Sıddik-ı Âzam’ın duâsında: “Allah’ım, bana hakkı hak olarak göster ve ona uymayı bana nasîb et. Bâtılı da bâtıl olarak göster ve ondan kaçınıp korunmayı nasîb et. Onu benim için şüpheli kılıp da hevasına uyanlardan etme.” derdi.
İhyâu Ulûmi’d-Din 8.cilt / İmam Gazzali
Çağdaşlaşma bulanık suda balık avlamak isteyen alafranga aydınlarımızın uydurdukları bir kelimedir.
Kırk Ambar / Cemil Meriç
Resulullah Efendimiz, müezzini Bilal'e 'Kamet getir' yerine 'Bizi ferahlat' dermiş. Hayatın bütün sıkıntılarına, zorluklarına ve koşturmacasına karşı namaz bir 'ferahlama molası' imiş yani..
Kırmadan İncitmeden / Taha Kılınç
Genetik programlamaya tabi olan bir kişinin vücudu insan elinden çıkmadır. Ve burada nesneleştiren bir bakış söz konusudur. "Çünkü anne babalar çocuğunun genetik programı hakkında verdikleri kararla, ileride çocuğun sahip olması istenen kendi beklentilerini nesneleştirmektedirler. Oysa bunu yaparken çocuğun bu karara ilişkin gözden geçirici bir görüş bildirme imkanı yoktur." Bu manada liberal toplumlar ebeveynlere çocuğun kaderini belirleme açısından nihai bir özerklik tanırken esasında bir sonraki kuşağın özerkliğini ellerinden almaktadır. Biyoetik tartışmalar esnasında gözden kaçan en önemli hususlardan biri de budur.
Yeni İnsan: Kaderle Tasarım Arasında / Nazife Şişman
Kitaplar bir halta yaramaz. İnsanın birine ihtiyacı vardır, birine yakın olmak ister." İnler gibi devam etti. "Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. İnanın bana, insan fazla yalnız kaldımı, hastalanır.
Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck
Dün bozulan oyuncağın 'tamiri'ne değil 'yenisi'ne yönlendirilmiş çocuklar, bugün bozulan dostlukların 'tamiri'ne değil, 'yenisi'ne yöneliyor...
Oyuncak Tamirhanesi / Metin Karabaşoğlu
Müslümanlar büyük çoğunlukla Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ulus-devlet yapısı, ulusçuluk ve pozitivist bilim anlayışını katı bir ideoloji şeklinde temellük ederek kendi açık medeniyet ve açık bilim geleneklerini terk edip kapalı medeniyet ve kapalı bilim anlayışını benimsemişlerdir. Bunun neticesinde bölgeci ideolojiler ortaya çıkmıştır.
Açık Medeniyet / Recep Şentürk
İnsanlar sabah işe gidiyor, akşam eve dönüyorlardı. Bütün gün saçma sapan şeylerle uğraşıyorlardı. Nerde bir sinek görseler peşine düşüp onu öldürmek için azami gayret sarf ediyorlardı. Para kazanıyor, evleniyor, çoğalıyorlardı; evler, arabalar alıyor, bankalarına sürekli para yatırıyorlardı. Daha fazla daha fazla daha fazla kazanmak istiyor; bunun için daha çok daha çok daha çok çalışıyorlardı. Hiç ölmeyecekmiş gibi davranıyorlardı… Sonsuza kadar bu dünyada kalacakmış gibi yaşıyorlardı… Kitap’a bağlı kalan küçük bir azınlık hariç, insanlar hüsrandaydı.
Bir Kitap Bir Balta / Ömer Faruk Dönmez
İnsanın kendinden utanmasına gelince bu da iffet ve iç temizlikte kendini gösterir. Hikmet ehlinden bir zat şöyle demiştir: Kendinden utancın başkalarından utancından daha fazla olsun.
Erdemli Yol / Ragıb El-İsfahani
Hayat parası olanların ne kadar parası olduğunu gösterebilecekleri bir sahneye dönüşürken, parası olmayanlar sanki paraları varmış gibi görünerek, yani imaja sığınarak hayat sahnesinde starlaşamayanların tesellisini icat etti.
İmaj Ve Takva / Fatma Barbarosoğlu
Bu din, bütünü ile tek ilah temeli üzerindedir. Bütün sosyal düzenlemeleri, bütün hukuk prensipleri bu esastan türer. Dalları sık, gövdesi sağlam, gölgesi geniş ve boyu yüce bir ağaç, nasıl uzun boyu ve geniş gövdesi ile orantılı bir şekilde köklerini geniş ve derin bir toprak parçasına yaymak zorunda ise bu din de böyledir. Onun düzeni hayatın tümünü kapsar.
Yoldaki İşaretler / Seyyid Kutub
İnsanların kim oldukları sadece adlarından mı anlaşılır sanıyorsun? Bakışlarından, yürüyüşünden, görüntüsünden, kullandıkları ses tonundan tanırsın onları.
Semerkant / Amin Maalouf
Söz&Kalem