Gitmeden Öğren sayfamızda bu ay sizlere Bilge Lider Aliya Izzetbegoviç’in ülkesi Bosna Hersek’i tanıtmaya çalışacağım.
1 Mart 1992 yılında bağımsızlığını ilan eden Bosna Hersek'in %50 sini Boşnaklar, %30'nu Sırplar, %15'ini ise Hırvatlar oluşturmaktadır. Bu nedenle ülkede kullanılan resmi diller; Boşnakça, Sırpça ve Hırvatça’dır. Ülke Yönetimi ise Bosna Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti olarak 2 devletçiğe bölünmüştür. Ülkenin kuzey, batı ve güneyinde Hırvatistan; güneyde Karadağ; doğusunda ise Sırbistan bulunmaktadır. Bosna-Hersek'in başkenti ise en büyük şehri olan Saraybosna'dır.
Beş yüz yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyetinde varlığını sürdüren Bosna Hersek, 1878 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun kontrolüne geçti. Ülke, Birinci Dünya Savaşı sonunda daha sonra Yugoslavya adını alacak olan Sırp, Sloven ve Hırvatlardan oluşan imparatorluğa katıldı. İkinci Dünya Savaşı’nın 1945 yılında sonra ermesinin ardından Doğu Bloğu’na katılan ve komünizmle yönetilmeye başlayan Yugoslavya’da, Yugoslav lider Josip Broz Tito’nun 1980 yılında ölmesi sonrasında ekonomik ve siyasi açıdan zayıflama dönemi başladı.
Zayıflama dönemi sonucunda Yugoslavya’nın ayakta kalamayacağını anlayan Boşnaklar bağımsızlığını ilan ettti. Bosna Hersek 7 Nisan1992‘de ABD ve diğer batılı ülkelerce tanınmış ve 22 Mayıs 1992‘de Birleşmiş Milletler‘e yaptığı üyelik başvurusu kabul edilmiştir.
Bu kararları tanımayan Sırplar 1992-1995 yılları arasında sürecek kanlı savaşı başlattı. Aşırı milliyetçi Slobodan Miloşeviç ve onun desteklediği militanlarca sistematik bir soykırım gerçekleştirdi. Bu dönemde 100 binin üzerinde Boşnak katledildi. Batılı ülkeler ise uzun süre gereken tepkiyi göstermeyerek soykırıma seyirci kaldı.
Savaşın ilk aylarında askeri olmayan doğudaki pek çok Boşnak şehri Sırpların saldırıları sonucu kolayca düştü. Ancak şehri çeviren tepelerin de yardımıyla Srebrenitsa saldırılara karşı kendisini başarıyla savundu. 1993‘te Birleşmiş Milletler Srebrenitsa’nın da aralarında bulunduğu 6 yerleşim birimini “güvenli bölge” ilan etti.
Mayıs 1995‘te Sırpların şehre yaklaşması üzerine, Srebrenitsa’daki Müslüman Boşnaklar, Hollandalı askerlerin kendilerini savunmasını istemiştir. Ancak bu talep kabul edilmediği gibi Boşnaklar silahsız ve yalnız bırakılmıştır. Temmuz 1995‘te General Mladic komutasındaki Sırp güçleri Srebrenitsa’daki Hollandalı Birleşmiş Milletler güçleriyle anlaşarak şehri hedef aldı. Sırplar Srebrenitsa’ya geldiğinde Hollandalı Birleşmiş Milletler gücü komutanı, Sırpları engellemek yerine onlara katliam konusunda yardımcı oldu. Kadın ve çocuklar ayrıldıktan sonra askerlik çağına gelmiş olan erkekler otobüslere bindirilip kampın yakınında kurşuna dizilerek öldürülmüştür. II. Dünya Savaşı‘ndan sonraki en büyük soykırımlardan olan bu katliamda 15 bin Boşnak’ın katledildiği söylenmektedir.
Srebrenitsa Katliamı’nın ardından o güne kadar olaylara kayıtsız kalan batı kamuoyunda Sırplara karşı baskılar arttı ve 1995 yılı sonlarında yapılan Dayton Antlaşması ile savaş son ermiştir.
