Söz&Kalem Dergisi - Selman Akman
Ey günahlarla kirlenmiş ve yıpranmış nefis, tövbe et!
O Rab ki rahmeti bir deryadır, temizler seni elbet…
Rahmetiyle müminleri kuşatan Allah’a hamd, merhamet Peygamberi olan Hz. Muhammed’e (s.a.v) salat ve selam olsun.
Bir tarafta nefsine uyarak günahlarla kendi sonunu getiren insan, diğer tarafta sonsuz rahmet ve merhameti ile kendi sonunu getiren insana mağfiret eden Allah (c.c) ve bu mağfiret kapılarından biri olan tövbe ve arınma ayı Ramazan. Rabbimiz Kur’an’ı Kerim de insan için şöyle buyurmuştur; ‘’Muhakkak ki Allah, insanlara zerrece zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler.’’[1] İnsan, nefsinin peşinden giderek yaptığı hata ve günahlarla kendine zulmediyor, Allah’ın pak ve temiz yarattığı ruhunu yıpratmış oluyor. İnsanın yaptığı bu hata, günah, kendine zulmetme ve yıpratmaya karşılık Allah; ‘’Muhakkak ki rahmetim gazabıma galebe çalmıştır.’’[2] Buyurarak insana açtığı rahmet kapılarının gazabından daha çok olduğunu bizlere hatırlıyor. Bir yıl boyunca kendine zulmeden insana, yılın içinde ki bir ayda; rahmet, mağfiret, ihlas ve takvanın en çok hissedildiği Ramazan ayında tövbe ve arınmanın kapılarını daha çok açan Allah, insanı kendine zulmetmekten kaçınıp rahmetine davet ediyor.
Andım seni, arındır beni, tövbe ettim rahmet eyle…
Biçareyim gör beni, çarem ol kurtar beni, cennetinle mesrur eyle…
Müslümanlar olarak her ne kadar yılın diğer aylarında nankörlük edip Rabbimizi unutuyor olsak da, Allah (c.c) bizleri unutmuyor ve bu nankörlüğümüzü telafi edecek, sevaplarla ve rahmetle bereketlenmiş olan Ramazan ayını bizlere lütfediyor. Rabbimiz, Ramazan ayının bereketinden hakkıyla istifade edebilmemiz ve gerçek manada tövbe edip arınabilmemiz için öncesinde Recep ve Şaban aylarıyla bizleri Ramazan’a hazırlıyor.
Müslümanlar olarak Ramazan ayında gerçek manada tövbe edip arınabilmemiz için Recep ve Şaban ayında tövbemizin temellerini atmalıyız. Ne tövbemiz bir anlık olmalı ne de arınmamız sadece bir ayla sınırlı olmalıdır. Recep ve Şaban aylarından başlayarak tövbe etmeye, nefsimizi haram ve günahlardan arındırmaya ve ruhumuzu ibadetlerle Allah’a yakınlaştırmalıyız. Böylelikle Ramazan ayının o manevi atmosferine hazırlanmış olarak ulaşalım, ibadetlerin lezzetine varalım ve tövbemizin verdiği arınmayla Ramazan ayından hakkıyla istifade etmiş olalım.
Ya Rab! Bitti dediğim yerde bir tövbemle bana yetiştin…
Ya Rab! Kapandı dediğim yerde nice yollar önüme serdin…
İnsan her ne kadar günahlar işlese de, yanlışlar yapsa da bu onun sonu demek değildir. Asıl son, bu günah ve yanlışlarda ısrar etmek ve tövbe etmekten kaçmaktır. Oysaki tövbeyle insan bu yanlışlardan ve günahlardan kendini arındırabilir. İşte bir yıl boyunca günahlar işleyip tövbe etmekten aciz kalan insan için Allah, Ramazan ayını tövbe ve arınma ayı kılarak kurtuluşumuz ve nefsimizin gafletinden uyanmamız için bir fırsat kılmıştır. Ramazan ayının tövbe ve arınma ayı olmasının, bu ayda tövbe kapılarına ulaşmanın daha kolay olmasının birkaç hikmeti vardır. Bunları kısaca şöyle sıralamak mümkündür:
1-)Oruç tutmak:
‘’Ey iman edenler! Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki takvaya erersiniz.’’[3] Rabbimiz bu ayette bizlere takvaya ulaşmanın yolunun oruç olduğunu bildiriyor. Takva ise tövbe ve arınmak demektir. Oruç tutan kişi hem bedensel olarak günah işlemeye takat bulamaz, hem de manevi olarak ruhunu beslediği için Allah’a daha yakın olur. ‘’Oruç kalkandır.’’ [4] Bu kalkanla insan günahların önüne bir set çekmiş olur, nefsini günahlardan arındırır.
