Çabuk iletişimin ve e-maillerin gayrişahsi doğası, insanları yalıtır ve yabancılaştırır. Aşırı çalışma ve her an küçülme tehdidi stres yaratır. Ve nihayet buradan benmerkezli bir popüler kültür üretilir, artık iyiliğin adap ve erkânı değil, yükselme arzusunun zalimliği iş başındadır.
Yavaşla / Kemal Sayar
Birçok şey gibi maalesef kitaplar da artık kısa vadeli birer tüketim maddesi haline geldi, getirildi. Ne yapalım? Popüler kültür bizi buna zorluyor, modern çağ böyle istiyor! Ne istiyor? “Kitaplar kapanır kapanmaz içindekiler unutulsun.”
Bu Ülke / Cemil Meriç
Popüler kültür, eser ya da usta değil, mantar üretir. Bilirsiniz, mantarlar bir kaç günden fazla yaşamaz, hemen kurtlanır, çürür. Popüler kültürün amacı da zaten budur. Bir şey çabucak çürümeli, eskimeli ki, yenisi piyasaya sürülsün. Malum; dayanıklı tüketim mallarının bile garanti süresi iki-üç yılı geçmez...
Son Düzlük / İbrahim Tenekeci
Müslümanı bir sancağa çeviren mucize, vahyin mucizesi Kur’an’dır. Kur’an’ın abıhayatından içtik de bir sancak olarak dirildik. Ondan bir ışık vurdu da aydınlandık. O aynaya baka baka değiştik. Demirimiz onun örsünde çeliğe döndü. Ölümsüz boyayı ondan aldık. Direğimiz de hannane ağacından.
Kıyamet Aşısı / Sezai Karakoç
Milli bayramlarda resmigeçit yapacak olan erlere, orduda günlerce prova yaptırılır, sağ ve sol ayakların hep bir anda ileri atılmasını, kolların hep aynı hizada öne ve arkaya sallanmasını temin için subaylar kan ter içinde kalırlar. Hâlbuki bu cami cemaatleri, hiçbir provaya tabi tutulmazlar. İmamın ‘Allah u Ekber’ sesiyle doğrulur, ‘Allah u Ekber’ sesiyle hep birlikte o yüce kumandanın huzurunda kıyama durur, rükûa eğilir ve secdeye baş koyarlar, bu iman ordusunun erleri olan Müslüman insanlar…
Huzur Sokağı / Şule Yüksel Şenler
Benim ellerim ayaklarım hareket etmiyor. Fakat çok çalıştım, çok okudum. Sonunda çok şey öğrenerek size faydalı olmaya çalışıyorum. Sakatlığımı bahane etmedim. Siz de gayretli olun. Çok okuyup çok çalışın. Daha iyi seviyelere gelerek insanlarımıza hizmet edin. Sözlerimi şimdi anlamasanız da ileride daha iyi anlayacaksınız. Ama şunu hiçbir zaman unutmayın: İyi bir Müslüman ve Allah'a iyi bir kul olmak birinci hedefimizdir.
Pir-i İntifada / Mehmet Ali Gönül
Şehitlerden çok var; hâlâ diri olup yıkmaya ve kan dökmeye alışkın olan zalim işgalciler tarafından, kendilerine yöneltilecek kin dolu kurşunları bekleyen şehitlerden.
Filistin / Abdullah Galib Bergusi
Teknoloji desteğiyle daha sağlıklı, daha uzun bir hayat hedeflerken, belli bir noktada transhümanizm vites ve hedef büyütüyor. Yaşlanmanın yavaşlatılması, mümkünse engellenmesi, sadece insan gövdesini değil zihnini de geliştirecek arabirimler kurulması, mesela yapay zekanın implant halinde beynimize eklenmesi, insanın daha da siborglaşması... Biyolojiden aşama aşama çıkıp tamamen teknolojinin hükümranlığına giriş. İnsan-sonrası.
Teknopolis - Akıllı Makineler, Dağınık Zihinler / Mustafa Arslantunalı
Duvarın hakkından gelmeye gücüm yetmezse boşu boşuna yırtınacak değilim, ama karşımda gücümün yetmediği bir taş duvar var diye büsbütün boyun eğmeye de razı olamam.
Yeraltından Notlar / Fyodor Dostoyevski
Ölüm üzerine düşüncelere dalıp derin kuyular içinde dolaşmaya başladığım andan itibaren hayatın asıl gayelerinden birinin de ölümü güzelleştirmek olduğu fikri bir kurtarıcı gibi yardımıma koşardı. Arkamdan beni hatırlayanların tebessüm ettikleri, içten dualar gönderdikleri bir hayat bırakmak istiyordum. Ölümümle birlikte kapanmayan, kıyamet gününe kadar açık kalacak olan bir hesap defteri oluşturmayı düşlüyordum. Bunun için de ölümümü güzelleştirmeliydim.
Kaçak Yolcu / Adem Özköse
Aydınlığa çıktı ki; "Mutlak Fikir"i bilmek ve tatbik edebilecek duruma gelmek, ezbere klişeleri bilme, yani “kuru kabuk bilgisi işi" değil, bilmeyi bilici duruma gelmeyi, irfanı gerektirir. İrfan sahibi olmak; neyi niçin bilmesi gerektiğinin şuuru ile öğrenmek ve tatbik etmek için... Tatbik etmek; hem aksiyon ifadesiyle mevzuunu aramak, öğrenmek ve düşünmek, hem de öğrendiğini ve düşündüğünü pratiğe geçirmek için...
İdeolocya ve İhtilal / Salih Mirzabeyoğlu
Bir köşeye çekilip suya sabuna dokunmamak kötülükten kaçınmak amacını taşıyabilir ama bu tavırdaki kolaycılığı da görmek zorundayız. Bir sahabe, Peygamberimize gidip "Cemiyet hayatı kötü. Şurada bir mağara var, yanımda da su var. Ben ailemle orada yaşamak istiyorum" dediğinde Peygamberimiz "Biz dünyaya bunun için gönderilmedik" demiştir.
Mesnevi Terapi / Nevzat Tarhan
Söz&Kalem Dergisi | Ömer Arslan