Söz&Kalem Dergisi - Abdulhamid Balcı
Bu hayatta bazı şahsiyetlerin hayatları, mücadeleleri ile eştir. Onların hayatını okumak, aslında bir yönü ile mücadelelerinin tarihini okumaktır. Bugüne kadar ele aldığımız şahsiyetlerden her birinin hayatı buna delildir.
Bu ay, şehid mühendis Yahya Abdullatif Ayyaş’ın cihad ve direniş ile geçen hayatını mercek altına alacağız. Kısa bir ömre, bereketli bir mücadele sürecinin sığdırılabildiğini bizlere gösteren ender kahramanlardandır komutan Yahya Ayyaş.
Genç yaşında şehitler kervanına katılan büyük komutan Yahya Ayyaş, 22 Şubat 1966 tarihinde, Batı Şeria'daki Rafat kasabasında dünyaya geldi. Ailesinin en büyük çocuğu olan Yahya, henüz altı yaşında iken Kur’an-ı Kerim’i ezberledi.
Akabinde İslami ilimler eğitimi almaya başladı. Bu eğitimi ile beraber lise eğitimine de devam etmekteydi. Liseden başarıyla mezun olduktan sonra, Beir Zeit Üniversitesi`ne kaydoldu.
Beir Zeit Üniversitesi’nde Elektrik Mühendisliği bölümüne kaydolan Yahya Ayyaş, 1991 yılında bu bölümden mezun oldu. Ayyaş’ın bu bölümden mezun olması onun hayatında ve mücadelesinde adeta bir dönüm noktası olmuştur.
İşgalci terör şebekesinin işgali, kanserli bir hücre gibi yayılırken, bu duruma seyirci kalmayan ve sadece kınamakla bu işgalin durmayacağını bilen Yahya Ayyaş, Filistin’deki direnişin saflarına geçmiştir. Keskin zekâsı, isabetli öngörüleri ve güçlü bir teşkilatçı yapısı dolayısıyla, kısa süre içerisinde, HAMAS'ın askeri kanadı olan İzzeddin el Kassam Tugayları içinde İstişhadi Eylemler Grubu'nun komutanı oldu.
Yahya Ayyaş, gerek Nebevi hareket metodundan örnek aldığı gerekse de diğer HAMAS yöneticilerinin pratiğinde gördüğü gibi kendisi de cihadını cephe arkasında değil, bilfiil sahada sürdürmüştür. Patlayıcılar konusunda uzmanlaşan Yahya Ayyaş, Filistin’de baş gösteren direnişe ve direniş eylemlerine farklı bir soluk katmıştır. Yaptığı bombalar ile işgal çetesine büyük bedeller ödeten Ayyaş, aynı zamanda direnişi daha farklı bir merhaleye taşımıştır.
Sahip olduğu beceri ve meziyetlerini davasının hizmetine sunan ve becerilere büyük kıymet katan Ayyaş, 1993’ten şehadetine kadar geçen sürede siyonist işgale karşı gerçekleştirilen eylemlerin arkasındaki isimdi.
Burada Yahya Ayyaş, aslında hem kendisinden sonra gelecek olan direniş erlerine hem de dünyanın farklı yerlerindeki genç Müslümanlara bir mesaj veriyor. Yahya Ayyaş diyor ki, “Sahip olduğunuz imkânlarınızı davanıza adayın ki Allah imkânlarınızı ziyadeleştirsin. Sahip olduğunuz becerileri, ilmi davanızın hizmetine sunun ki onların bir kıymeti olsun, bu beceri ve ilminiz sizi Cennete taşısın. Davanın hizmetine sunulmayan beceriler körelmeye, ilim çürümeye mahkûmdur.”
Yahya Ayyaş, siyonist işgalcilere de bir şeyler diyordu, “Artık güvende değilsiniz ve bombalarımızın hedefinden kurtulamayacaksınız”. Yahya Ayyaş, Enfâl Suresi’nde geçen, “Ey Mü’minler! Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar güç ve savaş atları (savaş vasıtaları) hazırlayın ki, bununla Allah'ın ve sizin düşmanınızı ve onların dışındaki sizin bilmeyip, Allah'ın bildiği düşmanları korkutasınız.” ayetini sadece Mushaf’ın iki kapağı arasında bırakmamış, hayatı ve mücadelesi ile tefsirini yapmıştır.
Geliştirdiği bombalar ile adeta siyonist işgal şebekesinin korkulu rüyası olmuştu. Bu yüzdendir ki işgal rejiminin en çok arananlar listesinin başında yer almıştır. Mühendis Yahya Ayyaş, istihbarat taktiklerini de bilen ve bu yüzden çok iyi kamufle olabilen bir efsaneydi. “Mühendis” lakabı ile bilinen bu deha, beş yıl boyunca farklı kılıklar ile Filistin’in farklı yerlerinde rahatça gezebildi ve eylemler gerçekleştirdi.
