Sizde üniversite, lise, öğrenci evi veya yurtta yaşadığınız, ''1 tefekkür, 1 tebbesüm'' misali herhangi bir olayı yazıp, e-posta yoluyla ([email protected]) gönderebilirsiniz.
Söz&Kalem Defteri - Hatıra Defteri
Bu sayfada siz öğrenci dostlarımızın öğrencilik dönemlerinde yaşadıkları güzel hatırlarına yer vereceğiz. Öğrenci evleri ve yurt dönemlerinde yaşanan birbirinden güzel ve ilginç hatıraları bu sayfada okuyacaksınız. Okurken hem gülecek hem de maziye doğru bir yolculuğa çıkacaksınız. Bakalım bu ay hatıralarını gönderen kardeşlerimiz neler yaşamış, buyurun hep birlikte bakalım..
Sebil Nakliyat
Üniversite yıllarının en unutulmaz taraflarından biri öğrenci evlerindeki dayanışmadır. Ancak bu dayanışma bazen farklı bir boyut kazanır, özellikle de konu ev taşımaya gelince. Biz de öğrenci evinde yaşayanlar olarak sürekli arkadaşlarımızın taşınmalarına yardım ediyorduk. Durum o kadar sık hale geldi ki, bir çözüm bulmak gerekti. İşte o an ortaya çıktı: “Sebil Nakliyat” – ücretsiz, gönüllü taşımacılık hizmeti!
Sebil Nakliyat, her ne kadar resmi bir şirket olmasa da, biz kendi aramızda oluşturduğumuz bu hayali ekiple duruma mizahi bir çözüm bulduk. Her taşınma operasyonunda tıpkı profesyonel bir ekip gibi organize oluyorduk. Elbette ki, ücret falan yoktu; sadece arkadaşlık, yardımlaşma ve bolca espiri.
Taşınan arkadaşlarımızı "Müşterimiz memnun mu?" diyerek şakalaşarak uğurlardık. En keyifli anlarımız ise eşyaların taşınma sürecinde yaşadığımız absürd diyaloglar, evdeki eşyaların yerleştirildiği sıradaki hatalar ve işin akabinde bize ısmarlanan ev yemekleri olurdu.
Sebil Nakliyat, sadece bir taşınma hizmeti değil, aynı zamanda öğrenci evlerindeki kardeşlik duygusunun bir yansımasıydı. Yardımlaşmayı mizahi bir forma dönüştürerek, en ağır işleri bile hafif bir hale getiriyorduk.
Ahmet Şimşek
Bire/Beş:
Üniversite'ye yeni gelmiştim. O aralar ailemin maddi durumu iyiydi, ailem geçim kaynağımdı. 1 ay sonra bir mesele ile ailem elindeki kaybedip tüm mal varlıklarına haciz geldi. Bu olaydan sonra ailem aradı ve dedi ki; ‘’artık başının çaresine bak biz bunu karşılama durumunda değiliz.’’
Ben de başladım iş aramaya. O ara yeni tanıştığım bir arkadaşım çalıştığı yerden ayrılmıştı. Kendisine ‘’Orada elaman ihtiyacı varsa ben çalışabilirim’’ dedim. Numarasını alır almaz aradım ve çalışmamı kabul ettiler. Başladım normal garsonluk yapmaya. Geliri çok iyiydi. Ekstra bir de iyi bahşiş veriliyordu…
Akşam saat sekizi bulunca restoran sahibi gelip dedi ki; ‘’toparlayın burayı, burada iş bitti. Yan bahçeye geçiyoruz.’’ Geçtik yan bahçeye. Bir de ne göreyim! Bar…
Yani bildiğimiz alkolün servis edildiği yer. İlk başta tereddüt ettim. Fakat paraya da çok ihtiyacım vardı. Başladım orada servis yapmaya. Ama tabi nasıl bir vicdan azabıyla...(Allah afettsin).
O gün akşam saat 12'ye kadar orada çalıştım. Ücretimi alır almaz minibüsü kaçırmayım diye aceleyle çıktım oradan. Minibüse yetiştim ama şoför beni almadı. İçerisi tıklım tıklımdı. İlk cezamızı burada çektik. Gideceğim yer 15 km uzaklıkta. Başladım yürümeye…
Tabi yolda o günaha bulaşmanın vermiş olduğu ıstırapla ve yağmurun altında derin tefekkürle yürüyorum.
Yurda vardığımda o gün oradan kazandığım parayı yolda kaybettiğimi fark ettim. Ve anladım ki bu Allah tarafından bir işaretti. Bu kanıya vardıktan sonra restoran sahibini diğer gün arayıp artık çalışmayacağımı söyledim. Sebebini sorunca, hassasiyetlerimin olduğunu dile getirdim.
Mesele işte burada başlıyor. Ben artık ne yapacağım konusunda derin tefekkür ederken o gün haramdan vazgeçmiş olmam beni teselli ediyordu. Allah büyüktür deyip yolumuza baktık. Aradan 3 gün geçtikten sonra bir telefon geldi, tanıdık bir akrabamızdan. Dedi ki; ‘’Bir kaç öğrenciye burs dağıtıyoruz. Seni de ekledik. Bize dua et yeter.’’ Bu biiir.
Bir hafta sonra, bir telefon daha bizim fakültenin dekanından geldi. O da aynı şeyi söyledi ve beni bursa bağladı. Bu ikiii. Aynı hafta içerisinde İzmir’de bir Firma Burs verdiği öğrenciler arasına beni de almış. Bu üüüçç. Ve bir hafta sonra farklı yerlerden iki tane burs daha geldi bana. Yani toplamda hiç beklemediğim 5 yerden bana burs çıktı.
O günlerde, şuna kanaat getirdim; Kul eğer haramdan vazgeçer de helal rızkı talep ederse, Allah haram kazançtan daha fazlasını helal olarak nasip eder. Yeter ki rızkın Allah'tan geldiğine iman edip sadece helal olana yönelsin.
İlyas Zerey