Oruç tutan kişi, nefsinin ve şehevi arzularının önüne geçer. Oruç insana, nefsini ve şehevi arzularını kontrol altına alma hâkimiyeti verir. Bunlar sayesinde insan tövbeye ulaşmaya ve nefsini günahlardan arındırmaya daha yakın olur, daha rahat tövbe edip nefsini arındırır. Bir diğer hususta takvanın anlamının korunmak olmasıdır. İnsan oruç tutarak takvaya ulaşır, takva da insanı hata ve günahlardan korumuş olur. Böylelikle insan, Ramazan ayının tövbe ve arınmasına kavuşur.
2-) Ramazan ayında tövbe etmenin ve günahlardan arınmanın daha kolay olmasının diğer bir hikmeti de şudur; ‘’ Ramazan ayında şeytanlar zincire vurularak bağlanır. Cehennem kapıları kapatılır ve cennetin kapıları ise sonuna kadar açılır.’’[5] Peygamberimizin bu müjdesiyle anlıyoruz ki Rabbimiz, Ramazan ayında tövbemizin hakkını verebilmemiz, nefsimizi günahlardan arındırabilmemiz ve ibadetlerin lezzetini alabilmemiz için bizleri günaha sürükleyen şeytanlardan koruyor.
Rabbimiz tövbe etmeyen ve nefsini arındırmayanların o elemli mekânı olan cehennem kapılarını kapatıyor ve kurtuluş yurdu olan, tövbesinde sebat edenlerin ve ruhunu şeytani kirlerden arındıranların mekânı olan cennetin kapılarını ise sonuna kadar açıyor. Azap ve elem yeri olan cehennemden azade olmak ve sonsuz esenlik yurdu olan cennete ulaşmak için, Ramazan ayını fırsat bilmeli ve bu fırsatı tövbe edip nefsimizi günahlardan arındırarak değerlendirmeliyiz.
3-) İbadetlere, iyiliklere ağırlık verdiğimiz ve ibadetlerin, iyiliklerin sevaplarının kat be kat fazla olduğu ay Ramazan ayıdır. ‘’Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affedilir.’’[6] İbadetlerin hazzına ulaşmak isteyen ve iyiliklerinin sevaplarını artırmak isteyenler için Ramazan ayı en isabetli aydır.
Bu aydan hakkıyla yararlanabilmek için de insanın tövbe edip nefsini arındırması gerekir. Şüphesiz ibadetler, iyilikler ile tövbe ve nefisten arınmak arasında doğru orantı vardır. İnsan tövbe edip nefsini günahlardan arındırdıkça, ibadet ve iyiliklerinde artış olduğu gibi bunlardan daha çok lezzet almaya başlar, maneviyatı daha da güçlenir.
İnsan ibadet ve iyiliklerle vaktini geçirdikçe, tövbesine daha sadık olur ve nefsini günahlardan daha çok arındırmış olur. Şunu da unutmamak gerekiyor ki, Ramazan ayında ağırlık vermemiz gereken ibadetler nafile ibadetlerdir. Çünkü farz ibadetler yılın her ayında yapmamız gereken ibadetlerdir. Bu yüzden Ramazan ayında nafile ibadetlerimizi çoğaltmalı ve Ramazan ayından sonra da bunları devam ettirmeye gayret etmeliyiz.
Ya Rab! Ruhum sana uçmak ister, günahlarla bedenim boğulur…
Ya Rab! Sen rahmet ettikçe ruhuma, bedenim günahlardan arınıp sana kavuşur...
Selam ve dua ile…