Söz&Kalem Dergisi - Ömer Arslan
XVIII. yüzyıldan itibaren, ilerici padişahlar Türkiye'yi modernleştirmeye giriştiler. Kemal Atatürk, Büyük Petro'nunkini andıran bir enerji ile hızlandırılmış bir Batılılaşma izledi. Kültürsüzleştirme programı radikaldi; Bütün ülke, yazısı müziği, saçı, sakalı, giysileriyle kültürsüzleşmeden nasibini aldı. Bizzat seçkinlerin halka uyguladığı bu tuhaf terörizm, yürekler acısı bir çıkmaza varacaktır.
Zihinsel Savrulma / Celaleddin Vatandaş
Düşünemeyen, üretemeyen, hantal hantal oturan, egemenlere başkaldıramayan, doğurmayan, evlenmeyen, nereye bu gidiş diye soramayan, ahlâkî anlamda tamamen dejenere olmuş, özetle her anlamda mankurtlaşmış bireyler, yani modern köleler. Boynunda somut bir tasmanın olmadığı, fakat soyut tasmanın zihnin dahi prangalara vurduğu insanlar yığını…
Bu yeni düzende dijitalik her tarafımızı kuşatacak.
İstanbul Sözleşmesi / Harun Ceylan
İslam’ı savunmanın gericilik ve geriye adım diye değerlendirildiği ve senin mukaddes mektebini korumaya ancak çok az kimselerin cesaret ettiği bir dönemde her yerde, küfür beldelerinde dahi İslam sancağı dalgalandırıyordum. Akli ve mantıki tebliğimle, senin dinin muhaliflerini, dinin karşısında saygılı olmaya mecbur kılıyordum. Ve sen ey büyük Allah’ım! Biliyorsun ki bu, sadece benim sana olan kalbi iman ve bağlılığımdan kaynaklanmakta.
İnsan ve Allah / Mustafa Çamran
Buna göre yapılması gereken emperyalizm ile duygusal ve hamasi bir mücadele değil, sömürülebilirliği değiştirecek eğitim esaslı, gerçekçi ve insani bir mücadeledir. Kültürel değişimi ve medeniyetin yeniden inşasını öngören bir mücadele...
Düşünceler / Malik bin Nebi
Yürürlükte olan değişsin diye bekler dururuz; oysa hiç düşünmeyiz ki değişim beklentilerimizden önce nefislerde gerçekleşmediği sürece bu bekleyiş asla bitmeyecektir. Hepimiz nefislerimizi taşıdığımızdan hoşnutuzdur. Oysa kavrayamıyoruz ki bu taşıdıklarımızdan çoğu zeval bulmasını istediğimiz olgulara kalım hakkı vermektedir. Olguların üstümüzdeki baskısını duyarız da, nefislerimizde taşıdığımız şeylerin bu olguların devam ve sürekliliğine ne kadar katkıda bulunduğunu kavrayamayız.
Toplumsal ve Bireysel Değişmenin Yasaları / Cevdet Said
Avrupa'da din adamları -dinin kendisi değil-, maddî alanlar da dâhil bilimsel araştırma hürriyeti yöntemine karşı çıktıkları zaman, fikir adamları ile din adamları arasında şiddetli bir düşmanlık meydana geldi. Dolayısıyla bu durumu aynen Doğu'ya ve İslâm'a nakletmek asla câiz değildir. Bu durumda bize göre fikir hürriyetinin yegâne göstergesi, sınırlarını aşan delillerden başka hiçbir delile dayanmaksızın saldırmak ve meydan okumaktan ibret olur. İşte bu durum, bu fikir hürriyetinin, maymunlar gibi taklit ettiğimiz "moda" kıyafetlerinden bir kıyafet olduğuna delâlet eden ve bizzat ayıplanan taklidin kendisidir.
Kur’an’da Edebi Tasvir / Seyyid Kutub
Kuran'da birçok ayet vardır "Dünyayı geziniz, tanıyınız" diye. Ama ben konuşmalarıma hiçbir zaman Kur'an'ı karıştırmıyorum. Bazı Müslümanlarda şöyle bir temayül var: Müslümanların yaptıkları keşifleri Kur'an'da bulmaya çalışıyorlar. Bende bu duruma karşı bir alerji var. Çünkü Kur'an ilahi bir kitaptır, hedefi başkadır. İnsanlara yeni bir yol getirmiştir. Muvaffak olmuştur da... Ben bunu böyle kabul ediyorum. Bir "el kitabı" değildir Kur'an. Veya bir ansiklopedi değildir.
Bilim Tarihi Sohbetleri / Fuat Sezgin
İnsan, sahip olduğu maddi değerlere değil her zaman sadece Allah Teâla’ya güvenmeli ve dayanmalıdır. Çünkü insanın sahip olduğu şeyler hem geçicidir hem de insana eziyet ve bela getirmektedir. “Sizin yanınızdaki tükenir, Allah katındakiler ise bâkidir.” (Nahl 96)
Psikolojik ve Sosyolojik Tahlillerde Peygamber Kıssaları ve Davet Metodları / Ahmet Münir
Her birimiz, Allah'a ibadet etmeyen bir topluluğu görmeye tahammül edemeyen Hüdhüd kuşunun durumunu hatırlayalım. Hüdhüd, derhal bu haberi Hz. Süleyman'a ulaştırdı; oysa bu fiilinin boğazlanmasına neden olacağını biliyordu. Fakat onun gördüğü bu olay, ona göre boğazlanmaktan daha büyüktü. Güneşe secde eden bir kavim görmüştü. Yine peygamberlerin haberlerini, kavimlerinin onları yalanlamasını bilen, Yasin sûresinde geçen inanmış adamın durumunu hatırlayalım. Elçileri tasdik etmek için şehrin diğer ucundan hızlı bir şekilde geldi. Bunu yaptığı takdirde öldürüleceğini biliyordu; fakat hakka karşı sorumluluğunu anladı, bunu haykırdı. Nitekim onu öldürdüler.
Davetçinin Ruh Terbiyesi / Mecdi El-Hilali
Nefsin öldürülmesi veya öldürülmeye çalışılması imkânsız olduğu gibi, fıtrata da aykırıdır. İbadetler nefsi öldürmek için değil, ona istikamet kazandırmak ve onun eğriliklerini gidermek içindir.
İbadet İlkeleri / Vecdi Akyüz