En son Şehid Yahya Sinvar’ın şehadetinde bir kez daha tanık olduğumuz bir durumdur, HAMAS’ın yönetici kadrolarının sahadan ayrılmayıp bilfiil cephede yer alışları. Şehid Mühendis Yahya Ayyaş’da Filistin’in her bir karış toprağını mücadele alanı olarak görmüştür. Ve bazen yaşlı bir Filistinli, bazen dindar bir Yahudi, bazen de silahlı bir Yahudi yerleşimci kılığında 5 yıl süreyle Filistin’in her köşesini dolaşarak, işgalci çetenin korkulu rüyası olmuştur.
Her an her yerden çıkabilen ve çok rahat bir şekilde kamufle olabilen, gizemli bir düşmandı, siyonist çete için. Şehirlerde dolaşırken işgal rejimi plakalı ve üzerine "Golan halkıyla beraber!" "el-Halil, sonsuza kadar!" "Mesih'in gelişine hazırlanın!" gibi siyonist yahudilerin kullandıkları ancak değişik anlamlara çekilebilecek nitelikteki sloganlar yazılı bantlar yapıştırılmış arabalar kullanıyordu.
Yahya Ayyaş kendinden sonra gelen nesillere, İslam düşmanları ile mücadelenin ancak güçlü bir teşkilati yapı ile olabileceğini öğretti. Dava için her türlü tehlikenin göze alınmaya değer olduğunu, bütün yolların tıkandığı yerde Allah’a sığınarak yeni yollar bulunabileceğini öğretti kendinden sonra gelenlere. Düşman istihbaratının ne derece sinsi olduğunu bilen Ayyaş, bütün mücadele hayatı boyunca gizliliği esas almıştır. Yıllarca Siyonist yahudilerin arasında gezmesine rağmen, onu bulamamalarının en büyük sebeplerinden birisi de bu yönüydü.
Ne var ki işgal rejiminin gizli istihbarat servisi Şin Bet, yerli işbirlikçiler ile direnişin nadide güllerini koparmaya devam ediyordu. Ayyaş'ın Gazze'de, çocukluk arkadaşı Usame Hamad'ın evinde kaldığını öğrenen siyonist işgal rejiminin gizli servisi Şin Bet, ajanlaştırdığı zayıf karakterli biri olan Usame Hamad’ın amcası Kâmil Hamad üzerinden Yahya Ayyaş’ı şehid ettiler.
Şin Bet, Ayyaş'a vermesi için Kâmil Hamad'a bir cep telefonu verdi. Şin Bet ajanları Kâmil Hamad'a, telefondaki böcek sayesinde Ayyaş'ı dinlemek için telefonu ona vermesini söylediler. Ancak telefon taşıdığı böceğin yanı sıra 15 gram RDX patlayıcı da bulunduruyordu. Kâmil Hamad telefonu, Ayyaş'ın düzenli olarak telefonlarını kullandığı yeğeni Usame'ye verdi.
5 Ocak 1996 sabahı Cibaliya mülteci kampında bulunan Ayyaş, babası tarafından arandı. Ayyaş, babasıyla konuşurken aniden bağlantı kesilir. Bunun üzerine her şeyden habersiz yeğen Hammad, içinde bomba bulunan telefonu Ayyaş`a vererek konuşmasını bu telefondan sürdürmesini teklif eder.
Ayyaş bu durumdan şüphelenmez ve uzatılan cep telefonuyla konuşmaya başlar. Aynı anda üzerinde dolaşan siyonist rejimin uçağı Ayyaş'ın telefon konuşmasını komutanlığa aktardı. Telefondaki kişinin Ayyaş olmasının teyit edilmesinden sonra Şin Bet tarafından telefondaki patlayıcı ateşlendi. Patlamayla birlikte Ayyaş da şehid oldu.
siyonist işgalci çete, Mühendis Yahya Ayyaş’ı şehid ederek rahatlayacağını düşünüyordu. Fakat bilmedikleri bir şey vardı ki, Yahya Ayyaş, kendinden sonrası için nice Yahya’lar yetiştirmişti. Ve bugün ondan sonra gelen binlerce Yahya Ayyaş, siyonist şebekeye kan kusturuyor ve gerçek yüzlerini tüm dünyaya gösteriyorlar.
İslami mücadelede asıl olan ideallerdir. İdealler terk edilmedikçe, ölseniz de hayattasınızdır. Hele ki idealiniz Allah’ın dininin yeryüzüne hakim olması, toplumun İslam’ın rengi ile boyanması ise ve İslam beldelerini Allah’ın dinine düşman olanlara karşı savunmak ise şehid olursunuz. Ve ölünce, hayatta olduğunuzdan daha diri olursunuz. Bu hayatta geçirdiğiniz yıllardan çok çok daha fazla yaşarsınız.
Bugün biz nice şehidimizi, şehid olduktan sonra tanıyor ve mesajlarını alıyoruz. İşte şehadet böyle bir şeydir. Sizden sonra davanıza ve ideallerinize ses olur, güç olur. Siz yaşarken ulaşamadığınız coğrafyalara taşır sizin sesinizi ve ideallerinizi.
Rabbim bizleri katına şehid olarak alsın. Amin!