştırmaktadır. Dünya bu kadar kolaylığa alışmışken, bu malzemelere olan ihtiyaç hiçbir bir zaman bitmeyecektir. Küresel ekonomiyi tek başına sarsabilecek derece de önemli olan bu ürün için yapılması gereken araştırmaların ve AR-GE'nin çoğaltılmasıdır.
Amerika'da petrol yok ama neredeyse tüm kaynaklar Amerika'ya aktarılıyor; işte bu petrolün oraya akmasını sağlayan, Amerika'nın yarı iletken teknolojisindeki başarısıdır. Ekonomiye yön vermek ve diğer ülkelere bağımlı olmadan kendi pazarını oluşturmak isteyen her ülke, öncelikle yarı iletken teknolojileri alanında çalışmalar yapmalıdır. Aksi takdirde hiçbir zaman gerçek manasıyla özgür bir ülke olamaz. Elbette şu anda başlamak için kötü bir zaman değildir. Ekonomik alanda bağımsız olamayan ülkeler, her zaman yönetilen ülke konumundan öteye geçemeyecektir.
İnsan oğluna inanılmaz bir hız becerisi kazandıran bu malzemelere her geçen gün daha küçük ve daha hızlıları eşlik etmektedir. Teknolojinin sürekli gelişmekte olmasını sağlayan bu malzemeler, her geçen gün daha bir vazgeçilemez olmaktadır. Küresel ekonomide söz sahibi olmanın yegâne yolu, malzeme teknolojilerinin elde tutulmasıdır.