Dayton Barış Antlaşması doğrultusunda oluşturulan anayasaya göre, devletin en üst makamı Boşnak, Sırp ve Hırvat üyelerden oluşan Devlet Başkanlığı Konseyi oldu. 4 yıllığına seçimle belirlenen üyeler, 8 ayda bir dönüşümlü olarak Konsey Başkanlığı görevini üstleniyor.
Bosna Hersek’ten bahsederken Bilge Lider Aliya Izzetbegoviç’ten bahsetmemek olmaz. Komünist rejimin baskısı altında bir grup arkadaşıyla İslami mücadele veren Aliya, daha sonları bu mücadelesini siyaset sahnesine taşımıştı. Ancak rejimin baskısı ise sürekli üzerindeydi. Defalarca zindana atılan Aliya burada İslam dünyasına birçok eser kazandırdı. Bağımsızlık mücadelesinde ve Sırpların katliamlarına karşı Bosna, Aliya’nın liderliğinde önemli işler başardı. Bilge Lider Aliya, Dayton Antlaşması ile Müslüman Boşnaklar’ın savaştan en az kayıpla çıkmasını sağlamıştır. Bilge Lider ardında İslam Deklarasyonu, Doğu ve Batı Arasında İslam gibi kıymetli eserlerin yanı sıra büyük bir mücadele örneği bırakmıştır.
Bosna-Hersek’in tarihi ve doğal güzellikleri ise saymakla bitmiyor. Başkent Saraybosna doğu ve batı kültürleriyle sentezlenmiş, kültürel açıdan büyüleyici bir zenginlik kazanmıştır. Burada savaş dönemini anlatan müzeleri gezebilirsiniz. Dört bir yanı Osmanlı eserleri ile dolu olan Başçarşı tarihi atmosferi nedeniyle Saraybosna’da gezilecek yerler listesinde ilk sıralarda olmayı hak ediyor. Mostar ise Bosna-Hersek’in Hersek bölgesinin en büyük şehridir. Şehrin en özel sembollerinden olan ve şehrin iki yakasını birleştiren Mostar Köprüsü, Neretva Nehri’nin muhteşem manzarasına da ev sahipliği yapmaktadır. Bosna Hersek'in güneyinde Srebrenitsa'nın kuzey batısında bulunan Potoçari köyünde bulunan Potoçari Mezarlığı’nda doğum tarihleri farklı, ancak ölüm tarihleri aynı olan binlerce kişinin mezarı, sarsıcı bir manzara oluşturuyor. Çünkü bu mezarlar, Temmuz 1995’de Srebrenitsa’ya sığınan ve daha sonra Sırp birliklerine teslim edilerek katledilen erkeklerden oluşan masum Boşnak sivillere ait. Buraya gelen ziyaretçiler gözyaşlarına hâkim olamıyor.
Bosna Hersek’in mutfağı da oldukça zengindir. Boşnak lezzetleri arasında Cevapi’nin yeri ayrıdır. Cevapi, somun pide içinde ve yanında soğan ile servis edilen dikdörtgen şeklinde hazırlanmış bir kebap türüdür ve yanında mutlaka ekşimsi bir acı sos olur. Begova Çorbası ise havuç, patates ya da kereviz gibi kıvam verici sebzelerle hazırlanır. Çorba, güveç kaplarda ağır bir şekilde pişirilir. Oldukça iştah açıcı bir çorbadır ve kremsi bir yapıya sahiptir. Bir Osmanlı tatlısı olan Tufahiye ise içi ceviz dolgulu elmanın şerbete batırılmasıyla hazırlanıyor. Acı kahve ile çok iyi bir ikili oluşturan bu tatlı, bölge halkı tarafından çok seviliyor.
Bosna Hersek ve Türkiye Cumhuriyeti arasında vize muafiyeti anlaşması bulunmaktadır. Bu nedenle her iki ülkenin vatandaşları da vizesiz seyahat edebilmektedir.
Yakın tarihin en büyük soykırımlarından birinin yaşandığı, tarihi ve doğal güzellikleri ile meşhur olan Bosna-Hersek’i sizlere tanıtmaya çalıştım. Bir başka yazımda bambaşka diyarlarda görüşmek dileğiyle.
Yazıyı videolu haliyle izlemek için:
https://www.youtube.com/watch?v=naANkeCwoeQ&list=PLHN2o3HOFUTfsMRzzLZEAQyICB7NAl6dx&index=14
Söz&Kalem | Muhsin Şenol