Gülerim makinelerin ve napalmların ve füzelerin ve jetlerin ve elli megatonluk nükleer bombaların ve tankların ve votkaların ve viskilerin ve eli kanlı despot şeflerin kölesi olmuş “süper güçlerin” ham hayallerine!.. Gülerim “savaş”ın “iman”la değil de ölüm makineleri ile verileceğine inananlara!.. Elbette savaşların galibi “insan” olacaktır, inanan insan, asla araçlar değil!..
İpekyolu'ndan Afganistan'a / Erdem Bayazıt
Birkaç yıl önce, Hamas'ın o dönemki lideri Halid Meşal'le İstanbul'da sohbet etme imkanı bulmuştum. Bayrampaşa'da bir restoranda, dar katılımlı, samimi bir sohbet ortamıydı. Masadakilerden biri, yemek sırasında cep telefonunu açarak bir fotoğraf gösterdi: "Bakın, Gazzeli çocuklar..." Karede, bir duvara yaslanmış dört tane çocuk görülüyordu. Fotoğraf yakın plandan çekildiği için, duvarın taşlarının sadece bir kısmı kareye girebilmişti. Fotoğrafta başka herhangi bir şey de yoktu. Meşal, fotoğrafa birkaç saniye baktıktan sonra gülümsedi ve şöyle dedi: "Gazze değil burası. Bu taşlar Gazze'ye ait olamaz."
....
Halid Meşal'in, hem de uzun süredir hiç gitmediği, Gazze için ulaştığı bu aşinalık seviyesi, bütün bir İslam coğrafyası için ulaşmamız gereken bir hedefti artık benim için.
Seyrüsefer / Taha Kılınç
İnsan aynı anda üç ayrı zamanı yaşayabilen yegâne varlıktır. İçinde bulunduğu anla birlikte geçmişi hatırlar, gelecek zamanı ise tahayyül eder. İnsan olmanın tabii bir neticesi olan bu durum aynı zamanda insan davranışlarında ve ahlakında ortaya çıkan temel hastalıkların insan üzerindeki etkilerinden başka bir şey değildir. Sufiler şunu söylemişlerdir: İnsanın görevi anı değerlendirmektir. Geçmiş ve gelecek ile ilgilenmek insanı yapacağı işten alıkoyan iki perdedir. İnsan ibnü'l-vakttir, yani zaman içindeki varlıktır ve ancak kendisine verilen zamanla sorumludur.
İbnü’l-Arabî Metafiziği / Ekrem Demirli
"Batı cennetine" özlem duyanların, çoğu zaman göçmenlikten başka çareleri yoktur.
Ölümcül Kimlikler / Amin Maalouf
Güzellik bazen sadece kendimiz olmanın özgürlük ve berraklığındadır. Başka bir şeye ihtiyaç yoktur. Kâbe olağanüstü yalınlığında güzeldir.
Başı Sınuklar İçin Kılavuz / Kemal Sayar
Duygusal düzeyde duygularımıza zarafet ve letafet kazandırmayan bir iman soğuk, kuru, etkisiz, güçsüz ve donuk bir dindarlık meydana getirir. Kuru, duygusuz, korkusuz, ümitsiz, merhametsiz, kibirli, kaba dindarlık gösterisi ise Allah nezdinde hiçbir değer ifade etmez.
Kalbin Erbaini / Mehmet Görmez
Hz. Peygamber tarafından dikkate alınan ve günümüz öğrenci merkezli eğitim anlayışıyla da paralellik gösteren bireye yönelik eğitim, eğitimde önemli bir ilkedir. Bireylerin fiziksel ve zihinsel kapasiteleri aynı olmadığı için, sunulan bilgiler karşısındaki tavırları da farklı farklıdır. Dolayısıyla her şeyi herkese öğretmektense her bireye ihtiyacı olanı öğretmek daha önemlidir.
Eğitimci ve Tebliğci Hz. Peygamber (s.a.v) / Adnan Demircan
Modern insan, zevklerinden zaruri ihtiyaçlarına varıncaya kadar tercihlerini fark ettirmeden başkasının belirlediği, bir başkasınca programlanan, kendi kendini denetleme yetisi elinden alınmış, üretim ve tüketim girdabı içinde tükenmiş bir varlık. Modernlik, dini olarak günah, ahlaki olarak ayıp sayılan ne varsa dönüşüp normalleştiği, günahı günah, ayıbı ayıp saymanın garipsendiği, alaya alındığı ve dışlandığı bir dünyanın inşasıdır. Bu yönüyle modernlik yeni dünyanın yeni dinidir. Burada haz ve hızı sınırlandıran bütün manevi güçler devre dışıdır.
Genetiğiyle Oynanmış Kavramlar ve Aile Medeniyetinin Sonu / Saffet Köse
İnsanlar aşkın mahiyeti üzerinde tam anlamıyla anlaşamadılar. Üzerinde çok kafa yordular, uzun inceleme yaptılar. Benim düşünceme göre aşk, ruhların çeşitli yaratıklar arasında bölünmüş parçalarının birleştirilmesidir.
Güvercin Gerdanlığı / İbn Hazm
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyûlâyı da, er geç silecektir.
Rahmetle anılmak... Ebediyet budur, amma,
Sessiz yaşadım, kim, beni nerden bilecektir?
İstiklâlimizin Bülbülü Mehmet Âkif Ersoy / Mustafa Kara
Türkiye’de ki İslami uyanışın en önemli temel taşlarının başında gelen Üstad Bediüzzaman bu tarihi çıkışı ile yalnız Türkiye Müslümanlarını değil, aynı zamanda İslam âlemini de heyecanlandırmış; cesaret, ümit ve istikamet vermiş ve pek çok İslami uyanış çalışmalarına da ilham kaynağı olmayı başarmıştır. Son nefesine kadar üstadın bir gözü ve kulağı Türkiye’de ki gelişmelerde olmuşsa, bir gözü ve kulağı da İslam âlemindeki gelişmelerde olmuştur. İhvan’ı Müslimin hareketi başta olmak üzere, İslam âleminde ki hareket ve cemaatlerle de ilgilenmiş, haberleşmiş ve İslam’a hizmet noktasında diyalog içerisinde olmuştur.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi / Muhammed Şakir
Kültür, “niçin yaşıyorum?” sorusu ile ilgili statik bir konudur; uygarlık ise ihtiyaçlarımızın tatmin edilmesi tarzının devamlı ilerlemesidir. Birisi hayatın manası, öteki ise hayatın tarzı meselesidir. Uygarlık tırmanan bir hat üzerinde seyrediyor; ateşin keşfinden başlayarak, se değirmeni, demir ve bunun arkasında yazı ve makine, atom enerjisi ve uzay uçuşlarına kadar… Kültür ise hep araştırır, geri döner ve yeniden başlar. Kültürün hamili olarak insan, tipik kusurları ve faziletleriyle, şüpheleri ve yanlışlarıyla yani özünü teşkil eden her şeyle harikulade bir devamlılık ve hemen hemen değişmezlik arz etmektedir.
Doğu Batı arasında İslam / Aliya İzzetbegoviç